sesli meram 411 -- վերընտրություն

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_411_////վերընտրություն

29 mayıs 2023 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Unknown Artist - Take Me As I Am (Fokuz Recordings)
02. Unknown Artist - Do 4 Love (Fokuz Recordings)
03. Subrix - Afraid (Mathematica Records)
04. Subrix - Wonder (Mathematica Records)
05. Bighoc & Robert Manos - Memories (Fokuz Recordings)
06. Bighoc & Robert Manos - Touchbase (Fokuz Recordings)
07. Aleyum - Eluding Dreams (Hiraeth Remix) (Soul Deep Digital)
08. Aleyum - Glowing Memories (Silence Groove Remix) (Soul Deep Digital)

/////arz-i-hal
"Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’den başlayarak, yıllar yılıdır sürdürülen ötekileştirme, HDP ve tüm öncüllere reva görülen ‘terörist’ bunlar şartlanmışlığı bir kere daha utanmazca birinci elden işlenir. Bütün bunların gümbürtüsü kafi gelmez, ekonomik çöküş konuşulmasın varılan ülke dert edilmesin diye çıkagelen tüm ikazlar engellenir. Dahası seçimin son dönemecinde Kılıçdaroğlu’nun aksettirdiği, ne yapacağına dair o kısa mesajların dahi yollanmasına mani olunur. Televizyon ekranları baş efendi için sonuna kadar açıkken, bizatihi o montaj lafzını iftiharla paylaşırken dahi göründüğü TRT ekranlarında Kemal Kılıçdaroğlu’nun varlığı %1’i bile geçmez. Bütünüyle, her şekilde cerahat politikasının üstünde, kötücül, nefrete tutunan bir dille, aralıksız ayrıştırma hallerinin ortasında bir seçim / tam da Kemal Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği gibi / referanduma dönüştürülür. Ya sonrası…

Seçim öncesindeki son yirmi dört saate sığdırılan, hedef almalar, gözaltılar, tehditler ve ekranlardan neredeyse hiç inmeyen baş efendi, baş faşistin son mitingleri, son en son dakika çıkagelen geçen Ayasofya’da, şimdi Eyüp Sultan’da gerçekleştirilen camii-miting tahayyülleri, yine buralardan verilen mesajlar ve nicesiyle, arasız, fasılasız ötekileştirmeyi önceleyip toplumu hedefe koyan bir zihni garabetlik ve ötesiyle seçim sathı mahallinde son düzlük tamama erdirilir. Nihayetinde bir beş senenin daha nasıl yönlendirileceği her nereye doğru koşulduğu zaten kendiliğinden ortaya dökülürken, paldır küldür var edilen her tahakküm veçhesi, her biyopolitik hamleyle birlikte sorgu / sual bitirilmeye çalışılır. Dememiz odur ki, susun buyrulur, itaat etmenin ötesindeki en ufak itirazın zapturaptının her ne olduğuna dair emareler belirir. YSP gibi CHP de tüm ortaklarıyla birlikte bir terör organizasyonu ilan edilip, terörize edilirken sonuç Bakur Kürdistan’ında biber gazlarıyla müdahale ve gözaltılar, şehri İstanbul’da sırf Soylu efendiye eliyle kalp yaptığı için bir gencin darp edilerek gözaltına alınmasına mahal verdirir. Demokrasi hep bir beden büyük, hep bu ülkeye fazla diye bildirilir. Bunca düşmanlaştırmayla yol nereyedir ki bir katran karanlığından gayri.

Susun denilmeye devam ediliyor. Siyasetin hayatın politize edilmiş olagelen güncesindeki varlığı, gölgesi, değdiği yerdeki yaraların akıbeti merak edilmesin isteniyor. Bir oy verilip geçilip gidilsin isteniyor. O oyun kullanıldığı sandıklardan başlayarak, türlü çeşit avantür, tam da şarka özgün hile / hurda, toplu oy kullanmalardan, oy kaydırmalara, torba torba oy hazır etmelere, yurt dışında kullanılan oyların tasnifleri sırasında araya kaynatılan temiz, pak, helal oyların(!) sayıma dahil edilmesine, eski istihbaratçı bir temsilin var ettiği trajik müdahalelere kadar geçişken bir yıldırı tezgahta işlenirken, susup durmak bir şeyleri sahi ama sahiden de değiştirecek midir? Seçimin son düzlüğünde, görünen köy kılavuz istemiyor artık. Kurduğu şematik yapısıyla, dün o bu şu bugün bambaşka temsillerle var ettiği akçeli işleriyle, beşli çetesinden uyuşturucu ticaretinden silah tüccarlığına yolunu kesiştiren, bir biçimde dünyanın çöplüğü kılınmış bir rantiye pazarına dönüştürülen ülke gerçekliğini koruyor. Yoksullaştırılan halkın gözlerinin önünde sergilenen nefret halleri, o, bu, şu terörist, bu, beriki hain, mihrak, militan, ipe çekilesi korkak vesaire tanımlarıyla birlikte üç otuz kuruşluk demokrasi de sizlere ömür kılınmak isteniyor. Gidilen istikametin bir karanlık mı, uçurum mu, girdap mı, cehennemin ta kendisi mi olabileceği vurgusu unutturulup her şey güllük gülistanlık denilirken ortaya çıkan irin konuşulmasın istenir. Hal de, gidişat da, yönelim de, projeksiyonuna devam olunan yüzyılın yenisinin de nereye doğru olduğu 28 Mayıs gecesi belirli olacaktır. Susun karışmayın buyuranlar, ne etsin sıradan insanlar bunca kapkaranlık karşısında, sahiden ne!…" sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on dokuz yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

//poemé
Եղա Անխոհեմ-- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

***
Եղա անխոհեմ.
քանի տարի է՝ փայտե ձիուկս
թողել եմ կապված մեր դռան սյունից...
Երեւի սանձը կրծել է երկար,
դոփել է տեղում,
վրնջացել է ու խռով լռել։
Եղա անխոհեմ,
եւ, հիմա արդեն երբ մեծացել եմ,
ձիուկս չի էլ ուզում ճանաչել,
մաշվել-կուչ եկել,
         դարձել է... ճիպոտ։
Շրջվում եմ մի պահ,
որ հոր արցունքը որդին չտեսնի,
եւ... ի՜նչ փրկություն.
բալիկիս ձեռքին կենդանանում է
ձիուկը մեկեն
ու ծանոթ վարգով սլանում հեռու,
գլխիս թողնելով սպիտակ փոշի...
Չէ՛, միշտ ջահել է մեր Հուր-Կայծակին...

Comments