sesli meram 408 -- անտեղյակություն

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_408_////անտեղյակություն

08 mayıs 2023 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Seba - Are We Dreaming? (Secret Operations)
02. Seba - Interstellar (Secret Operations)
03. Genic - Working The Mod (Sofa Sound)
04. Zero T & Minor Forms - Second Guess (Sofa Sound)
05. Minor Forms - Roll Thru (Computer Integrated Audio)
06. Minor Forms - Lift Music (feat. Kublai) (Computer Integrated Audio)
07. Objectiv - Burnt Toast (The Sauce Recordings)
08. Dub Head - Your Style (The Sauce Recordings)

/////arz-i-hal
"Ezici bir iktidar pratiğinin hayatı her nasıl hedef aldığı bir kere daha yalın bir biçimde açığa düşer. Halkların Demokratik Partisi, Yeşil Sol Parti çatıları altında ortaklaşmış ola gelen Emek ve Özgürlük İttifakı üyelerine, gazetecilerden, avukatlara kadar benzersiz ve benzeş olmayacak kadar açık bir kinle saldırır devletin şimdiki sahibi. Bir örnek kılınmış tahakküm, tehdit ve yıldırıyla kendi pisliğinden dem vurmadan günlerin geçirilmesine dair çabaya devam olur akp ve faşizan ortakları. Duraksamadan var edilmiş yalanlar, her durumda ötekileştirilen hayatların karşısında “terör”, “hain”, “mihrak” benzeri yakıştırma ve ithamlarla işaret edilmiş yargının da kefesinin çalındığı bir zulüm iklimi var edilir. Ekranlardan aşağı yukarı ana muhalefet lideri harici kimselere kapısını aralamayan yaygın medyasının da tazyiki ile birlikte bir halk, koca bir memleket bir kere daha sınava tabi kılınır. Ezici olagelen devletin istikrarının, halk için, halka ait olana, haklılığa saldırma cüreti olduğu zaten yeterince açık bir biçimde önümüzdedir, bunu da saklayamaz, gizleyemez, engelleyemezler.

Ezici kılınmış iktidar pratiğinin her dönemeçte biraz daha afaki bir biçimde soygun düzeni bina ettiği bir zeminde, en ufak icraatın altından dahi ihale kovalayıcılığı, rant kavgaları, çıkar mücadeleleri sökün ederken, birbirinden beter kepazelik hallere imza atılırken, vatan, millet, sakaryanın da boşa düşürülmesi en son bahçesizin katlettiği ol keklik türküsündeki gibi kelaynağa dönüştürülürken, görülmesin diye her şey silme sil baştan bir beyaz soykırım evresi olarak Kürd’e yönlendirilir. Açmazlarını çözümlemek, geleceğinin karanlığına karşı ön almak, engellemek, itiraz hakkını kullanıp yaşamda var olma iddiasını temellendirmek, kuvvetlendirmek, sözünü salt Kürd değil, Süryani, Ezidi, Ermeni, Çerkes, Abhaza, Mıhellemi, Roman, inançlı ya da agnostik herkes için var etme mücadelesinde olanlara yönelik saldırganlık cüreti o iktidarın ne menem bir tekrarlardan ibaret olduğunu da aksettirir. Anlatmaya hiç gerek yok, görüyorsunuz diyordu bir yurttaş!durumumuz aynen budur.

Bir seçim heyulası içerisinde “sıradan insanların” hayatlarının kuşatılmasına devam diyor memleketin yönetim katı. Olağan akışının dışındaymış gibi bir menzil, sabah akşam silah sunumu, en son teknolojik ölüm makinelerine mersiyeler, aralıksız cerahat pazarlamasına devam ediliyor. Bir yan vatan millet diye kandırılmaya devam olunurken, öte yana din, iman satışına devam deniliyor. Dur durak bilmeden, çelişkilerinin üzerinden zıplayarak, pas geçerek, kendilerine ait saydıkları, ötekisine de lütfedip yer verdikleri bir sahnenin varlığını biçimlendirmeye devam ediyorlar. Her yanından irin, her gününden pislik akmaya devam ederken, her şeyin alelacele bir rant / emtia / koltuk kavgasına dönüştüğü bir zeminde olmakta olan cerahatin yüceltilmesidir. Bunca yıllık iktidar pratiğinin sunduğu belki de tek sabitimiz olan şey, bambaşka şeyleri aksettirirken yeniden cerahati var etmektir. Mütemadiyen fragmanlar, kesitler, kes yapıştır uydurma sunumlar var edilip durulurken, yeni yüzyıl dönemeci diye katran karanlığının istikameti yeniden biçimlendirilir. Bunlarla, bu hallerle, böyle bir demokrasisi kıt, özgürlüğü eksik, her günü apayrı savaşa dönüştürülmüş olan bir menzilde, ezilmekten sahiden yorulmadınız mı? Her günü kendi hanedanlık / saray sultası / güllük gülistanlık yaşam akitleri için derleyip toplayıp durdukları meclislerle, al takke ver külah apayrı bir menzili var ederken o iktidar, şu meşum seçilmişler(!) sıradan ne zaman itiraz edecektir, yetti artık diye… düşünür müydünüz?" sesli meram

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on dokuz yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------


//poemé
Օրագիր -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Այնքան անմիջական էր մեր ծանոթության վայրկյանը,
                                        լռությունդ
        այնքան անբռնազբոս էր ու համախոհ, պահը՝
                                        անսպասելի,
        որ ես ակամա սկսեցի ուրախությունից անզուսպ քրքջալ,
        ինչպես ջրերի խտուտը կանխազգալով, դա անում էի
                                        երեխա
        ժամանակ՝ բոլորովին մերկ, Մեծ ձորագետի մեջ
                                        ցատկելուց առաջ։

Հետո շատ երկինքներ հոսեցին կռունկի թեւի տակով։ Ինքն իր
                                        լեզուն հատեց եւ
        արյամբ ձիեր, աղջիկներ ու ծաղիկներ էր նկարում
                                        Մատիսը, իսկ ես տառերին
        շարունակեցի մոտենալ այնպես, ասես, ամեն բառ
                                        գրելիս, Մաշտոցի հետ
        մասնակցում եմ հայոց գրերի հայտնագործությանը՝
                                        միանալով
        անցյալի եւ գալիքի խոստովանության միայնակ
                                        բանաստեղծներին։

Սակայն այս ամենի հետ ինչ կապ ունի հավքը, որն իջել է
                                         մեզանից անպա-
        կաս ջրհեղեղի մեջ, շրջապտույտում հայտնված
                                         կոճղաբեկորին, եւ
        մտածում է, թե ինչ որ մեկը, ավա՜ղ, ջրհեղեղը եւ Ծովից
                                         ծով Հայաս-
        տանը շփոթել է հաստատապես, մանավանդ որ՝
                                         Մասիսներն էլ
        իրենց տեղում չեն վաղուց։ Խորենացին դեռ
                                        փետում է միրուքը։

Ես չեմ ուզում վրդովել լույսը, դրա համար (ի հեճուկս
                                         թշնամիների) երգում եմ, եւ
         տեսնում եմ, թե ինչպես է ձայնս հասնում երկինք՝ եթե
                                              ոչ ավելի բարձր։
         (Ինչ էր ուզում աշխարհակալ Նապոլեոնը, որ, ի վերջո,
                                              չգրեց Գյոթեն)։ Երկրիս
         տարածքներն իմ ներսից են սկսվում, իսկ ես սիրում եմ
                                              անհատուկ ու
         պարզ (Նոյից մինչեւ ինձ), ամենասովորական բառերը՝
                                              բարեւ, ինչպե՞ս ես։

Comments