sesli meram 355 -- որբի՜ հայրենիք

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_355_//_karşı_227_//որբի՜ հայրենիք

19 nisan 2022 salı günü yayınlanmış programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
1- BCee & Kubiks vs. Degs - The Evolution (Spearhead Records)
2- BCee & Kubiks vs. Lucy Kitchen - Always Been You (Spearhead Records)
3- Fishy - Aquarelle (DNBB Digital)
4- Fishy - Feathers (DNBB Digital)
5- Cnof - Breath Away (Fokuz Recordings)
6- Cnof - Love Songs (Fokuz Recordings)
7- Echo 1 - Surface Tension (FX909 Music)
8- Echo 1 - Silk Worm (FX909 Music)

/////arz-i-hal
"Kesintisiz kılınmış cerahat, bir cüret, iki hiddet, üç nefret bahislerinin birlikteliğinden bir ucubelik sarmal bina ediliyor. Adına şimdi yeni ülke deniliyor. Ferhan Yılmaz bir ayın içerisinde canı alınan kaçıncı insandı, her şeyden önce bunun yanıtı bilinmiyor. Ötekisine, öteki olarak sanılana doğrudan var edilen her müdahale alkışlanırken, Türk’ün gücünün o yıkıcılıktan gayrısı olmadığı meydana çıkarken nasıl ilerler, nasıl yükselir ki bir ülke? Bir biçimde insan hakları karnesinde kırıkların artık kalıcılaştığı bir menzilde, daha yepyeni var edilmiş Kürd siyasi öznelerinden HDP’ye yönelik baskılamalar, vekil tartaklamaya ve basın açıklaması yaptırmamaya doğru güncellenmişken, cinayetin akıbetini sorgulayacak bir makam kalmış mıdır? Eren nam operasyon adlarını çeşitlendirip, dağ bayır her yerde bir terörist avına çıkıldığı iddiasındayken, “gerilla” diye sıradan yurttaşlara verilen eza / ceza söz konusuyken hakikati kim nerede bildirecektir? Misal; “Batman'ın Kozluk ilçesine bağlı Timoq köyünde askerler tarafından başına poşet geçirilerek gözaltına alındıktan sonra 4 gün boyunca işkenceye maruz kalan Yahya Karabaş, 3’üncü kez gözaltına alındı.” Haberin hemen ardından tutsak edilip cezaevine yollanan Karabaş’ın ne suçu vardır, Kürd olmaktan gayri?

Misal, 2014 yılında, Işid’in saldırdığı Ezidi kenti Şengal’den Türkiye’ye sığınmış yahut da gizli / örtük kanallarla getirilmiş kadınların dramına dair, vekil Feleknas Uca’nın bahis ettiği hiçbir şey de mi görülmez, sorulmaz, sorgulanmaz; Meclis’te, “Ankara’ya kaçırılan Êzidî kadınların olduğunu” dile getirdikleri için AKP milletvekilleri tarafından sözlü saldırı ve sataşmaya maruz kaldıklarını dile getiren Uca, “Kaç Êzidî kadın Ankara’dan çıkarıldı. Onları kaçıranlar hakkında hiçbir soruşturma açılmadı, cezalandırılmadılar. Sınırdan geçiriyorlar, Ankara’da çıkıyorlar ama her gün Kürtlere yönelik gözaltı operasyonları yapan Ankara Emniyeti, DAİŞ’liere bir şey yapmıyor. Rahat bir şekilden sınırdan geçip kaçırdıkları kadınları Ankara’da saklıyorlar” ifadelerini kullandı.” Her şey aleni her şey ulu orta var edilirken bu sarmalda bir hayat söz konusu edilebilir mi? İşgal edilmiş Rojava / Kuzey Suriye topraklarında Til Temir’in Til Tewil köyü bomblanmışken misal hayat her ne yana düşer, bunca ağır badireden biraz sonra, düşünür müydünüz?

Bir fragman değil, anlatılan ve bahsi edilenler birer mübalağa değil, bu ülkenin / bu ülke eliyle kotarılan şiddet / ötekileştirme pratiklerinin vardığı boyutu bildirendir. Apaçık bir halde ayrımcılığın, bu toprağın kökünden de olunsa ona karşı var edilmiş nefret etmeler, dayatma ve baskı unsurlarının yamacında hayat elden avuçtan çalınmak istenir. Biteviye sözü naçar kılacak bir cerahat güncellenir dört bir yanda hemen her anlamda. Bu kadar açık böyle afaki bir cürüm sarmalında Kürd sorununun, tıpkı memleketin sabit kıldığı her bir öteki addettiği için var ettiği sorunlar gibi güncellene geldiği yerde huzur, güven ve müşterek bir yaşam için hakların tanzimi ne zaman söz konusu edilecektir, herhangi zaman? Anlatmaya, aksettirmeye çalıştığımız şey, güncellik içinde giderek daha da fazla yer bulan ve büyük bir kakofoni ile örtbas edilmeye çalışan, yoktur, yapılmamıştır hiç ama hiçbir biçimde ön görülmemiştir denilen suçun yinelenen halleridir. İnkarın yolları döşenirken, sebat edilmiş nefret, kin, yıkıma yol verirken bir kere daha insanın insana ettiği zulüm ile memleket yenileniyor. Yenilendiği söylenen şey ile bütünüyle birlikte bir yaşam iradesinin de kökü kazılmaya devam olunuyor. Bir asrın üstündeki bir zaman dilimi dahilinde o kimliksizleştirme, şu tahakküme rehin etme, beriki insansızlaştırma ve kırımdan işkencelere uzanan bir şecere karşımıza çıkartılırken, çözümsüzlük yeniden hal yola koyuluyor. Bu kadar ağır badirelerin ortasında sanki her şey normalmiş gibi yapılıyor. Hala inanabiliyor musunuz, hala güvenebiliyor musunuz, hala insanlığı bunca afaki yaralayan / eksilten / çürüten bir mekanizmanın bir yeni ülkeyi var edebileceğine dair umut taşıyor musunuz? Düşünür müydünüz, sahiden de bu karanlık girdaplar hiçbir yere çıkmayacak acıdan, elemden gayri şimdi anlıyor musunuz?" sesli meram
 
*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları her salı akşamı 21.00-22.00 saatleri (gmt+3) arasında karşı radyo'dan iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on yedi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Հայրենիքիս Հետ -- Հովհաննես ԹՈՒՄԱՆՅԱՆ

Վաղուց թեև իմ հայացքը անհայտին է ու հեռվում
Ու իմ սիրտը իմ մտքի հետ անհուններն է թափառում,
Բայց կարոտով ամեն անգամ երբ դառնում եմ դեպի քեզ՝
Մղկտում է սիրտս անվերջ քո թառանչից աղեկեզ,
Ու գաղթական զավակներիդ լուռ շարքերից ուժասպառ,
Ե՛վ գյուղերից, և՛ շեներից՝ տխո՜ւր, դատարկ ու խավար,
                           Զարկվա՜ծ հայրենիք,
                           Զրկվա՜ծ հայրենիք։

Խռնվում են մտքիս հանդեպ բանակները անհամար,
Տրորում են քո երեսը, քո դաշտերը ծաղկավառ,
Ու ջարդարար ոհմակները աղաղակով վայրենի,
Ավարներով, ավերներով, խընջույքներով արյունի,
Որ դարձրին քեզ մշտական սև ու սուգի մի հովիտ,
Խեղճ ու լալկան քո երգերով, հայացքներով անժպիտ,
                           Ողբի՜ հայրենիք,
                           Որբի՜ հայրենիք։

Բայց հին ու նոր քո վերքերով կանգնած ես դու կենդանի,
Կանգնած խոհո՜ւն, խորհըրդավոր ճամփին նորի ու հընի.
Հառաչանքով սըրտի խորքից խոսք ես խոսում աստծու հետ
Ու խորհում ես խորին խորհուրդ տանջանքներում չարաղետ,
Խորհում ես դու էն մեծ խոսքը, որ պիտի ասես աշխարհքին
Ու պիտ դառնաս էն երկիրը, ուր ձըգտում է մեր հոգին―
                           Հույսի՜ հայրենիք,
                           Լույսի՜ հայրենիք։

Ու պիտի գա հանուր կյանքի արշալույսը վառ հագած,
Հազա՜ր-հազար լուսապայծառ հոգիներով ճառագած,
Ու երկնահաս քո բարձունքին, Արարատի սուրբ լանջին,
Կենսաժըպիտ իր շողերը պիտի ժըպտան առաջին,
Ու պոետներ, որ չեն պըղծել իրենց շուրթերն անեծքով,
Պիտի գովեն քո նոր կյանքը նոր երգերով, նոր խոսքով,
                           Իմ նո՜ր հայրենիք,
                           Հըզո՜ր հայրենիք․․․

1915

Comments