Kay(ıp)bedenler K/lan+-Dereasonable (VV)arp Presents
>>>>>Poemé
Yirminci Yüzyılın Portresi - Czeslaw MILOSZ
Kardeşçe bir özen dolu, gülümsemenin ardında,
Nefret eder, iktidar diyalektiğinin kurbanı gazete okurundan.
"Demokrasi"ye çağırır hep göz kırparaktan.
Yalnızca nefret eder insanın bedensel zevklerinden,
Hiç unutmaz yiyip yiyip çiftleşenleri,
Tümünün boğazını kesivermektir derdi.
Genel öfkeyi durdurmak için önerisi: dans ve garden-parti.
"Kültür!" der "Sanat!" der, ama bunlarda gördüğü
Bir sirktir, ne fazlası ne eksiği.
Tamamen tükenmiştir, bitmiştir.
Uykusunda ya da ameliyat masasında, "Tanrım, ah Tanrım!" der
Kendisini Mithra ile İsa'ya tapınmayı birleştiren Romalı gibi görür.
Eski inançlara bağlıdır hâlâ bağlıdır, bazen de kendini şeytanın elinde sanır.
Geçmişe saldırırsa da istemez tümden yıkılmasını,
Korkar kafasına başka dayanak bulamamaktan.
İskambili, satrancı, en çok da kendiyle tartışmayı sever.
Bir eli Marx'ın yazılarının üstündedir, ama gizlice İncil okur.
Tükenmiş kilise ayinlerini alaycı gözle izler.
Dekoru: At eti rengi yıkılmış bir kent.
Elinde: Ayaklanmada öldürülmüş bir "faşist" oğlanın not defteri.
Deuss_Ex_Machina_235_--_Where's My Money Dubstep Set By Sühan Gürer
15 Aralık 2008 Pazartesi gecesi yayınlanmış programın parça dizinidir.
>>>>>Musique
Guest Of The Week: Sühan Gürer (Proodos / Dinleme Parkı)
Album Of The Week: Caspa-Ave It: Volume 1 & 2 (Sub Soldiers)
>1<-The Others-Bed Bugz (Veri Lo Records)
>2<-Skream-I (Loefah Remix) (Tempa)
>3<-Caspa-Noise Disorganiser (Pitch Black)
>4<-Stenchman-Signs (Heavy Load)
>5<-Skream-Fick (Tempa)
>6<-DZ-Down (True Tiger Recordings)
>7<-Kid Sister Feat. Kanye West-Pro Nails (Rusko Remix) (Fool's Gold)
>8<-Rusko-Hammertime (Sub Soldiers)
>9<-TC-Where's My Money (Caspa Remix) (D-Style Recordings)
>10<-Caspa-My Pet Monster (Digital Soundboy Recording Co.)
>11<-Skream-Make Me (Tempa)
>12<-Skream-Lightning (Tempa)
>13<-Caspa-Louder (Pitch Black)
>14<-Bar9-Malicious Thoughts (Audio Freaks)
Download / İndir
Where's My Money Dubstep Set By Sühan Gürer Bölüm (235) – Durdurulamayan Yelkovan Peşinde Akrebin, Gitmek İsteyip De Gidilemeyeni, Kavuşulamayanı Çağrıştırıyor. Biri Hızlı, Öteki Temkinli, Mücadele Hengamede Devam Ediyor...
>>>>>Bildirgeç
Geçiş ve görüntüler, yığınlar halinde akıntının tersi yönde ilerlemeyi kendine destur edinen kitleleri gözlerimizin önüne seriyor. Rahatsız edici bir sessizlik sınırlandırmasının dışında afaki ses dalgaları yayılıyor, dört bir yana, dört ayrı koldan. Biteviye bir deneyimlemenin çok daha ötesinde gerçekten oralarda toplanmaya neden olan erkin, idenin, farklılıklarını imleyen, ama bir o kadar da etkileyici kılan yönlerin de artık uluorta konuşulur kılınması, gözlenebilmesi bile baskın olanın uzağındaki seslerin yükseltildiği koca alanları daha da manidar kılıyor. Sıfırdan varolmak dedikleri de sanırız böylesi bir şey değerli okur. Oluşturulan imtiyazsız tepkime, kimseciklerin kampına dahil olmadan, aidiyetleri de sorun etmeksizin, inanılıp sebat edilmiş, ama varlığına şahitlik edilemeyen toplumsal dinamiklerin farkına varılmasını da sağlıyor. Sessizliği aşabilmenin, izole edilmişliği yerle yeksan edebilmenin, yegane yolunun imece usülü olan gürültüyü çıkartmakta olduğu bilincinin de ha keza. Sözcüklerin kendilerine hazır ve nazır biçilmiş anlamlarını genişleten bir çabanın yansıması olarak değerlendirilip, anlam katılabilecek bir biçimsellik. Ortalık yerden, oldurulamazlara karşı bir duruşu sergileyebilmenin heyecanı ile beraber. Topyekün varız veyahutta hiçbirimiz yokuz. Sonuçları çok bariz bir biçimde idrak edilebilecek kadar açıkça kendi yolunu çizen bir nümayiş bu, adı üzerinde, görüntülerin gerçekliğinde vuku bulan. Sterilize edilmiş, giz perdesine düğümlenmiş, susturulmaya da, sus paylarıyla avutulmaya da alıştırılmış insanların artık bu uğrusuz mizansenlerin figüranları olmadıklarını, gümbür gümbür ilan eden bir manifesto. Popülist siyasallığın ve popüler kültürün de mayasını kardığı bu dolambaçlı, görünüşte avutucu olan ama çıkışı pek nadir bulunabilen labirent dehlizlerini aşabilmenin yolu hataların sorumluluklarını ortaklaşa alabilecek kadar cesurca birbirleri arasında pay edebilenlerin becerebileceği ise aşikar.
Popüler kültür varedilmiş sınırlandırmaların ötesindekini aramamamızı salık verir, birbiri ardılınca dizili olan görüntülere ev sahipliği yapan televizyonlar aracılığıyla. Toplumsal ilerlemenin yegâne baş aktörü olabilecek bir metadan kitlelerin, bütün olan bitenden sadece bilmesi gerektiği kadarını o da doz aşımı olmamak kaydıyla, limitinde, asgari bilgilendirme ile paylaşan, dertsiz tasasız pasif bir ileteç haline dönüşmüş olması da boşuna değildir. Deneyimlemenin handiyse sıfıra indirgendiği, var edilmeye çalışılan açılımları, umursamazlığın enginliğine terk edildiği, bir şeyler ortaya çıkartmaya çaba sarf edenleriyse küçümsemeye sonuna kadar yıldırmaya ve hakir görmeye dayanan, gördükleri kadar gerçekliği sorgulamadan kitlelerin kabul etmesini dayatan bir vasıta olarak görsel medya iş bu popüler kültür seceresinde tamamlayıcılık vazifesine tüm imkanlarını seferber ederek devam ediyor. Körü körüne, körlemesine biçimsizliği alenen yenilik olarak satmaya gayret ederek. Biçimsizliğinin uzunca bir süre evveli kaybetmiş olunduğu, inandırıcılık sağlamaktansa allayıp pullayıp süsledikleri , görmezden gelinmesi için daha fazlasına da müsammaha gösterecekleri bir seyirlik dizilimi içinde varlığını sürdürmekte televizyonlar. Popüler kültürün tespit ettiği, şeklen yönlendiriciliğini de tescil ettirdiği ekranlar, mütemadiyen bu istikrarsızlığı, genel gidişattaki olumsuzlukları görmememiz için mekanizmasını ve kumpaslarını sergilemeye ise şimdilerde hiç olamadığı kadar kuvvetli bir cepheyi oluşturmakta. Gündelikliğin kendi soru ve sorunlarının çığ gibi büyümesine karşı mamafih bir Neşe Harikalar Diyarında platosunda yaşamımızı sürüp durduğumuz masalına daha ne kadar inanacağız ? Ne kadar ötekinden berikinden saklanmaya çalışılan, zamanı gelmiş olan ve bir şekilde konuşulması gerekli olan fikirleri, önerileri birbirimizle paylaşmaya başlayacağız? Sadece içimizden birilerine fayda sağlamasının ilerisinde genele de faydalı olabilecek açılımları oluşturacağız. Durma bilmeden tepkimeyi oluşturana kadar çaba sarf etmemiz gerektiğini nasıl idrak edeceğiz ?
Elimizdekilerin seçim ve seçtiklerimizin can acıtıcı hatalarının ruhda oluşturduğu zerre kıvamındaki zararın artık tepkimeyi sağlamasını beklemeksizin, nedenlerimizin peşini aramaya koyulabildiğimiz gün bu tersyüz edilmiş eşikleri de aşabileceğiz. Ötekinin, berikinin başına gelenlerin sadece onlara mahsus olmadığının, sadece ona ve onlara tabii olanlara bahşedilmediğinin, tıpkı zamanımızında bir yar halini almasına sebebiyet veren girdap gibi herkesi bu etki alanının içine çektiğini de bir zahmet farkına varacağız. Gün gelecek kolaycılığın ve yaldızlarla süslü avutuculuğun yerinde dolambaçsız, dolaysız, sahteliğin yerinin olmadığı bir dünya hayalini kurmak çok mu ütopik? bunu takdirlerinize bırakıyoruz. Söylemlerin peşi sıra gidebilmenin, bilinçlenerek önümüze yeni eşikler açabilmek için deneyimlerden faydalanmanın, söylencenin, popüler kültür zemininden daha çok düşünsel zemine çekilebilmesinin yollarını arayarak başlayabiliriz. Farklılıklarımızın ayrıştırıcı olmasından ziyadesi ile bütünleştiriciliği sağlamak için tartışabiliriz. Dünyanın hiçbir köşesinde yaşamların, yaşam alan- larının öncüllüğünde, sorgusuz sualsiz yargısız infazlarla yok edilmemesi için çaba sarf edebiliriz. Evet en azından bunu yapabiliriz. Aksi takdirde sürdüğümüz yaşantılarımızda, ilerici olduğumuzu sandığımız asri zamanımızda belirli sürelerde yaşam süren hayat formları olmanın ötesinde bir şey olamayacağız. Sözü dilbilimci, akademisyen, siyaset bilimci ve savuncusu olduğu konular arasında en çok yorum ve açılım getirdiği kimlik olan, anarşist olarak tanımlandıran Avram Noam Chomsky'nin vecizi ile bağlayalım: 'Karşı karşıya bulunduğumuz meydan okumalarla yüzleşmekte acze düşersek, modern biyolojinin büyük isimlerinden birisi olan Ernst Mayr’ın spekülasyonunu doğrulamış olacağız: Yüksek zekâ, evrimsel zamanın geçici bir anından daha uzun süre hayatta kalma becerisine sahip olmayan evrimsel bir hatadır.'
Gündemin karabulutlara teslim olduğu, neredeyse ümitsizliğin bir çıkarsama olarak hemen benimse, kabul et, uygula kolaycılığına kendi elleriyle teslim ettirdiği girift güncede, müzik hala bu baskınlık ve yıldırma doluluğu aşabilmek, biraz daha salim düşünmek için gerekli olanı sağlamayı sürdürüyor. Sadece eğlendirici bir dinlenceliğin yanında daha makul işlerle ortaya çıkan, sözcüklerimizle sizlere iletmeye çalıştıklarımızda olduğu gibi, fikir teatrilerine zemin sağlayan çalışmaları sizlere ulaştırıp, dinletmeye devam ediyoruz. Yönelimleri ile dans kurgusunun çok da uzağına gitmeyen, tekdüzeliği aşabilmek için farklı müzikal izleklerden beslenerek evrilen bir müzikal disiplin olan Dubstep'i bu sefer de Proodos güncesinden Sühan Gürer'in seçtikleriyle beraber mercek altına aldık. Kurgusunun dahilinde eklektik seslere de kapısını aralık bırakan dubstep'in 'müziği' zenginleştirme konusundaki açılımlarına dair yeterli önermeyi de seçki dahilinde irdeleme şansını yakaladık. Standartlara bağlı kalınan, aynı kalıptan değişikliğin uzağında tekdüzeliğe kendini kaptıran elektronik müzik'de Dub, Reggae ve Techno gibi disiplinlerden beslenerek rotasını belirleyen harmanlar elbette ki alternatifi arayanlar için de yeterli bir başlangıcı sağlayacağı ise hiç şüphesiz bir gerçek. Alamet-i Farikasını da oluşturan sinematografik ses kesitleriyle, pist fatihi, enerjik müzikal komposizyonların üreticileri arasında kendine sağlamca bir yer edinen Gary McCann aka Caspa'yı Deuss Ex Machina'da haftalık önerilerimiz dizininde sizlerle paylaşıyoruz. Yoğunluklu bas kümelerinin hanesinde, deneyselliği de kıvamında kullanmaktan kaçınmayan, “jump-up” tekniği olarak tanımlandırılan aksak coşkunluğun merkezindeki çalışmalara dair detayları, geçtiğimiz sene müzikal ortağı Rusko ile beraber Fabric'in ilgiyle takip edilen dj miks serisinde yayınlamış oldukları baştacı kayıttan da faydalanarak sunalım.Dubstep elektronik müziğin sacayaklarını birbirine ilintilenmesini sağlayan bir bağlacı teşkil ediyor. Enstrümantal yapılandırmalar ile gerçekliğini sözlerin kuvvetinden alan, Virus Syndicate örneğinde olduğu üz're sokağın sesiyle özdeşleştiren, endüstriyelliği dans müziği kurgusu içinde kullanmaktan imtina edenleri bile yolundan alı koyacak incelikli işlere geçişleri barındıran çerçevenin devamında Caspa'nın türetmiş olduğu müziğe ulaşmış oluyoruz.Giderek yükselen hız döngüsünde, diyalogların alıntı yapıldığı esas filmin atmosferinden, içeriğine dahil edildiği yeni biçiminde değişik örneklerine dönüşmesi prodüktörün ilk elden çalışmalarında en çok karşımıza çıkan unsurunu oluşturuyor.Veya diğerlerinden ayrıştığı noktaları daha kolay keşfedebilmemizi kolaylaştırıyor. Öncülü olmuş Ragga, 2step, UK Garage disiplinlerinin kayıtlarında da kulaklarımızda yer etmiş, çalışmalarda kendine yer bulan bu diyalog kesitleri, ha keza anonimliği, amatörlüğün deneye açıklığını ifşaa ediyor. Kollektif üreticilerden, bizzat popüler kültürün tarumar edilmesine dair göndermelerini bu kayıtlar dizininde irdelemek mümkün kılınıyor, haddızatında. Kullanılmaktan kaçınılmayan sesler bir yerde söylenme zorunluluğu olan şeylerde, üreticinin dilini de oluşturuyor. 1982 Islewood doğumlu Gary McCann'i 'Caspa' olarak müzikal kariyerindeki adımlamaları da bu minvalde sözlere beis bıraktırmadan, çıkan üretimlerin izlerini takip ederek çözümlenebilecek bir bütünlüğü karşımıza çıkartmakta. Ergenliği boyunca babasının plak koleksiyonundaki kayıtlardan 50'lerden 80'lere uzanan ama özellikle punk müziğin öznel kayıtlarına, ardından okul günlerinde tanıştığı jungle'a birbirlerinin müzikal olmasa da sundukları alternatif çeşitlilendirme'de paralel müzikal disiplinlere kulak kabarttığını Fabric'e vermiş olduğu röportajdan öğreniyoruz.
Kendine asıl branş olarak basketbol’u seçmesine karşın birbiri ardına gelen sakatlıklar yüzünden, 18 yaşında ilk pikaplarını temin eder. Yedekte bekleyen, ilgisine daima mazhar olmuş müzikte şansını denemek isteyecektir, genç Caspa. Bir yandan DJliğini geliştirirken diğer yandan da prodüksiyonlar için el alıştırmalarına da başlar. Dubstep prodüktörlerinin hemen pek çoğunun elinin değmiş olduğu Fruity Loops programı ile ilk çalışması olan “Bassbin” kaydını üretir. Parçayı dubstep tanımlaması yerine dark garage, dub garage türetmelerini kullanmakta olan BBC 1-Xtra radyosunun programcısı J Da Flex’e ulaştırır. Amatör üreticiler kuşağında parçanın yayınlanmasının ardından da Caspa’nın yolu çizilmeye başlayacaktır. Sanatçının deyişiyle bir dubstep öncüsü olan DJ Lombardo dan gelen teklif ile ‘Fragile Beats’ etiketiyle sözleşme imzalar. Ardından, bugün bahsettiğimiz ‘dubstep’ tınısı üzerinde hemen tüm alt türevlerinin resmi yayımcısı konumuna ulaşmış bulunan Rinse Fm’de yayın saati. Fragile Beats’de çalışmalarını sürdürürken, bir yandan da kendi dubplate’lerini üretebilmenin de yollarını aramaktadır. Bilgisayar başında üretilen sayısal bir ses örnekleminden, tüm seslerin eşit olacağı bir yapılandırmaya doğru evrilmek en büyük çabasının da zeminini sağlayacaktır. Stüdyoda çalışmakta olan ve daha sonra da kurucusu olacağı ‘Storming Productions’ etiketinden çalışmalarını da yayınlayacağı Search & Destroy, Dub Child gibi üreticileri gözlemleyerek kendi müziğinin ana yapısını da oluşturur.2005 yılında artık kendi çizgisini oluşturmaya başlayan Storming Productions etiketinin takipçisi olacak half step ve dubstepe kapılarını aralayan, ağırlıklı olarak kendi çıkışını da hızlandıran yöntemi deneyeceği, amatör isimlerin ilk kayıtlarını yayınlayabilme şansını en başından sağlayacak olan Dub Police etiketinin temellerini atar. 2006 yılında ulaşılabilir ilk çalışması olan 'For The Kids EP'si gün yüzü bulur. Willy Wonka & The Chocolate Factory filminden alıntılanan, makineler giderek vahşileşiyor kesiti üzerine yapılandırılan, grotesk sesler, kuvvetli bas kümeleriyle bütünlenerek For The Kids parçasını kısa sürede dinleyicilerdeki gereken yansımasını bulur. “Jump Up” olarak sınıflandırılacak olan, sert melodilerin seremonisi olan bir giriş parçası olur. Jungle'ın ilerlediği dönemlerde popülerliği artmış olan MC kültüne, arkaik yüksek ritmli ses kesitlerine sırtını dayayan Jeffrey And Bungle ve Minimal Techno kayıtlarında da karşımıza çıkmış olan dünyanın öte ucundan bilinmez ezgilerle elektronik müziğin bi'harman edilmesine dayalı olan, prodüksiyonların dubstep yorumlaması olarak kısaca değineceğimiz Cockney Flute parçası ile bir kısa çalar üzerine üç farklı yüzeyde seyrüsefer eyleyen kayıt ile Caspa'nın salt bir müzikal izlekten daha fazlasına çaba sarf ettiğini açıkça ortaya koyacaktır. DMZ ve FWD>>> gibi kulüplerdeki performansları sırasında deneyimleme imkanına sahip olduğu ve bir dubstep plağının ilk defa hit mertebesine ulaştıracak olan “Cockney Violin / Dub Warz” kırkbeşliği Dub Police 006 etiketiyle yayınlanır. Crouching Tiger, Hidden Dragon filminde kullanılan temalardan birisi üzerine kotarılan parça, yaylıların saf melankolisini dubstepin karaltılı sularına taşımayı başarır. Giderek gelişen bas yoğunluğu ile ‘pist fatihi hayalet ünvanı’da (plaklarında kullandığı imgeden dolayı) Caspa’ya daha ilerisini oluşturabilmesini sağlamak için gerekli olan özgüveni sağlar.
Dub Police’in kurulumu sırasında Myspace üzerinde bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Rusk ismiyle kayıtlarını yayınlayan Chris Mercer aka Rusko ile yolları kesişir. Dub müziğinin etkileşim sahasına dahil olmuş bu genç yeteneğin kayıtlarını yayınlamak için Londra’ya davet etmesi ile ikilinin daha sonra aşağıdaki bağlantıdan genişçe irdeleyebileceğiniz üzere ortak çalışmalarının da temelleri atılır Solo projelerin yanında, birbirlerinin parçalarına remiks düzenlemeleri, Djliğini yaptıkları gecelerin hemen tümünde back 2 back çalışları ile kısa sürede Fabric gibi elektronik müziğin meta mabetleri arasında rahatlıkla anabileceğimiz kulübün ilgisini çekerler. Kendi yollarını ve üretmiş oldukları ses bütünlüğünü korumak kaydıyla ortaya dubstepin öncül ve ardılı olmuş ses erimlerinin de bileşkesini oluşturan bir çalışmayı Fabric Live dizininin 37. kaydı olarak yayınlarlar. Eklektik ses kesitlerinden , sinematografik yansılara, melodik akışlardan yüksek ritimlerde coşkunluğa meyil eden endüstriyel tınılara kadar, işin açığı dinleyerek manası ortaya çıkabilecek bir çalışmayı ortaya çıkartırlar. Caspa’da dubplate’lerini konuşturabileceği resmi bir kaydın sahibi olur. İkilinin çalışması ha keza, bilgisayarda düzenlenmeden olduğu gibi bir canlı performansı yansıtması açısından da ayrıca önem arz eder. Böylesine özenli çalışmanın sonucunda da 2007 yılının en başarılı toplama albümlerinden, birisi olur kayıt. Caspa’nın rutini bozmaya odaklandığı, alabildiğince genişletilebilir üretim çizgisi ve Rusko’nun House, Techno gibi dans ettirir kurgularıyla birleştirilebilen denemeleri neticesini de gösterir.Pitch Black etiketinden yayınlanmış olan Louder çalışmasındaki çiğ endüstriyelliğin, ragga formlarında yeniden kotarıldığı Big Headed Slags parçasına da ev sahipliği yapan Ave It : Volume One kaydı, ‘Storming Productions’ çatısı altındaki üçüncü platform olan “Sub Soldiers” etiketinden yayınlanır. Shackleton ve Geiom’un Bhangra, Sitar gibi enstümanlardan derledikleri ses kesitlerinin üzerine bezedikleri müzikal kompozisyonlara Caspa’nın yorumu olan “Tribal Bass” gibi bir parçayı da aynı kayıtta duyumsamanız olası. Rusko ile ortaklaşa gerçekleştirilen çalışmalara örnek de teşkil eden, tersine ilerleyen gitar kesitinin üzerine reggaetón tınılarıyla bezendiği “hit” Custard Chucker, puslu bir techno melodisinin 2step forumunda yansıtıldığı “Velvet Rooms” parçalarıyla rave günleri ile şimdinin müziği arasında paralel önermeler ortaya çıkartılır. Kurguyu ön planda tutan, müziği de bu minvalde derinlemesine bir ilerlemeye tabii tutan Caspa’nın Ave It: Volume Two çalışması için de aynı önermede bulunabiliriz. Hardcore çağının 2000’lerdeki yorumu olan ‘The Terminator’ gibi kuvvetli bir parçanın yanı sıra, Fabric Live çalışmasının da açılışında yer bulan, perküsyonların çiğ bir aynalamada bass yığınlarına evrildiği “Born To Do It”, new age melodisinden ‘dubstep’in kirli ama kararlı, zorlamadan kendi içerisine dönüştürücü kuvvetliliğine evrimini irdeleyen ‘Scared Of The Unknown’ gibi parçalar en başından bu yana sürekli bir devinim arz etmekte olan dubstep ses eriminde alternatif rotaların devamlılığına işaret etmekte. Caspa gerek solo, gerekse de Rusko gibi isimlerle ortaya çıkarttığı çalışmalarda müziğin sınırlarına yeni önermeler eklemeye gayretkeşliğini gösteriyor. Müzikal uyumluluğu sorgulayan, hayatla ilintisini araştıran bağlantılar ile bu denemeleri çoğaltmakta ısrarlı görünüyor. 21. yy rave kültürüne hoş geldiniz. Detaylar az sonra...
...Fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya Deuss Ex Machina / Dea Ex Machina ile devam...İyi Haftalar...
Guest Of The Week: Sühan Gürer (Proodos / Dinleme Parkı)
Album Of The Week: Caspa-Ave It: Volume 1 & 2 (Sub Soldiers)
>1<-The Others-Bed Bugz (Veri Lo Records)
>2<-Skream-I (Loefah Remix) (Tempa)
>3<-Caspa-Noise Disorganiser (Pitch Black)
>4<-Stenchman-Signs (Heavy Load)
>5<-Skream-Fick (Tempa)
>6<-DZ-Down (True Tiger Recordings)
>7<-Kid Sister Feat. Kanye West-Pro Nails (Rusko Remix) (Fool's Gold)
>8<-Rusko-Hammertime (Sub Soldiers)
>9<-TC-Where's My Money (Caspa Remix) (D-Style Recordings)
>10<-Caspa-My Pet Monster (Digital Soundboy Recording Co.)
>11<-Skream-Make Me (Tempa)
>12<-Skream-Lightning (Tempa)
>13<-Caspa-Louder (Pitch Black)
>14<-Bar9-Malicious Thoughts (Audio Freaks)
Download / İndir
Where's My Money Dubstep Set By Sühan Gürer Bölüm (235) – Durdurulamayan Yelkovan Peşinde Akrebin, Gitmek İsteyip De Gidilemeyeni, Kavuşulamayanı Çağrıştırıyor. Biri Hızlı, Öteki Temkinli, Mücadele Hengamede Devam Ediyor...
>>>>>Bildirgeç
Geçiş ve görüntüler, yığınlar halinde akıntının tersi yönde ilerlemeyi kendine destur edinen kitleleri gözlerimizin önüne seriyor. Rahatsız edici bir sessizlik sınırlandırmasının dışında afaki ses dalgaları yayılıyor, dört bir yana, dört ayrı koldan. Biteviye bir deneyimlemenin çok daha ötesinde gerçekten oralarda toplanmaya neden olan erkin, idenin, farklılıklarını imleyen, ama bir o kadar da etkileyici kılan yönlerin de artık uluorta konuşulur kılınması, gözlenebilmesi bile baskın olanın uzağındaki seslerin yükseltildiği koca alanları daha da manidar kılıyor. Sıfırdan varolmak dedikleri de sanırız böylesi bir şey değerli okur. Oluşturulan imtiyazsız tepkime, kimseciklerin kampına dahil olmadan, aidiyetleri de sorun etmeksizin, inanılıp sebat edilmiş, ama varlığına şahitlik edilemeyen toplumsal dinamiklerin farkına varılmasını da sağlıyor. Sessizliği aşabilmenin, izole edilmişliği yerle yeksan edebilmenin, yegane yolunun imece usülü olan gürültüyü çıkartmakta olduğu bilincinin de ha keza. Sözcüklerin kendilerine hazır ve nazır biçilmiş anlamlarını genişleten bir çabanın yansıması olarak değerlendirilip, anlam katılabilecek bir biçimsellik. Ortalık yerden, oldurulamazlara karşı bir duruşu sergileyebilmenin heyecanı ile beraber. Topyekün varız veyahutta hiçbirimiz yokuz. Sonuçları çok bariz bir biçimde idrak edilebilecek kadar açıkça kendi yolunu çizen bir nümayiş bu, adı üzerinde, görüntülerin gerçekliğinde vuku bulan. Sterilize edilmiş, giz perdesine düğümlenmiş, susturulmaya da, sus paylarıyla avutulmaya da alıştırılmış insanların artık bu uğrusuz mizansenlerin figüranları olmadıklarını, gümbür gümbür ilan eden bir manifesto. Popülist siyasallığın ve popüler kültürün de mayasını kardığı bu dolambaçlı, görünüşte avutucu olan ama çıkışı pek nadir bulunabilen labirent dehlizlerini aşabilmenin yolu hataların sorumluluklarını ortaklaşa alabilecek kadar cesurca birbirleri arasında pay edebilenlerin becerebileceği ise aşikar.
Popüler kültür varedilmiş sınırlandırmaların ötesindekini aramamamızı salık verir, birbiri ardılınca dizili olan görüntülere ev sahipliği yapan televizyonlar aracılığıyla. Toplumsal ilerlemenin yegâne baş aktörü olabilecek bir metadan kitlelerin, bütün olan bitenden sadece bilmesi gerektiği kadarını o da doz aşımı olmamak kaydıyla, limitinde, asgari bilgilendirme ile paylaşan, dertsiz tasasız pasif bir ileteç haline dönüşmüş olması da boşuna değildir. Deneyimlemenin handiyse sıfıra indirgendiği, var edilmeye çalışılan açılımları, umursamazlığın enginliğine terk edildiği, bir şeyler ortaya çıkartmaya çaba sarf edenleriyse küçümsemeye sonuna kadar yıldırmaya ve hakir görmeye dayanan, gördükleri kadar gerçekliği sorgulamadan kitlelerin kabul etmesini dayatan bir vasıta olarak görsel medya iş bu popüler kültür seceresinde tamamlayıcılık vazifesine tüm imkanlarını seferber ederek devam ediyor. Körü körüne, körlemesine biçimsizliği alenen yenilik olarak satmaya gayret ederek. Biçimsizliğinin uzunca bir süre evveli kaybetmiş olunduğu, inandırıcılık sağlamaktansa allayıp pullayıp süsledikleri , görmezden gelinmesi için daha fazlasına da müsammaha gösterecekleri bir seyirlik dizilimi içinde varlığını sürdürmekte televizyonlar. Popüler kültürün tespit ettiği, şeklen yönlendiriciliğini de tescil ettirdiği ekranlar, mütemadiyen bu istikrarsızlığı, genel gidişattaki olumsuzlukları görmememiz için mekanizmasını ve kumpaslarını sergilemeye ise şimdilerde hiç olamadığı kadar kuvvetli bir cepheyi oluşturmakta. Gündelikliğin kendi soru ve sorunlarının çığ gibi büyümesine karşı mamafih bir Neşe Harikalar Diyarında platosunda yaşamımızı sürüp durduğumuz masalına daha ne kadar inanacağız ? Ne kadar ötekinden berikinden saklanmaya çalışılan, zamanı gelmiş olan ve bir şekilde konuşulması gerekli olan fikirleri, önerileri birbirimizle paylaşmaya başlayacağız? Sadece içimizden birilerine fayda sağlamasının ilerisinde genele de faydalı olabilecek açılımları oluşturacağız. Durma bilmeden tepkimeyi oluşturana kadar çaba sarf etmemiz gerektiğini nasıl idrak edeceğiz ?
Elimizdekilerin seçim ve seçtiklerimizin can acıtıcı hatalarının ruhda oluşturduğu zerre kıvamındaki zararın artık tepkimeyi sağlamasını beklemeksizin, nedenlerimizin peşini aramaya koyulabildiğimiz gün bu tersyüz edilmiş eşikleri de aşabileceğiz. Ötekinin, berikinin başına gelenlerin sadece onlara mahsus olmadığının, sadece ona ve onlara tabii olanlara bahşedilmediğinin, tıpkı zamanımızında bir yar halini almasına sebebiyet veren girdap gibi herkesi bu etki alanının içine çektiğini de bir zahmet farkına varacağız. Gün gelecek kolaycılığın ve yaldızlarla süslü avutuculuğun yerinde dolambaçsız, dolaysız, sahteliğin yerinin olmadığı bir dünya hayalini kurmak çok mu ütopik? bunu takdirlerinize bırakıyoruz. Söylemlerin peşi sıra gidebilmenin, bilinçlenerek önümüze yeni eşikler açabilmek için deneyimlerden faydalanmanın, söylencenin, popüler kültür zemininden daha çok düşünsel zemine çekilebilmesinin yollarını arayarak başlayabiliriz. Farklılıklarımızın ayrıştırıcı olmasından ziyadesi ile bütünleştiriciliği sağlamak için tartışabiliriz. Dünyanın hiçbir köşesinde yaşamların, yaşam alan- larının öncüllüğünde, sorgusuz sualsiz yargısız infazlarla yok edilmemesi için çaba sarf edebiliriz. Evet en azından bunu yapabiliriz. Aksi takdirde sürdüğümüz yaşantılarımızda, ilerici olduğumuzu sandığımız asri zamanımızda belirli sürelerde yaşam süren hayat formları olmanın ötesinde bir şey olamayacağız. Sözü dilbilimci, akademisyen, siyaset bilimci ve savuncusu olduğu konular arasında en çok yorum ve açılım getirdiği kimlik olan, anarşist olarak tanımlandıran Avram Noam Chomsky'nin vecizi ile bağlayalım: 'Karşı karşıya bulunduğumuz meydan okumalarla yüzleşmekte acze düşersek, modern biyolojinin büyük isimlerinden birisi olan Ernst Mayr’ın spekülasyonunu doğrulamış olacağız: Yüksek zekâ, evrimsel zamanın geçici bir anından daha uzun süre hayatta kalma becerisine sahip olmayan evrimsel bir hatadır.'
Gündemin karabulutlara teslim olduğu, neredeyse ümitsizliğin bir çıkarsama olarak hemen benimse, kabul et, uygula kolaycılığına kendi elleriyle teslim ettirdiği girift güncede, müzik hala bu baskınlık ve yıldırma doluluğu aşabilmek, biraz daha salim düşünmek için gerekli olanı sağlamayı sürdürüyor. Sadece eğlendirici bir dinlenceliğin yanında daha makul işlerle ortaya çıkan, sözcüklerimizle sizlere iletmeye çalıştıklarımızda olduğu gibi, fikir teatrilerine zemin sağlayan çalışmaları sizlere ulaştırıp, dinletmeye devam ediyoruz. Yönelimleri ile dans kurgusunun çok da uzağına gitmeyen, tekdüzeliği aşabilmek için farklı müzikal izleklerden beslenerek evrilen bir müzikal disiplin olan Dubstep'i bu sefer de Proodos güncesinden Sühan Gürer'in seçtikleriyle beraber mercek altına aldık. Kurgusunun dahilinde eklektik seslere de kapısını aralık bırakan dubstep'in 'müziği' zenginleştirme konusundaki açılımlarına dair yeterli önermeyi de seçki dahilinde irdeleme şansını yakaladık. Standartlara bağlı kalınan, aynı kalıptan değişikliğin uzağında tekdüzeliğe kendini kaptıran elektronik müzik'de Dub, Reggae ve Techno gibi disiplinlerden beslenerek rotasını belirleyen harmanlar elbette ki alternatifi arayanlar için de yeterli bir başlangıcı sağlayacağı ise hiç şüphesiz bir gerçek. Alamet-i Farikasını da oluşturan sinematografik ses kesitleriyle, pist fatihi, enerjik müzikal komposizyonların üreticileri arasında kendine sağlamca bir yer edinen Gary McCann aka Caspa'yı Deuss Ex Machina'da haftalık önerilerimiz dizininde sizlerle paylaşıyoruz. Yoğunluklu bas kümelerinin hanesinde, deneyselliği de kıvamında kullanmaktan kaçınmayan, “jump-up” tekniği olarak tanımlandırılan aksak coşkunluğun merkezindeki çalışmalara dair detayları, geçtiğimiz sene müzikal ortağı Rusko ile beraber Fabric'in ilgiyle takip edilen dj miks serisinde yayınlamış oldukları baştacı kayıttan da faydalanarak sunalım.Dubstep elektronik müziğin sacayaklarını birbirine ilintilenmesini sağlayan bir bağlacı teşkil ediyor. Enstrümantal yapılandırmalar ile gerçekliğini sözlerin kuvvetinden alan, Virus Syndicate örneğinde olduğu üz're sokağın sesiyle özdeşleştiren, endüstriyelliği dans müziği kurgusu içinde kullanmaktan imtina edenleri bile yolundan alı koyacak incelikli işlere geçişleri barındıran çerçevenin devamında Caspa'nın türetmiş olduğu müziğe ulaşmış oluyoruz.Giderek yükselen hız döngüsünde, diyalogların alıntı yapıldığı esas filmin atmosferinden, içeriğine dahil edildiği yeni biçiminde değişik örneklerine dönüşmesi prodüktörün ilk elden çalışmalarında en çok karşımıza çıkan unsurunu oluşturuyor.Veya diğerlerinden ayrıştığı noktaları daha kolay keşfedebilmemizi kolaylaştırıyor. Öncülü olmuş Ragga, 2step, UK Garage disiplinlerinin kayıtlarında da kulaklarımızda yer etmiş, çalışmalarda kendine yer bulan bu diyalog kesitleri, ha keza anonimliği, amatörlüğün deneye açıklığını ifşaa ediyor. Kollektif üreticilerden, bizzat popüler kültürün tarumar edilmesine dair göndermelerini bu kayıtlar dizininde irdelemek mümkün kılınıyor, haddızatında. Kullanılmaktan kaçınılmayan sesler bir yerde söylenme zorunluluğu olan şeylerde, üreticinin dilini de oluşturuyor. 1982 Islewood doğumlu Gary McCann'i 'Caspa' olarak müzikal kariyerindeki adımlamaları da bu minvalde sözlere beis bıraktırmadan, çıkan üretimlerin izlerini takip ederek çözümlenebilecek bir bütünlüğü karşımıza çıkartmakta. Ergenliği boyunca babasının plak koleksiyonundaki kayıtlardan 50'lerden 80'lere uzanan ama özellikle punk müziğin öznel kayıtlarına, ardından okul günlerinde tanıştığı jungle'a birbirlerinin müzikal olmasa da sundukları alternatif çeşitlilendirme'de paralel müzikal disiplinlere kulak kabarttığını Fabric'e vermiş olduğu röportajdan öğreniyoruz.
Kendine asıl branş olarak basketbol’u seçmesine karşın birbiri ardına gelen sakatlıklar yüzünden, 18 yaşında ilk pikaplarını temin eder. Yedekte bekleyen, ilgisine daima mazhar olmuş müzikte şansını denemek isteyecektir, genç Caspa. Bir yandan DJliğini geliştirirken diğer yandan da prodüksiyonlar için el alıştırmalarına da başlar. Dubstep prodüktörlerinin hemen pek çoğunun elinin değmiş olduğu Fruity Loops programı ile ilk çalışması olan “Bassbin” kaydını üretir. Parçayı dubstep tanımlaması yerine dark garage, dub garage türetmelerini kullanmakta olan BBC 1-Xtra radyosunun programcısı J Da Flex’e ulaştırır. Amatör üreticiler kuşağında parçanın yayınlanmasının ardından da Caspa’nın yolu çizilmeye başlayacaktır. Sanatçının deyişiyle bir dubstep öncüsü olan DJ Lombardo dan gelen teklif ile ‘Fragile Beats’ etiketiyle sözleşme imzalar. Ardından, bugün bahsettiğimiz ‘dubstep’ tınısı üzerinde hemen tüm alt türevlerinin resmi yayımcısı konumuna ulaşmış bulunan Rinse Fm’de yayın saati. Fragile Beats’de çalışmalarını sürdürürken, bir yandan da kendi dubplate’lerini üretebilmenin de yollarını aramaktadır. Bilgisayar başında üretilen sayısal bir ses örnekleminden, tüm seslerin eşit olacağı bir yapılandırmaya doğru evrilmek en büyük çabasının da zeminini sağlayacaktır. Stüdyoda çalışmakta olan ve daha sonra da kurucusu olacağı ‘Storming Productions’ etiketinden çalışmalarını da yayınlayacağı Search & Destroy, Dub Child gibi üreticileri gözlemleyerek kendi müziğinin ana yapısını da oluşturur.2005 yılında artık kendi çizgisini oluşturmaya başlayan Storming Productions etiketinin takipçisi olacak half step ve dubstepe kapılarını aralayan, ağırlıklı olarak kendi çıkışını da hızlandıran yöntemi deneyeceği, amatör isimlerin ilk kayıtlarını yayınlayabilme şansını en başından sağlayacak olan Dub Police etiketinin temellerini atar. 2006 yılında ulaşılabilir ilk çalışması olan 'For The Kids EP'si gün yüzü bulur. Willy Wonka & The Chocolate Factory filminden alıntılanan, makineler giderek vahşileşiyor kesiti üzerine yapılandırılan, grotesk sesler, kuvvetli bas kümeleriyle bütünlenerek For The Kids parçasını kısa sürede dinleyicilerdeki gereken yansımasını bulur. “Jump Up” olarak sınıflandırılacak olan, sert melodilerin seremonisi olan bir giriş parçası olur. Jungle'ın ilerlediği dönemlerde popülerliği artmış olan MC kültüne, arkaik yüksek ritmli ses kesitlerine sırtını dayayan Jeffrey And Bungle ve Minimal Techno kayıtlarında da karşımıza çıkmış olan dünyanın öte ucundan bilinmez ezgilerle elektronik müziğin bi'harman edilmesine dayalı olan, prodüksiyonların dubstep yorumlaması olarak kısaca değineceğimiz Cockney Flute parçası ile bir kısa çalar üzerine üç farklı yüzeyde seyrüsefer eyleyen kayıt ile Caspa'nın salt bir müzikal izlekten daha fazlasına çaba sarf ettiğini açıkça ortaya koyacaktır. DMZ ve FWD>>> gibi kulüplerdeki performansları sırasında deneyimleme imkanına sahip olduğu ve bir dubstep plağının ilk defa hit mertebesine ulaştıracak olan “Cockney Violin / Dub Warz” kırkbeşliği Dub Police 006 etiketiyle yayınlanır. Crouching Tiger, Hidden Dragon filminde kullanılan temalardan birisi üzerine kotarılan parça, yaylıların saf melankolisini dubstepin karaltılı sularına taşımayı başarır. Giderek gelişen bas yoğunluğu ile ‘pist fatihi hayalet ünvanı’da (plaklarında kullandığı imgeden dolayı) Caspa’ya daha ilerisini oluşturabilmesini sağlamak için gerekli olan özgüveni sağlar.
Dub Police’in kurulumu sırasında Myspace üzerinde bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Rusk ismiyle kayıtlarını yayınlayan Chris Mercer aka Rusko ile yolları kesişir. Dub müziğinin etkileşim sahasına dahil olmuş bu genç yeteneğin kayıtlarını yayınlamak için Londra’ya davet etmesi ile ikilinin daha sonra aşağıdaki bağlantıdan genişçe irdeleyebileceğiniz üzere ortak çalışmalarının da temelleri atılır Solo projelerin yanında, birbirlerinin parçalarına remiks düzenlemeleri, Djliğini yaptıkları gecelerin hemen tümünde back 2 back çalışları ile kısa sürede Fabric gibi elektronik müziğin meta mabetleri arasında rahatlıkla anabileceğimiz kulübün ilgisini çekerler. Kendi yollarını ve üretmiş oldukları ses bütünlüğünü korumak kaydıyla ortaya dubstepin öncül ve ardılı olmuş ses erimlerinin de bileşkesini oluşturan bir çalışmayı Fabric Live dizininin 37. kaydı olarak yayınlarlar. Eklektik ses kesitlerinden , sinematografik yansılara, melodik akışlardan yüksek ritimlerde coşkunluğa meyil eden endüstriyel tınılara kadar, işin açığı dinleyerek manası ortaya çıkabilecek bir çalışmayı ortaya çıkartırlar. Caspa’da dubplate’lerini konuşturabileceği resmi bir kaydın sahibi olur. İkilinin çalışması ha keza, bilgisayarda düzenlenmeden olduğu gibi bir canlı performansı yansıtması açısından da ayrıca önem arz eder. Böylesine özenli çalışmanın sonucunda da 2007 yılının en başarılı toplama albümlerinden, birisi olur kayıt. Caspa’nın rutini bozmaya odaklandığı, alabildiğince genişletilebilir üretim çizgisi ve Rusko’nun House, Techno gibi dans ettirir kurgularıyla birleştirilebilen denemeleri neticesini de gösterir.Pitch Black etiketinden yayınlanmış olan Louder çalışmasındaki çiğ endüstriyelliğin, ragga formlarında yeniden kotarıldığı Big Headed Slags parçasına da ev sahipliği yapan Ave It : Volume One kaydı, ‘Storming Productions’ çatısı altındaki üçüncü platform olan “Sub Soldiers” etiketinden yayınlanır. Shackleton ve Geiom’un Bhangra, Sitar gibi enstümanlardan derledikleri ses kesitlerinin üzerine bezedikleri müzikal kompozisyonlara Caspa’nın yorumu olan “Tribal Bass” gibi bir parçayı da aynı kayıtta duyumsamanız olası. Rusko ile ortaklaşa gerçekleştirilen çalışmalara örnek de teşkil eden, tersine ilerleyen gitar kesitinin üzerine reggaetón tınılarıyla bezendiği “hit” Custard Chucker, puslu bir techno melodisinin 2step forumunda yansıtıldığı “Velvet Rooms” parçalarıyla rave günleri ile şimdinin müziği arasında paralel önermeler ortaya çıkartılır. Kurguyu ön planda tutan, müziği de bu minvalde derinlemesine bir ilerlemeye tabii tutan Caspa’nın Ave It: Volume Two çalışması için de aynı önermede bulunabiliriz. Hardcore çağının 2000’lerdeki yorumu olan ‘The Terminator’ gibi kuvvetli bir parçanın yanı sıra, Fabric Live çalışmasının da açılışında yer bulan, perküsyonların çiğ bir aynalamada bass yığınlarına evrildiği “Born To Do It”, new age melodisinden ‘dubstep’in kirli ama kararlı, zorlamadan kendi içerisine dönüştürücü kuvvetliliğine evrimini irdeleyen ‘Scared Of The Unknown’ gibi parçalar en başından bu yana sürekli bir devinim arz etmekte olan dubstep ses eriminde alternatif rotaların devamlılığına işaret etmekte. Caspa gerek solo, gerekse de Rusko gibi isimlerle ortaya çıkarttığı çalışmalarda müziğin sınırlarına yeni önermeler eklemeye gayretkeşliğini gösteriyor. Müzikal uyumluluğu sorgulayan, hayatla ilintisini araştıran bağlantılar ile bu denemeleri çoğaltmakta ısrarlı görünüyor. 21. yy rave kültürüne hoş geldiniz. Detaylar az sonra...
...Fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya Deuss Ex Machina / Dea Ex Machina ile devam...İyi Haftalar...
Allame-i Ulul Arz’dan Ara Nağmeler
İncelenesi Makaleler
Yunanistan'da Noel, Eylemler ve Demokrasinin Akıbeti - Foti Benlisoy - Bianet
Yunanlı Gençler - Nikos Raptis - Türkçesi : Çiğdem Dalay - Açık Radyo
Buradayız / Her Yerdeyiz / Geleceğin Resmiyiz! - Atina Ekonomi ve İşletme Fakültesi İnisiyatifi - SolFaSol
Yunanistan - Yıldırım Türker - Radikal
Bir İnsan Herşeydir!!! - Arzu - Serbest Yazarlar
Yunanistan'dan Öğrenecek Çok Şey Var! - Çağatay Aktürk - Çağatayca
Kıyamet Gününü Geciktirmek: Bu Yüzyılın Meydan Okumaları - Avram Noam Chomsky - Znet Türkiye
Caspa At Myspace
Rusko At Myspace
Rusko At BBC Radio 1 Essential Mix
Rusko BBC Radio 1 Essential Mix Download
Storming Productions At Myspace
Dub Police At Myspace
Sub Soldiers At Myspace
Caspa & Rusko Interview By Simon Hampson On Cyclic Defrost
Caspa & Rusko Informative On Fabric London
Caspa & Rusko Q&A For XLR8R
Caspa & Rusko B2B At Dubstep Forum Awards On Get Darker
The Others At Myspace
Veri.Lo Records At Myspace
Keep Watch Vol.3 The Others & Roguestar For Mishka NYC
Skream At Tempa
Skream At Myspace
Magnetic Man (Skream + Benga + Artwork) At Myspace
Stenchman At Myspace
DZ At Myspace
True Tiger Recordings At Myspace
Kid Sister At Myspace
Fool's Gold Official Blog
TC At D-Style Recordings
TC At Myspace
Bar9 At Myspace
Enternasyonel Gürül/(tü)Gürül Çağlama Clicks,Cuts,Micro,Id,Neo Galactica,Space Tunes, Indie,Mini-m@l,Textart,64 Bit Konvasiyonel Techno Musikileri-Esenlikle Dinleyiniz.
İncelenesi Makaleler
Yunanistan'da Noel, Eylemler ve Demokrasinin Akıbeti - Foti Benlisoy - Bianet
Yunanlı Gençler - Nikos Raptis - Türkçesi : Çiğdem Dalay - Açık Radyo
Buradayız / Her Yerdeyiz / Geleceğin Resmiyiz! - Atina Ekonomi ve İşletme Fakültesi İnisiyatifi - SolFaSol
Yunanistan - Yıldırım Türker - Radikal
Bir İnsan Herşeydir!!! - Arzu - Serbest Yazarlar
Yunanistan'dan Öğrenecek Çok Şey Var! - Çağatay Aktürk - Çağatayca
Kıyamet Gününü Geciktirmek: Bu Yüzyılın Meydan Okumaları - Avram Noam Chomsky - Znet Türkiye
Caspa At Myspace
Rusko At Myspace
Rusko At BBC Radio 1 Essential Mix
Rusko BBC Radio 1 Essential Mix Download
Storming Productions At Myspace
Dub Police At Myspace
Sub Soldiers At Myspace
Caspa & Rusko Interview By Simon Hampson On Cyclic Defrost
Caspa & Rusko Informative On Fabric London
Caspa & Rusko Q&A For XLR8R
Caspa & Rusko B2B At Dubstep Forum Awards On Get Darker
The Others At Myspace
Veri.Lo Records At Myspace
Keep Watch Vol.3 The Others & Roguestar For Mishka NYC
Skream At Tempa
Skream At Myspace
Magnetic Man (Skream + Benga + Artwork) At Myspace
Stenchman At Myspace
DZ At Myspace
True Tiger Recordings At Myspace
Kid Sister At Myspace
Fool's Gold Official Blog
TC At D-Style Recordings
TC At Myspace
Bar9 At Myspace
Enternasyonel Gürül/(tü)Gürül Çağlama Clicks,Cuts,Micro,Id,Neo Galactica,Space Tunes, Indie,Mini-m@l,Textart,64 Bit Konvasiyonel Techno Musikileri-Esenlikle Dinleyiniz.
Her Türlü Eleştiri,Öneri vs .İçin İletişim Kanallarımız;
Dinamo – makina10.45[nospam]gmail[dot]com – Makina
Her Pazartesi Gecesi 22:00 -23:00 (GMT +2) arası Dinamo 103.8
Her Pazartesi Gecesi 22:00 -23:00 (GMT +2) arası Dinamo 103.8
---------------------------------------------------------
>>>>>Info Go-R-Sel Kardeşimsin Alexis
© Kardeşimsin Alexis Blog
Caspa & Rusko’s Photos Courtesy From Belowed Web Sites or Pages:
© Kardeşimsin Alexis Blog
Caspa & Rusko’s Photos Courtesy From Belowed Web Sites or Pages:
>>>>>Poemé
Yirminci Yüzyılın Portresi - Czeslaw MILOSZ
Kardeşçe bir özen dolu, gülümsemenin ardında,
Nefret eder, iktidar diyalektiğinin kurbanı gazete okurundan.
"Demokrasi"ye çağırır hep göz kırparaktan.
Yalnızca nefret eder insanın bedensel zevklerinden,
Hiç unutmaz yiyip yiyip çiftleşenleri,
Tümünün boğazını kesivermektir derdi.
Genel öfkeyi durdurmak için önerisi: dans ve garden-parti.
"Kültür!" der "Sanat!" der, ama bunlarda gördüğü
Bir sirktir, ne fazlası ne eksiği.
Tamamen tükenmiştir, bitmiştir.
Uykusunda ya da ameliyat masasında, "Tanrım, ah Tanrım!" der
Kendisini Mithra ile İsa'ya tapınmayı birleştiren Romalı gibi görür.
Eski inançlara bağlıdır hâlâ bağlıdır, bazen de kendini şeytanın elinde sanır.
Geçmişe saldırırsa da istemez tümden yıkılmasını,
Korkar kafasına başka dayanak bulamamaktan.
İskambili, satrancı, en çok da kendiyle tartışmayı sever.
Bir eli Marx'ın yazılarının üstündedir, ama gizlice İncil okur.
Tükenmiş kilise ayinlerini alaycı gözle izler.
Dekoru: At eti rengi yıkılmış bir kent.
Elinde: Ayaklanmada öldürülmüş bir "faşist" oğlanın not defteri.
Okay GÖNENSİN’in Çevirisiyle
Comments