sesli meram 368 -- անօրինություն

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_368_//_karşı_240_//անօրինություն

26 temmuz 2022 salı günü yayınlanmış programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
1- Aeon Four - Kerosine Dream (Silent Force Recordings)
2- Aeon Four - Pressure (Silent Force Recordings)
3- Wetman - Skyline (Piano In The Dark) (Silent Force Recordings)
4- Wetman - Long Beach (Silent Force Recordings)
5- Tube Killer - Whats The Difference (36 Hertz Recordings)
6- Tube Killer - One Foot Skanker (36 Hertz Recordings)
7- TMSV - Take U Back (Broken Records)
8- TMSV - 2094 (Broken Records)

/////arz-i-hal
"Tarumar ediliyor her şey, el birliğiyle. Muktedir ve avenesinin suna geldiği, savunduğu ol istikamet diye yutturduğu güzergah dahilinde bir memleketteki hayat mefhumu tastamam tarumar ediliyor. Bütünüyle cerahatin kollarında bir o yana bir bu yana savrulan zeminin hakikati var ediliyor. Yangınlar doğadaki olduğu kadar kentlerin ortasında da çıkıveriyor iş bu güncellikte. Arsız, umarsızca yağma, çürümeye rehin edilen merkezler / kentler ve dahi hayatlar söz konusu edilmiyor. Mesel dahi bilinmiyor. Bütünüyle iç içe geçmiş olanı bir karaşınlık silsilesini yeniden yeniden imal ederek daha düze çıkılacağı iddia ediliyor o ekranlardan. Muktedir ve yaygaracı tayfanın bildirdiği ile hayatın sıradana ait olan kısmı, kesintisiz bir tarumar etmeye rehin biliniyor. Bir tek bu doğrultu var ediliyor artık. Eldeki son kalanlar da gözler önünde iç ediliyor, taksim ediliyor, gel gelelim hayattan ne mesele, ne bildirimler söz konusu ediliyor.

Yol da yordam da tükenişin sınırlarına taşındığı zeminde tarumar edilen gündelik bir hali bildiriyor apaçık, her anlamda. Durum öylesine stabil halde var ediliyor ki tarumar etme, çürüme ve yangın yerine dönüştürülmüş olanın akıbeti sorgulanmıyor. Bunlara sıra artık hiç gelmiyor. Mamafih süre giden bir fasit döngü dahilinde zorbalık ele alındıkça, tehdit, tahakküm, yıldırı biçimlendirilip yeniden yeniden kuşatmalara evriliyor artık. Gelişi güzel değil doğrudan ince ince hesaplanarak, her daim yeniden biçimlendirilerek hep ama daimi bir istemle / bütünlüklü bir mahvediş sahneye konulur. Birbirini tamamlayan her eylem iş bu sahadaki yaşam eriminin de köküne kibrit suyu dökülmesine vesile teşkil eder. Yolun ta kendisi yerle bir edilirken, hakikat tahrif edilirken dört bir yandan tarumar edici olana ait / dair vakalar vuku bulur. Bütün parçaları birleştirdiğinizde belirsiz / muğlak değil artık aleni bir biçimde sorgusuz sualsiz icrasına düşülen kötülük, tahribat ve tarumar eden haller karşımıza çıkartılır. Dönüp dolaşıp başa sardığımız vakti, her dem suç ve cürümlere arka çıkılan ülke bir kere daha görünürdür.

Örnekler öylesine pektir ki hangi birisinden bahsetsek bir başkası eksik kalacaktır, tüm bu tarumar edicilik artık bir yerli ve milli olanın var ettiği yeni bir virüs temsilidir. Tümden şu toprak parçasını enfekte eden, zehirlemelerle gününü gün eden bir tahayyül toplamıdır o mesele. Berkay Türkmen isimli bir insanımsı varlık, Ermenistan’ı ziyaret eder. Kendisi, öğretilmiş olanlar doğrultusunda düşmanının / kötünün merkezine bir seyahati var eder! Geçtik, yüz yedi koca yıldır inkar olunan / inkar edilirken helak olmaktan kurtulup da bir yandan içten içe savunulan soykırıma dair yapılan, Tsitsernakaberd (Kırlangıç Yuvası) sahasını / müzeyi de dahil gezer. Nefretle, ırkçılıkla bütünleşik olan bir temsilin en olur, en olmaz anlarda var ettiği gibi, uluma kaydı paylaşır kendileri. Bir yas evinin ortasında uluyunca, sorunları alt ettiğini, Ermeni’nin yarasından bir parça daha koparttığını ve nihai anlamda bir zafer kazandığını zannedecek kadar zavallıdır kendisi. Dönemin devletinden olagelen Talat, Enver, Cemal’lerin, yol verdikleri çetecilerin isimlerinin yer aldığı holü de ziyaret edip, Ermenileri kuyu kokoreç yapan 12 yiğidimiz diye yazar. Birbirini takip eden tiktok videoları boyunca bu nefretten el aldığını / yönlendirildiği güruh eliyle de nasıl da rahatça nasıl olsa kimseler anlamıyor diyerek bir halka hakaretler yağdırmasına tanıklık edilir. Her kayıt bir suçtur oysa. Her kayıtta bir kere daha bir kimlik ötekileştirilendir bir de bir kere daha kendi yurdunda." sesli meram

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları her salı akşamı 21.00-22.00 saatleri (gmt+3) arasında karşı radyo'dan iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on yedi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Իդիլիա -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Գնում եմ անտառ, թռչունների մոտ,
Բայց թռչունները ինձնից փախչում են,
Թեւերի քամուց թեքվում թուփ ու խոտ,
Ասես իրարից ամուր կառչում են։

Չվստահելուց վիրավորվում եմ,
Շրջվում դեպի ետ... բայց մի ձայն, ահա,
Մի շիվ ձեռքի պես տարուբերվում է,
Ինձ մոտ է կանչում մտերմի նման։

Մոտենում, դեմքս հպում եմ նրան,
Եղբայրների պես իրար ենք փարվում,
Ես նրա կանաչ սաղարթի վրա
Արցունքի երկու «շիթ եմ նշմարում»։

Հետո մոտենում ծառերին մեկ-մեկ,
Ես ձեռք եմ տալիս ու սիրտ ենք բացում.
Վերադառնում են թռչնի խաղ ու երգ,
Վերադառնում են հավատ ու հուզում։

Մի հավք է իջնում իմ ուսի վրա,
Ասում է՝ ներիր... Ապա երգի պես
Թափանցիկ ու ջինջ հայացքը նրա
Մեխվում է ուղիղ իմ աչքերի մեջ։

Հավքը կտուցին «բռնել» է երգը,
Երգով իմ խորքից ցավեր է հանում,
Մեղմում է օրվա վշտերն ու վերքը
Եվ ինձ անտառի խորքերն է տանում...

Ինձ ձեր շարքերը ընդունեք, հավքեր,
Ծառե՛ր, ընդունեք ինձ ձեր շարքերը,
Որպես անմշակ, վայրի ծաղիկներ՝
Ձեր կյանքով ապրեն թող իմ երգերը։

Comments