sesli meram 409 -- քաղաքական պայքար

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_409_////քաղաքական պայքար

15 mayıs 2023 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Hobzee - In The Dark (Thirty One Recordings)
02. Hobzee - Lone Victory (Thirty One Recordings)
03. Tatora - Circles (feat. TZ) (Integral Records)
04. Tatora - Oko Lake (Integral Records)
05. Objectiv & T-Man - Baritone (Amoss Remix) (Flexout Audio)
06. Invadhertz - Everything To Me (Flexout Audio)
07. MSDos - Melodi (Omni Music)
08. MSDos - Birds Or Prey (Omni Music)

/////arz-i-hal
"Hepinizin malumu olduğu üzere, bütün tanımlardan öte halen düşman, kötü, küfre özne bilinen kırk beş küsur bin Ermeni’den birisi olarak şu aşağıdaki Nor Zartonk inisiyatifinin sunduğu şeyi de göz önünde bulundurursak yol nicedir, sahiden? “21 yıldır sürmekte olan ve her geçen gün daha da otoriterleşen AKP iktidarı, toplumun tüm kesimlerinde olduğu gibi Ermenilerde de onarılmaz yaralar açmıştır. Vakıf ve patriklik seçimlerine yapılan doğrudan ve dolaylı müdahaleler ile Ermeni halkının sadece maddi kaynakları değil çok daha kıymetli ve sınırlı olan insan kaynağı da aşındırılmıştır. Liyakatsizlik ve vasatın tahakkümü genelde Türkiye halkları özelde ise Ermeniler nezdinde benzer sonuçlara yol açmıştır. Nitekim bu yozlaşmanın açık örneklerinden biri olarak, geçtiğimiz günlerde AKP milletvekili adayının, “kayyum patrik” himayesinde Ermeni Kilisesinde din adamları ile birlikte seçim çalışması yürütmesine şahit olduk. Bugün Ermeni Kilisesini siyasallaştırarak ikballeri uğruna firavunların yanında saf tutanlar yarın “iğnenin deliğinden geçebilirler” mi bilinmez ama Ermeni halkın hafızasından silinmeyecekleri kesindir.” Düşünür müydünüz, misal?

Şiddet, kırım ve bolca paradoks içerisinde yüzüyor memleketin yenisi, yenilenmiş denilen bu sahnesi. Kötülüğün, arşıalaya çıkmış olagelen cerahat kültünün, ötekisini yok sayma hal ve istemlerinin kıyısında bir ülke dönüşümü süreğen kılınıyor. Durmak yok yola devam tahayyülünün, sloganlaştırılmış olan içeriğinin var ettiği tek şey, geçmişten el aldığı tekil / tektip, tek düşün imalatının sabit olunmasıdır. Bugün varılan eşikte yirmi bir yıl içerisinde zaten toplumun hemen her kesimi kendi payına düşürüleni aldı, bir kalıbın içerisine mahkum edildi. Tırpanlanan, engellenen, hakir görülen ve dahası çalınan her şey bir müşterek ülke tahayyülünü de imha etti, ediyor, edecek. Görünen köy kılavuz istemiyor artık. Yirmi bir yıllık iktidar pratiğinin suna geldiği şeyin ışıltılı ambalajı, neon lambaları, tek adam imgesi ve kurgusu ötesinde, dışında sonsuz bir karanlığa çıka geldiği unutturulmak isteniyor. Oysa daha üç ayı yeni geçmiş olan deprem felaketinin vurduğu ol illerden görünüyor her şey.

Yıkımın yok ettiği kentlerin etraflarının kuşatıldığı, yaşamın her anlamda zehir edildiği bir coğrafya, kadermiş gibi dayatılıyor, yaralar henüz kanamaya devam ederken, sahiden? Sözün özü, lafın kısası, akp ve baş amirin yeni ülkesi o alışılageldik gündelik rutini dahi imkansız koydu. Hayata dair en ufak bir olumlamayı bile çok görerek, yaraların sarılabilmesi, insani koşullarda bir hayatın tesisi, demokrasisi, eşitliği, adaleti çok görüldü, çok bilindi. Hikayenin gerisinin her nasıl getirileceğine seksen beş milyonun aksiyonunun her ne olacağı pazar günü yapılacak seçimlerde meydana çıkacaktır, muhakkak. Bildiğimiz ezber ettiğimiz hallerle, bir kabustan başkasına mı uyanılacak, yoksa, yeniden bu defasında bambaşka idelerle sorgulayan, müştereken hayatı umursayan, her türlü eksikliğe rağmen demokrasinin yaşatılabilirliği için çabalayacak bir temsil mi gelecektir, yaşayarak göreceğizdir. Bir tevatür değil her şeyin çürümeye, kötülüğe esaretine tanıklık edip ah vah çekilecektir ya da bütün bu kaos haline cidden bir son verilecektir. Her şey ortada, anlatmaya hiç gerek yok…" sesli meram

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on dokuz yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

//poemé
Իդիլիա -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Գնում եմ անտառ, թռչունների մոտ,
Բայց թռչունները ինձնից փախչում են,
Թեւերի քամուց թեքվում թուփ ու խոտ,
Ասես իրարից ամուր կառչում են։

Չվստահելուց վիրավորվում եմ,
Շրջվում դեպի ետ... բայց մի ձայն, ահա,
Մի շիվ ձեռքի պես տարուբերվում է,
Ինձ մոտ է կանչում մտերմի նման։

Մոտենում, դեմքս հպում եմ նրան,
Եղբայրների պես իրար ենք փարվում,
Ես նրա կանաչ սաղարթի վրա
Արցունքի երկու «շիթ եմ նշմարում»։

Հետո մոտենում ծառերին մեկ-մեկ,
Ես ձեռք եմ տալիս ու սիրտ ենք բացում.
Վերադառնում են թռչնի խաղ ու երգ,
Վերադառնում են հավատ ու հուզում։

Մի հավք է իջնում իմ ուսի վրա,
Ասում է՝ ներիր... Ապա երգի պես
Թափանցիկ ու ջինջ հայացքը նրա
Մեխվում է ուղիղ իմ աչքերի մեջ։

Հավքը կտուցին «բռնել» է երգը,
Երգով իմ խորքից ցավեր է հանում,
Մեղմում է օրվա վշտերն ու վերքը
Եվ ինձ անտառի խորքերն է տանում...

Ինձ ձեր շարքերը ընդունեք, հավքեր,
Ծառե՛ր, ընդունեք ինձ ձեր շարքերը,
Որպես անմշակ, վայրի ծաղիկներ՝
Ձեր կյանքով ապրեն թող իմ երգերը։

Comments