sesli meram 432 -- հետապնդում

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_432_////հետապնդում

30 ekim 2023 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Sorrow - Dark Zone (White Peach)
02. Sorrow - Kane (White Peach)
03. Zonae - Thorns (Foundation Audio)
04. Zonae - Eterna (Foundation Audio)
05. Abstrakt Sonance - New Order (Medicine)
06. Abstrakt Sonance - In The Shadows (Medicine)
07. Skeptical - Tell Me (Rubi Records)
08. Skeptical - Atomic (Rubi Records)

/////arz-i-hal
"Baş efendi söylediği doğruların yanında, bile isteye mübalağaya başvurup kendi iç siyasi dinamikleri için riyayı var etmeye devam eder. Yakın zamandaki pek çok savaş suçunun da altında imzası bulunan bir menzilin bizatihi yönetim katının birinci ismi olarak konuşması sırasında zikrettiği “– Biz Karabağ'da, Libya'da neysek Ortadoğu'da da oyuz.” başlı başına nasıl bir yönelimin üstünde ilerlendiğini gösterir. Ne din istismarcısı, siyasetini mutlak faşizan bir diskurdan kuran İsrail, ne de onca kuşatma ve yıldırının orta yerinde bunca kuşatmanın ortasında çocuk / kadın / yaşlıları kısaca insanını göz ardı eden cihatçı, yobaz Hamas. Birbirilerinden farkları bulunmayan kampların var ettikleri yıkıma karşı insaniyet odağından bakabilmek sahiden zor mudur? Bunca bakar kör olunduğundan bir yanda feveran edilirken, daha yeni Artsakh, Nagorno Karabağ’da Azeri devletinde uzanan elle ilgili suallere ne yanıt verecektir sayın baş efendi. Libya’da çevrilen dolapları ne yapmak lazım gelir? Burnumuzun hemen ucundaki Rojava gerçekliğini boğmak adına o ısrarla yinelenen şakirt / isyancı / terörist klişesinin kenarında bizatihi cihatçı çetelerle iş yürüten bir ülkenin sahiden bir demokrasi, akan kanı durdurabilme gibi bir istemi söz konusu olur mu? Riya ile yalanlarla, bilindik ezberlerle birlikte onca hamasetle sulhu değil de ölümü kutsayarak nasıl bir yarın inşa edilebilir ki? Filistin’in Gazze’sine, Batı Şeria’sına nasıl yardımcı olunabilir ki, değil mi?

İzler kalıyor geriye, onca zamandır var edilmiş ve kapsamı, derinliği hiçbir zaman tam olarak kestirilemeyen acının çetelesi derinleşiyor. Karabağ’da Ermeni, Rojava’da Kürd, Ezidi, Mıhellemi, Süryani, Libya’da ve İsrail’de Arap, Filistin’de Arapların kıyısında kalakalan Hristiyan halklar her durumda muktedir olduğunu varsayan temsili devletlerin insafına terk olunmuş bir hayat memat mücadelesi sürünceme taşımaksızın var ediliyor. Birer yaraya dönüşmüş olan mücadelenin, var olma hakkının ta kendisinin bir türlü kanla bağlantısı kesilmiyor. Hayata yer bırakılmıyor. Düpedüz derin, kalıcı, bir sulhun yerine ikame edilmiş olagelen her türden tahakkümle yaşam dümdüz ediliyor. Yer adları, zulme uğrayanların kimlikleri, cinsiyetleri, aidiyetleri değişse de sonucun her dem aynı yıkımlara çıktığı kesintisiz bir hakikate dönüşüyor. Türkiye’nin şimdisinin yüzüncü yıl vurgusunun kıyısında her nasıl cürümlere çıktığı mesel olunmuyor misal. Her halükarda yok edicilik / sınırlandırma ve inkardan vazgeçip ikrara dökülen tahakküm halleriyle birlikte düzeltilemeyecek yepyeni izler ortaya çıkıyor, derin boşluklar. Karanlık çağının orta yerinde bir ülkenin içinden bir zamanlar söz hakkı sahibi olduğu yerlerdeki faaliyet ve icraatlarına her şekilde çürümüşlükten payımıza düşeni can kırıklarıyla, ödenen ve daha ödenecek nice bedel / diyetlerle var ediyor. İstikametin hep karanlık kılınmaya çaba sarf edildiği bir zeminde bütün o yıkım / yıldırı / tahakküm bir cehennemi sahnelemenin ta kendisini imliyor. Demokrasiden, eşitlikten, sulh ve insan haklarından bahis açılamayan bir zemin zaten ondan ötesini de bildirmeyecektir, biliyoruz değil mi? Yol nereye?" sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Էուֆորբիոն -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Իմ ծարավի մեջ մի աղբյուր է երգում եւ
մանկությունս հեռանում է ավելի...

Առաջին հայացքից, թվում է, մերն է ծաղիկը, բայց
միայն վերջին հայացքից է այն մերը,- ասում է Ագոն,- երբ
արդեն կորցնում ենք։ Իսկ ամեն ծաղիկ թառամում է՝
նորից բացվելու համար,
որովհետեւ ծաղիկ լինելու հմայքը բացվելու մեջ է՝
երբ դրան սպասում են վաղորդայնի աստղերը։

Հորիզոնը թեւեր ունի հրեշտակի։
Մտածումս՝ ճանապարհի մասին, ավելի ճանապարհ է, քան
ինքը ճանապարհը։ Ոտք եմ փոխում խոհի վրա։ Լուսարում,
աստվածարում եմ ինձ սպասող գագաթները։ Իսկ
լույսը տխրության տողանցումն է եւ,
միաժամանակ, բաժանումն է խավարի եւ խավարի։

Կապույտը թռչունների թեւերին չվեց
տաք երկրներ, մեզ հետ նորից մնացին
աներկինք ամպերը։ Ամեն մի հարց ճշմարիտ է,
յուրաքանչյուր պատասխան՝ խիստ կասկածելի։ Մի
խե... խե... խելագար ինձ կանգնեցրեց
փողոցում. «Չե՞ս ասի՝ ժամը քանիսն է»։

Comments