Deuss_Ex_Machina_201_--_El Único Momento Estábamos Solos
04 Şubat 2008 Pazartesi gecesi “canlı” olarak gerçekleştirilmiş programın parça dizinidir.
>>>>>Musique
>1<-Martyn-Velvet (3024)
>2<-Omarion-Ice Box (Dubstep Remix Instrumental) (Dubbox)
>3<-Björk-Unison (iTAL tEK Remix) (iTAL tEK)
>4<-iTAL tEK-Ringpull (Net Lab)
>5<-iTAL tEK-Rain (Net Lab)
>6<-Beneva vs. Clark Nova-His Freefloating Affection (Fenêtre Records)
>7<-Beneva vs. Clark Nova-Thora’s Inferno (Fenêtre Records)
>8<-Autechre-Altibzz (Warp Records)
>9<-Autechre-Simmm (Warp Records)
>10<-Arman Akıncı-Untitled 3 (Artist’s Own/CD-R)
>11<-Alex Smoke-Clapface (Hum & Haw)
>12<-Elflein & Fox-Zomok (Pheek Remix) (Synket)
El Único Momento Estábamos Solos Bölüm (201) – Yüzeysel, Takdimsiz ve Keşifsiz, Öznesiz ve Sade Birkaçsaniyenizvarmıydı? (N30K4O3a)
>>>>>Bildirgeç
Zaman, kavramsalların öngöremediğimiz bir biçimde hızlıca akıp gittiği bir süreç tanımı. Yek ve düz kıvrılmalar ile olağan akışının dışında, sanki mevhumun kara noktaları gibi seri ve sert bir biçimde giderek daha çabuk eriyen bir tamlama. Zerk ve terk edilmişliğin imdisinde kaotik yansımaları da beraberinde getiren gün sarmalı, ömür sayacı. Giderek grileşmeye yüz tutumuş koca koca kentlerin akışı içerisinde telaşeye düşmüş, personaların tutulma ve yetişme çabasını izah eden anahtar kelime. Hal ve tavırların saniyelerle çarpıldığı, düşünebilmenin önüne set çekebilmenin bir nefeslik kılındığı, karar vermenin giderek zorlaştığı bir kainat güncesinin en önemli aktörü dem vurduğumuz, kelimelerle tanımlamaya sığındığımız, çabalandığımız.
Çoklu katmanların önceden tanımlı olduğu güncel yaşam kurgusu içerisinde alternatifi arama yeniden ama bu seferinde daha bir verimli unsurları tümleyebilme çabası için de elimizi kolumuzu bağlayan bir temel faktöriyel haline dönüşmekte “zaman”. Kavramları birbirleriyle çelişen, özneleri hacımat eden, yoktan bir şeyi var etmeye çalışmak kadar zor olanı belki de imkansızı istemeye çalışmak kadar manidar bir evrenin kilidi. Görüngüler ve türetmeler değişmiş, zaman ise çoktan alıp başını gitmiş olsa da, yıllar geçtikten sonra şarkıda denildiği üzere, dönüp de maziye bakıldığında aynı sıfır noktasında durmakta olduğumuzu fark etmek bu kendi içerisinde dönüştürme çalışmalarında bazı noktalarda takılı kaldığımızı gösteriyor. Belki inat, belki tevazu dolu bir hayal imgeleminin sarmalaması nedeniyle âma olmakta beis görmememizden, kim bilebilir?
Sınırlandırmaların dışına çıkmak ve çerçevenin dışına bakabilmek de zamansal bir çelişki dizinini beraberinde getirir. Günlerin birbirinden sadece adları ile ayrıştırıldığı, tıklım tıkış ajandalarda saat hanelerinde onlarca randevu-görüş-izleş tıkıştırıldığı, hiçbir şeye de vaktin yeterince ayrılamadığı iş bu günce içinde, kabuğun dışında olan biteni de irdeleyebilmek ister insan. Böyle bir şansı da vardır, elinin altında; kıyısında köşesinde. Tanımlandıramadığı bir düşün, veya teslim olduğu eylemsizlik içerisinde zamanını ayırıp da ötekini irdeleme imkanı bulabilir persona. Giderek kalınlaşmaya başlayan giz duvarlarının, şeritlerini kuvvetlendirerek duvar haline dönüşmesinden önceki son saniyelerine yetişilebilir belki, masal içinde denildiği gibi; Saat oniki olduğunda büyü bozulur, herşey balkabağına dönüşür. Acı soslu deja-vû…
Veyahut da mizanseni daha anlaşılır kılabilmek için, tüm verilerimizi barındıran, güncelliğini bizim ona yüklediğimiz veriler ile sağlamlaştıran, dijital kopyalarımız haline de yavaş yavaş dönüşen bilgisayarların meşhur mavi ekranlarından birisini bizlere bahşetmesi öncesindeki ara düzlükte, herşey yetişecekmişçesine yüklenen verilerin kestirilemez bir biçimde sanal 0 ve 1 lere karışması ile neticesinde yarım yamalak kalan bir çıkarsama anı. Herşey sıfırlanır; tanımlandıramadığımız çakışmalar bilgisayar komponenetlerinde oluşurken, kullanıcı tarafında da tahribat, yitirilen işlemler kadar önemli neticeler ortaya çıkartabilir. Neticesinde zamana karşı bir adım önde olabilme çabasında dahi, süre bizden çoğu zaman daha öncül olmakta, ayrıştırabilmek bir yana pek çok meselede, geri bile kalmaktayız. Nanoteknolojik makinelerin çoğaltımlarında…
Kulvarlar arasında farklı kesişimlerden dem vurmaya çaba sarf eden programımız Deuss Ex Machina 201. bölümü içerisinde de yukarıda tümlemeye çalıştığımız zaman-hayat ikilemini müzikteki işleyicilerinden bir seçki gerçekleştirmeye gayret ettik. Dominant bir müzikal akım yerine dehlizleirni daha çok arşınlayabileceğimiz alternatif elektronik açılımlardan bir tanım ve tamlama ortaya çıkartmaya çalıştık. Öntanımsız ve önyargısız. Müziğin görece anlamları arasında pek sayılmamış olsa da hayat yap-bozunun bütününde çok da farklı noktaları ele aldığının altını çizmeye çalışıyoruz. Güncelliğin sadece plak kayıtlarının eskisinden de çabuk yayınlanıp ulaşılmasının yanı sıra, içeriğinde insancıllığını, güncel tereddütleri de irdeleyen çalışlar bizlere yol göstermeye devam ediyor. Sunumlandırmalar için gerekli birikimi sağlıyor. Deuss Ex Machina 201. programının ardından, 16 yıllık kariyerleri boyunca sayısız kere, hayat ile ilintilenmiş bir müziği ortaya çıkartmış, deyim yerindeyse her yapıtlarının ardından uzunca tartışmalara, hararetli dinlencelere yol açmış bir ekip olan “Autechre” yeni çalışmaları “Quaristice”in ışığında sizlerle önerimiz olarak paylaşmak istiyoruz.
Birbirleriyle paralel bir gözlem, dinlence ve üretim süreci içerisinde, daha sonra Disengage (Kiss FM 102) programına da evrilecek, çeşitli yerel istasyonlarda radyo programları gerçekleştirerek müziğin sadece bir yüzeyden ibaret olmadığını hem deneyini, hem ispatını, hem de kendi müziklerinin alt yapılarında daha sonra çokça karşılaşacağımız şablonlarını oluşturmayı başarırlar. Ucuz yollu temin edilen Casio SK-1 Sampler ve Roland TR606 “drum machine” ile müzikal donanımlarını da oluşturmaya başlayan ekibin ilk kayıtlarını yayınlamalarının da vakti yakınlaşmaktadır. Çalışma ve deneyimleme sürecinin ardından 1991 yılında ilk kırkbeşlikleri olan Cavity Job plağı “Hardcore Records” etiketinden yayınlanır. Acid techno’nun da yaygınlaşma sürecine denk düşen, yoğun katmanlı, efektlerle dopdolu dans müziğine haiz “Cavity Job” ve “Accelera 1 & 2”kayıtlarından mülhem bir çalışma Autechre’nin “nadir bulunan kayıtlar” dizisinin de başlangıcını oluşturur.
Bu ilk kaydın ardından, aynı günler içerisinde önemli bir çıkış gerçekleştirmiş olan LFO’nun başarısından da etkilenerek demo çalışmalarını “Warp Records”a ulaştırmayı başarırlar. 1992 yılında “Crystal” ve “The Egg” parçaları Speedy J, Richie Hawtin, Black Dog, Alex Paterson, Aphex Twin gibi elektronik müziğin şimdilerde yaygınlaşmasını sağlamış, markalaşmış isimler ile beraber “Articificial Intelligence” serisinin ilk kaydında gün yüzü bulan çalışmaları olur. Kraftwerk, Brian Eno gibi elektronik müziğin mihenk taşlarından etkileşimler barındırsa da her iki çalışma ve daha sonra ilk albümleri “Incunabula” yayınlandıktan sonra çokça dile de dolanacak olan “Ambient” ses örgüsü içerisinde farklı bir konumlandırmanın peşinde koştukları gerçeğini teyit edecektir. “Incunabula” çalışmasının ardından ikili müziklerini tanımlayabilecek yegane şeyi “Autechre” kelimesiyle tescillemeyi de uygun bulur.
Görsel bütünlüğün müzik ile harman edildiği bir izlence / dinlence kayıt olarak tasarlanmış; ağırlığın artık daha da fazlasını deneyselliğin kapladığı “Autechre” yi kulaklarımız ile tanıştıran “Gantz Graf”, ritmik dönüşümleri ile asla tek bir türün daraltılmış kolları altında kalamayacaklarını belgeleyen, türlü çeşit ses elementi ile elektronik müziğin disiplinleri arasında seyyahlık eyleyen albüm-metafor “Untitled” gibi diskografilerinin belirli bir kısmına dahi göz attığımızda çoğaltılmış önermeleri ile sadece elektronik müzik için değil genel müzik çehresinde de tutarlı bir dinlencelik oluşturduklarının altına vurgu yapabiliriz. Bu geniş çaplı ses yelpazesi üzerinde, yayınlamış oldukları her kayıt ile kendilerinden söz ettirmeyi, müziklerinin derinlerinden mesajlarını taşımayı sürdüren “Autechre” nin dokuzuncu stüdyo kaydı olan “Quaristice” ile ilgili notlarımıza geçelim.
Yüzeysel geçiş noktaları, birbiri içerisinde parantezler açarak ilerleyen, delişmen çoğu zaman da kurgusuna ortak oldukları, yapılandırdıkları Max/MSP, Super Collider, Monomachine, Elektron Machinedrum gibi konsollar vasıtasıyla kurgunun ötesini aralamaya çalışan ses emektarlığı “Quaristice” de de kendini güncelleyerek devam ettirmekte. Çalışma bildiğimizi tahmin ettiğimiz veya kurguyu tanımlamak için kesinleştirdiğimiz pek çok tanımın ilerisine taşınması konusunda tezler ileri süren bir yapı olarak da ele alabiliriz. Kesin olan ise zaman geçmiş olsa da, “Autechre” nin 16 yılı aşan sürede kotardığı zamansız müziğinin devrinin zaman aşımına uğramadan yoluna devam ettiği gerçeği. Keza albümü indirdiğinizde bir yandan müziğe odaklanırken, diğer yandan The Designers Republic’in elinden çıkma görseller ile bir nevi sanatsal enstelasyonun parçası olduğunuz hissi sizlere yansıtılıyor. İpuçları, sözsüz icralar, kullanılan metaforlar, yansıtılan görüngüler ile topluca bir düşünme eylemi, bir alternatif sanat muhteviyatı içeriğinin ortağı olmanız sağlanıyor.
Derek Walmsley’in The Wire dergisi için kaleme aldığı Quaristice makalesinde de değindiği üzere, albümde yer alan pek çok çalışmanın en azından form olarak Untitled’da esleri verilmiş olduğunun altı çiziliyor. Sürümcemede bırakılmadan, eskilerden de yeniyi kotarmayı bu kadar çabuk bir biçimde gerçekleştiren bir ikili için uygun bir tanımlandırma olabilir. Zira yıllar yılı tek bir ton yukarısına çıkmadan, tek düzeliğin içlerine demir atmış müzikal çalışların yanında, Autechre’nin icraatları ve müzik / sanat / hayat örneklemeleri çok daha kapsamlı bir dinlenti sağlıyor, arka fonda mesajlarını duymak isteyenlerle paylaşarak. Bidirgeçimizin de başında değinmeye çalıştığımız üzere, zaman geçse de Æ için formlar ve yaratım süreci, oluşturulan kolajlar bir zaman-ölçer’in sınırlarının çok dışını imliyor. Sezgilerle yol bulmamızı sağlıyor.
Yine aynı makalede geçen ve aşağıda yer alan ağ bağlantıları arasında Basatap sitesinde Christopher Çolak’ın kaleme aldığı “Quaristice” incelemesinde de kendine yer bulan bir çalışma olan “Tankakern”; siftah albümleri olan Incunabula’nın ses eriminin modernize edilmiş bir kurgusunu günümüze taşımakta, Derek Walmsley’e göre ise Richie Hawtin’in erken dönem çalışmalarının, Manchester’da da yer alan gaz tankları gibi geniş hacimle yerleşkeler içerisinde çalınmasını çağrıştıran bir akustik açılım gerçekleştirilmekte. Bu durum parçayı takip eden, “Rale”, “Fol3” ile de daha rahat irdelenebileceğini belirtmekte fayda var. Hızlandırılmış bir elektronik müzik külliyatı incelemesine yavaş yavaş dönüşecek olan kayıt içerisinde, bu çıkarsamamızı destekleyen bir diğer çalışma da, kuvvetli acid ses yığınlarının, metalik yüzeylerle tepkimesini ortaya çıkartan numerik karakterlerle tanımlanmış “90101-5l-l” kısa olan süresine karşın, bütünlüğü ile bu tümcelerde çok daha fazlasını dinleyiciye ulaştırmayı başarıyor. Otto Von Schirach, Venetian Snares, Eight Frozen Modules gibi Æ’nin açmış olduğu eşikten geçenlerin çalışmalarında dinlediğimiz, hararetli ritim kurgusunu bu keresinde intro bölgesine ilitilendiği, akıllı dans müziğinin sinematografik bir yansıması “chenc9” ile yap boz parçalarından tüm resime ulaşabilmeniz için yeterli veriler paylaşılıyor.
20 parçalık albümün finalinde yer alan “Notwo” ve “Outh9X” ikilisi ise Machinefabriek’in 3’’ CD formatında yayınlamış olduğu deneysel mikro tonlar ile Aphex Twin’in gizemi halen çözümlenilememiş kayıtları arasında gösterilen “Selected Ambient Works Vol.2” çalışması içinde yer bulan isimsiz parçalarına göndermeleri barındıran birer “ambient” ağıt dizgisi ile nihayete eriyor. Sessizlik içerisinde bir sekansı ortaya çıkartan, Japon geleneksel enstrümanı Kodo’nun sesini işitebileceğiniz bir duraksama, gidilip de geri dönülen pek çok uç noktanın ardından bir durup nefes almayı simgeleyen “Outh9x” ve bulanık bir görüngünün tüm eski günleri yâd ettiriyormuş düşüncesini çok sağlam bir kurgu ile sağlayan “Notwo” Æ’nin müziğinin sınırlarının nerelere uzanabileceğini ve etkisinin yıllar geçse de süreceğinin önemli bir kanıtını oluşturuyor. Kavramların zaman akışı içerisinde eskisinden de çabuk bir biçimde tüketildiği günümüz Dünyasına karşı, farklı ses öğeleri ile kendi zamanımızı yavaşlatmamızı salık veriyor Sean Booth ve Rob Brown. İstemsizce bir eskiyi hatırlatmak değil istedikleri, elektronik müziğin bugüne vardığı noktalara nerelerden ulaştığına dair bir metafor…
Fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya Deuss Ex Machina / Dea Ex Machina ile devam...İyi Haftalar...
Allame-i Ulul Arz’dan Ara Nağmeler
Autechre Official
Autechre Æ Webshell
Autechre At Myspace
Autechre In Universal Techno Doc
Autechre Live In Dublin At Youtube
Autechre Quaristice Review By Christopher Çolak-Basatap
Martyn
Martyn At Myspace
Omarion Official
Omarion Ice Box (Dubstep Remix) On HTFR
iTAL tEK At Myspace
iTAL tEK At Planet µ
iTAL tEK At Net Lab
Beneva vs. Clark Nova At Fenêtre Records
Beneva vs. Clark Nova At Myspace
Arman Akıncı At Myspace
Arman Akıncı At Dinamo
Alex Smoke At Myspace
Hum & Haw Records At Myspace
Elflein & Fox At Synket
Elflein & Fox Aka Liebe Ist Cool At Myspace
Pheek
Enternasyonel Gürül/(tü)Gürül Çağlama Clicks,Cuts,Micro,Id,Neo Galactica,Space Tunes, Indie,Mini-m@l,Textart,64 Bit Konvasiyonel Techno Musikileri-Esenlikle Dinleyiniz.
Her Türlü Eleştiri,Öneri vs .İçin İletişim Kanallarımız;
info[at]dinamo[dot]fm - http://www.dinamo.fm/ - misak[at]dinamo[dot]fm
http://deuss-makina.blogspot.com/
Her Pazartesi Gecesi 22:00 -23:00 (GMT +2) arası Dinamo 103.8
---------------------------------------------------------
>>>>>Info Go-R-Sel
Autechre - By Zebra Pares
© Zebra Pares http://www.flickr.com/photos/zebrapares/
Autechre Photos Courtesy From Below Sites;
Dour Festival , Ph2, Ph3
>>>>>Poemé
Cam Seslerinden Bir Anı – Lale MÜLDÜR
kısacık bir andı, bana cam sesleri gibi
bir anı kaldı
kısacık bir andı, o çok duyarlı dengeler
yansıdı
ipe dizilen inci
dünya ile kişi
yağdı
uyum karıştı ince havaya
kısacık bir andı, belki farkında bile
değildin sen
ben sonsuz kişiydim, o kapıdan
çıkarken
anıların cam kırıkları gibi
toplandığı o an
başka anıların anıları
geçiyor aklımdan...
Comments