Deuss Ex Machina # 304 - Uprooting Mycelium In The Night Forest Of "Grmade" We Spoke With The Bubilant Sage

Kay(ıp)bedenler K/lan+-Dereasonable (VV)arp Presents
Deuss_Ex_Machina_304_--_Uprooting Mycelium In The Night Forest Of "Grmade" We Spoke With The Bubilant Sage

14 Haziran 2010 Pazartesi gecesi "banttan" yayınlanmış programın parça dizinidir.

>>>>>Musique
>1<-Pinch & Moving Ninja-False Flag (Kryptic Minds Mix) (Tectonic)
>2<-Cyrus & Tunnidge-Lights (Origin Audio)
>3<-Cyrus-Junk Yard (Tectonic)
>4<-Cyrus-In The Background (Eight:FX)
>5<-Benga-The Chant (GetDarker)
>6<-Apex-Nowhere To Run (Datsik & Excision Remix) (Lifted Music)
>7<-S.I.N-Darkman (Lejal Globe)
>8<-Killeralien & B1crunch3r-Twilight (Subculture)
>9<-Lokae-City Lights (Ft. Audio Angel And Joe Mousepad) (Daly City Records)
>10<-The Streets-Blinded By Lights (Nero Remix) (679 Recordings)
>11<-Breakage-Open Up (Digital Soundboy Recording Co.)
>12<-Blawan-Iddy (Hessle Audio)

Download Episode # 304 İndir

Uprooting Mycelium In The Night Forest Of "Grmade" We Spoke With The Bubilant Sage (304) – Defalarca Aynı Sözcüklere Sığınmak Zorunda Bıraktırılıyoruz. Ne İşittiklerimiz Birer Yanılsama, Ne De Duyduklarımız Artık Dehşet Virajının En Vurucu Tanelerinden Derlenip Toparlananlar. Kendimize Göre Biçtiğimiz, Üzerimize Layık Bulduğumuz Hallerimizi Sıramızı Savamadan Aman Bana Ucu Dokunmasın Diyerek, Çirkefe Yatarak, Sağırı Oynayarak Aşılabileceğini Hala Mı Zannediyorsunuz? Hiç Şüphesiz Ki, Tabirlerin Bolluğunda, Ağız Kalabalıklarında Barış Dediğimizin Esamesinin Okunamıyor Oldurulması Her Birimizin Bu Kirli, Sorunlu Yaklaşımlarından Kaynaklanmaktadır. Ne Gereği Vardır Sorunları Çözmeye, Uyku Ve Uyanıklık Halinde Sürekli Afyonu Patlamamış Gibi, Dikkat Dahi Etmeden Yargılarımızı Sertleştirmeye, Sus Pus Kalmaya, Hiddetimizin Sadece Sizin, Bizim Gibi Yoksulları Ezmeye Devam Ettiğinin Farkındalılığına Ulaşmak İçin, Hangi Kaf Dağının Ardındaki, Ormanların Derinlerinde Ulu Bilgelerle Karşılaşmayı Umuyoruz. Nereye Kadar Tükenmeye Göz Göre Göre Devam Edeceğiz? Bugün Makul Bir Yanıt, Makul Bir Çözüm, Makul Bir Hedef Tutturamazsak Geleceğimiz Dipsiz Bir Karanlık Olacaktır. Ne Öyle Ne Böyle Demeden, Dile Getirdiklerimizin Hepimizin Ortak Sorunları Olduğunun İdrakının Üzerine Basarak, Barışın Adını Etkinliklerde Anılası Bir Merhale, Olgu Olarak İliştirilmesinden Daha Hakikatli Bir Çözüm Yolu Bulabilmek, Şu Kısıtlı Hayatlarımızın En Önemli Ödevidir. Boyunlarımızın Borcudur. [Marduk'a Ne Hacet Her Gün İnsan Eliyle Taze Taze Kıyameti Yaşıyoruz, Kısa Alanda Enlemesine Çoklu Katmanlı Yazıtlarından Derleme Tümceler-Fanzin Sf.3.14]

>>>>>Bildirgeç

Bilginin Kaynakları Hakkında - Karl Raimund POPPER*

"Nereden Biliyorsun? İddianın kaynağı, temeli ne? İddianın altında hangi gözlemler yatıyor?" biçimindeki geleneksel bilgi kuramı sorusuna yanıtım şudur:

"Ben, bir şey bildiğimi söylemiyorum ki: Ortaya attığım iddia yalnızca bir tahmin, bir varsayımdır. Kaldı ki, tahminimi dayandırmış olabileceğim kaynak ya da kaynaklarla uğraşmaya da zaten değmez: Olası birçok kaynak olabilir; hangisinin doğru olabileceği konusunda da hiçbir fikrim yok. Başlangıç noktasının ya da kökenin, bu doğruyla hiçbir ilgisi yok. Fakat tahmin yürüterek çözmeye çalıştığım sorunla ilgileniyorsan, bana büyük bir katkıda bulunabilirsin: Tahminimi, elinden geldiğince en katı biçimde eleştirmeye çalış! Eğer iddiamı çürütebileceğine inandığın bir deney aklına gelirse, ben de, seninle birlikte, iddiamı çürütmeye hazır olacağım."

Tabiî ki bu yanıt, yalnız doğabilimsel iddialar için söz konusudur; tarihsel iddialar için değil. Tarihsel olgular hakkında ileri sürülen iddiaların doğruluğuna ilişkin eleştirel tüm açıklamalar, elbette -"en son" ve "yetkin" olmasa da - kaynaklara dayandırılmak zorundadır. Fakat ilke olarak yanıtım yine aynı olurdu.

Tartıştığım konuda vardığımız sonuçları özetleyecek olursak, her şeyi, şu sekiz sav altında toplamak istiyorum:
1- Bilginin en son kaynakları yoktur. Her kaynağa, her dürtüye kapımız açıktır; yeter ki kaynakların ve dürtülerin her biri, eleştirel sınamalarımızın da malzemesi olsun. Konumuz tarihsel sorular olmadığı sürece, yapmamız gereken, bilgilerimizin kaynağını araştırmaktan çok, ileri sürülen olguları bizzat sınamaktır.
2- Bilim felsefesi sorularının, kaynaklarla hiçbir ilgisi yoktur. Sorguladığımız şey daha çok, iddianın doğru olup olmadığıdır- başka bir deyişle, iddianın olgularla uyuşup uyuşmadığdır. Doğrunun bu biçimde eleştirel incelenmesi sürecinde, yalnızca olası görünen argümanlar ele alınabilir. En önemli yöntemlerden biri de, kendi kuramlarımıza eleştirel yaklaşmak ve özellikle de, kuram ve gözlemdeki çelişkileri aramaktır.
3- Genelde, bilgimizin en önemli kaynağı gelenektir- doğuştan kazanılmış bilgi dışında.
4- Bilgimizin çoğu kaynaklarının geleneklere dayandığı gerçeği, gelenekçiliğe karşı çıkmanın, yani karşıt-gelenekçiliğin ne kadar anlamsız olduğunu gösterir. Fakat bu gerçek, gelenekçiliğin dayanağı olarak da düşünülmelidir. Çünkü bizlere aktarılan hiçbir bilgi (doğuştan kazanılan bilgi bile), eleştirel incelemelerden ve gerektiğinde çürütmelerde muaf tutulamaz. Her şeye karşın, gelenek olmazsa bilgi de olamaz.
5- Bilgi hiçbir şeyle -tabula rasa ile- başlayamayacağı gibi, gözlemlerden de hareket edemez. Bilgimizde gelişme, modifikasyonla, daha önceki bilgilerde, yapılan düzeltmelerle sağlanır. Tabii ki, gözlem ya da rastlantısal buluşlar, bizleri bazen bir adım daha öteye götürebilir; ama bunların önemli olup olmayışı, genelde, var olan kuramları düzeltmek için girişimde bulunup bulunmayışımıza bağlıdır.
6- Ne gözlemler ne de akıl yetkindir. Entelektüel sezgi ve entelektüel hayal gücü gibi başka kaynaklar da büyük önem taşır, ama bunlar da güvenilir değildir: Bunlar, belki olayları daha net görmemizi sağlayabilir, ama bizleri de yanlış yola sürükleyebilir. Onlar, kuramlarımızın temel kaynağını oluşturur ve bu bakımdan yerlerini tutan başka alternatifler yoktur; ama kuramlarımızın çoğu yanlıştır. Gözlemin ve mantık yürütmenin, ayrıca entelektüel sezgi ve hayal gücünün en önemli işlevi, bilinmezliği deşmek için gerek duyduğumuz ve büyük bir cesaretle ileri sürdüğümüz kuramların eleştirel sınamasında, bizlere yardımcı olmaktır.
7- Açıklık, kendine özgü entelektüel bir değerdir; ama tamlık ve kesinlik bu özelliğe sahip değildir. Mutlak kesinliğe ulaşmak, asla mümkün değildir; zaten problem durumunda, gerektiğinden fazla kesinlik aramak, anlamsızdır. "Kesinleştirmek" ve onlara birer "anlam" yüklemek için kavramların tanımlanması gerektiği düşüncesi, tamamen aldatmacadır. Çünkü her tanım, tanımlayıcı kavramlar gerektirir; ama eninde sonunda tanımsız kavramlar karşımıza çıkacaktır ve bunlardan kaçınmamız da mümkün değildir. Sözcüklerin anlamlarına ya da tanımlarına ilişkin problemler önemsizdir. Bu nedenle de salt yüklemsel problemlerden her koşul altında kaçınmak gerekir.
8- Bir probleme bulunan her çözüm, başka çözümsüz problemler yaratır. Bu yeni sorunlar, eskisinin zorluk derecesine ve çözümünün gerektirdiği yürekliliğe bağlı olarak, daha ilgi çekici olur. Dünya hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek, bilgimizi ne kadar derinleştirirsek, neyi bilmediğimiz konusundaki bilgimiz, yani bilgisizliğe ilişkin bilgimiz, daha bilinçli, daha açık ve daha sağlam olacaktır. Bilgisizliğimizin temel kaynağı, bilgimizin sınırlı, bilgisizliğimizin ise sınırsız olabileceği bilincidir.

Yıldızlar âleminin sonsuzluğunu izlediğimizde, bilgisizliğimizin ne kadar sonsuz olduğunu anlarız. Sadece kâinatın büyüklüğü değildir bilgisizliğimizi açığa çıkaran, ama nedenlerden biridir.
Bence, her ne kadar araştırmalar sonucunda, ne kadar az bildiğimiz bilgisine ulaşsak da, dünya hakkında daha fazla bilgi edinmek her türlü zahmete değer. Bazı konularda birbirimizden tamamen farklı olduğumuzu, ama bu sonsuz bilgisizlik âleminde aslında hepimizin eşit olduğunu zaman zaman hatırlamak, sanırım herkes için iyi olacaktır.

Her ne kadar bilinmezlik içerisinde yol kat etmiş olsak da, bilgi alanımızın tümünde, eleştiriden daha üstün hiçbir otoritenin olmadığı bilincine varırsak, dogmacılık tehlikesine düşmeden, doğrunun ve doğruluk düşüncesinin, aslında insan yetkesinin ötesinde olduğu savına sımsıkı sarılabiliriz; hatta sarılmalıyız da. Çünkü bu olmazsa, bilimsel araştırmanın nesnel ölçütleri, çözüm girişimlerinde eleştiri, bilinmeyene dokunma ve bilgiye ulaşma da olmaz.

* Karl Raimund POPPER - Daha İyi Bir Dünya Arayışı - Son Otuz Yılın Makaleleri ve Bildirileri Çeviri: İlknur AKA (Yapı Kredi Yayınları - Cogito-103) - Bilginin Kaynakları Hakkında Bildirisinden ( Bu bildiri, 27.7.1979 tarihinde, yazara verilen onur doktorası dolayısıyla Salzburg Üniversitesi'nde sunulmuştur) (Sayfalar 62-65) alıntılanmıştır.

...Fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya Deuss Ex Machina ile devam...İyi Haftalar...

Allame-i Ulul Arz’dan Ara Nağmeler
Okuma Parçası
Bu Aktörlerle Bu Sahnede Ancak Ölüm Başrol Oynuyor! - Umur TALU - Habertürk
Ben Şemdinli'de Niye Öleyim - Haber Rüzgarı
İlk şart: Siyasette Kırıcı, Yıkıcı Ve Bölücü Üslupları Bırakmak... - Altan ÖYMEN - Radikal
Kürt Meselesi Hallolunmaktadır - Ümit KIVANÇ - Taraf
"Ahmet Türk'e Saldırıyı Öven Avukat Karaduman Suç İşliyor" - Burçin BELGE - Bianet
60 Bin... - Başyazı - Sol.org.tr
“Türk Milleti Adına”... - Baskın ORAN - Radikal 2
Açılım Bitti, Başlayan Nedir? - Kadri GÜRSEL - Milliyet
Bir Kez Daha ‘Kürt Meselesi’ - Ayşe HÜR - Taraf
Azat'ın Çilesi - Yıldırım TÜRKER - Radikal
Ne İstiyor Bu Devlet? - Özgür MUMCU - Birgün
İsrail Asıllı Meşhur Jazz Müzisyeni Ve Düşünür Gilad Atzmon’la Çarpıcı Bir Röportaj - Shabana SYED - Arab News / Afili Filintalar
Çocuklar Özgürleştiğinde, Özgürleşeceğiz Hepimiz... - Sedat YAĞCIOĞLU - BiaMag
Yeni Solculuk = Sermayeyi-Ürkütmeyelimcilik - Ahmet TONAK - Birgün
Grev Güncesi – Ankara Tekel Direnişi
Grev Güncesi - Sabah / ATV Emekçileri
İnternete Yasak Koyana Da... - Mutlu TÖNBEKİCİ - Vatan
İnternet Sansürüne Karşı Güç Birliği Toplantısı Yapıldı. - Bilişim Hukuku Bülteni
...Maç Simülasyonu Olarak Savaş - Cüneyt UZUNLAR - Açık Koyu
Taş Atan Çocuklar… Bizim Çocuklarımız - Enver GÜLŞEN - Enver GÜLŞEN
Kılıçdaroğlu, Medya, AKP - Ragıp DURAN - Apoletli Medya
Ermeni Soykırımını Siyasi Futbola Alet Etmeyin - Raffi HOVANNISYAN - The Jerusalem Post / Radikal


Pinch At Myspace
Pinch At Resident Advisor
Moving Ninja At Myspace
Moving Ninja At RBMA Radio
Moving Ninja Interview At Cyclic Defrost
Kryptic Minds At Myspace
Kryptic Minds At Soundcloud
Kryptic Minds At Twitter
Tunnidge At Myspace
Tunnidge At Twitter
Tunnidge Interview On Disrupt:on Inc.
Cyrus At Myspace
Cyrus At GetDarker Presents History Of Dubstep On You Dun Know
Benga At Myspace
Benga - Baltimore Clap Via XLR8R
Apex At Myspace
Apex At Lifted Music
Datsik & Excision At Last.FM
Datsik At Myspace
Excision At Myspace
S.I.N / Lejal Globe At Myspace
Killeralien At Myspace
B1crunch3r At Myspace
B1crunch3r Free Tracks
Lokae At Myspace
Lokae At Soundcloud
Lokae At Twitter
The Streets At Myspace
The Streets At Wikipedia
Nero At Myspace
Nero At Twitter
Breakage At Myspace
Breakage - Foundations Album Review - Karl TRYGGVASON - Resident Advisor
Blawan At Myspace
Blawan At Twitter
Blawan - Fram / Iddy Review On The Pop Stalinist

Deuss Ex Machina genelgeçer disiplinlerden uzakta kalarak, deneysel öğeler ihtiva eden tüm müzik turlerine sonuna kadar kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. Bu bağlamda Ambient’dan - Weird Folk’a uzanan ses seceresinden alıntıları her Pazartesi akşamı 21.00-22.00 saatleri (GMT +2) arasında canli olarak Dinamo FM’den iliştirmeye devam ediyoruz.

Her Türlü Eleştiri,Öneri vs .İçin İletişim Kanallarımız;
Dinamo – misak[nospam]dinamo[dot]fm – Makina
Her Pazartesi Gecesi 21:00 -22:00 (GMT +2) arası Dinamo 103.8
---------------------------------------------------------
>>>>>Info Go-R-Sel
Arbol Luminoso - MoisesLevy.com
MoisesLevy.com' Flickr Page

>>>>>Poemé
Yüzde Yüz/süzlük Yeni Bir Yüz Artik - Yılmaz ODABAŞI

götürür
uykulu atlari onlari
çarmihlar çikmazina"
-Lorca-

(artiktik artik):

ugultularin artigiyiz be çocuk
spermlerin, rahim kanlarinin, eski dolunaylarin
kesilip yakilmiş yapanil agaçlarin, susan daglarin
aldatilmiş avuntularin, kirli lavabolarin, anlaşilir günahlarin
ezberlerin, "ilk"lerin, dinmeyen şehvetlerin
ve kimsesiz özlemlerin, tanidik kederlerin, zalim yenilgilerin
apansiz sevinçlerin, gündelik zaferlerin;

-zaferler tiner gibi uçucu, yenilgiler kalicidir...-
*
bayat yenilgilerle
tükürülmüş hayatlarin gündüzlerinde
ve miyop gözlerinde, yorgun gölgelerinde
artik
artiklarin da artigiyiz biz
geceleri bir yildiz ansizin kayarken gökte
düşün ki milatlarin tortusuyuz biz...
*
daha yorulur günler, güller anisi, dikeni kalplerimizde
hasretim tabutunu da taşir
kaç bahar vurulur hirsli, telaşli günlerimizde?

bakabilsek utanacak, duyabilsek aglayacaktik
ne upuzun yaşayacak cesaretimiz
ne an'lara, günlere iz birakacak sabrimiz kaldi
herkes geldi ve gitti
vicdanlarimizda yalan yanliş nice iz kaldi...
*
çok inançlar: kutsayip tapinişlar
yok! yok inançlar: tükenerek, savrularak kalişlar!
çok aşklar : yok aşklar...
*
yüzde yüz/süzlük yeni bir yüz
artik
tükürülmüş
hayatlarin
gündüzlerinde
böyle
savrulacaktik!

karaya
vurmuş
yarali
martilar
gibi
yalniz
yaşayacaktik!
*
yaşayip
yaşamdan
çok
şey
umarak
yetişkinler ormaninda kaybolacaktik!

kaybolacaktik
kaybolmakta yeni bir yol var sanarak...
*
iradesiz iştahlarimizla
vicdanlar emzirip günleri avutacaktik
sanal aşklar, nankör şehvetler arasinda
agriyarak körleşen duyularimizla
buruşturup yillari anisiz kalacaktik...

hayatlarimiza hükmeden dişliler arasinda
günlerimizi ihanetle kutsayip
özgürlüklerimizi domates gibi satacaktik

artiktik
artik
satacaktik... satacaktik!
*
saman balyalari gibi oturup yillarin sofrasinda
agrilarla uyuyup çagrilarla uyanarak
zaaflarimizla kol kola dolaşacaktik
1+1+1=0
artik
yeni artiklar olacaktik

Kaynakça: Şiirdefteri.com

Comments