sesli meram 405 -- հրաժարական

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_405_////հրաժարական

18 nisan 2023 salı günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Kiyotaki - Hideaway (Metius Music)
02. Kiyotaki - The Wait (Metius Music)
03. Kuttin Edge - Cheyenne (Detail Recordings)
04. Kuttin Edge - Reverse Gear (Detail Recordings)
05. Blade - Track 36 (One7Six)
06. Blade - Drum Roll (One7Six)
07. Yaano - Cicada (Overview Music)
08. Yaano - Had Enough (Overview Music)

/////arz-i-hal
"Her defasında başkalaşmış cümleler, yinelenen eylemlerle bambaşka sonuçlara varılabilir olduğu bir kere daha müjdeleniyor. Yirmi bir koca yıldır sanki başkasının iktidarı mesel, mevzubahismiş gibi yine yeniden iktidarın pratikleri için cümleler kuruluyor. Bu kıymetli koltuk takımları, şanlı şöhretli makamlar için atıldı mı mangalda kül bıraktırmayan hamle ve bahisler söz konusu ediliyor. Demokrasinin peyderpey zayıflatıldığı, her hamlenin bir başka açmaza meyil ettirildiği yerde, bu hizaya çekilip, dişe göre muhalefet diye bildirimi yapılmış Kemal Kılıçdaroğlu’nu alt edebilmek için noktasız, virgülsüz atlanmadan kesip, kopyalayıp yeniden tanzim ediliyor. Toplumun unutma ihtimalini göz önünde bulundurup her defasında bildiği ezberleri sıralayıp, nefret / kin / ayrımcılık üçlüsünü mutlak denetim, gözetim ve tahakküm etmek adına kullana gelen bir akımın elinde bir seçim daha var edilecektir? Aynı eylemlerin tekrarlandığı, dahası açmazlara terk edilmiş olagelen bir ülke temsili söz konusuyken, bildik laflarla, duraksamadan söylene gelen yalanlarla bir tek iyi gün var edilebilir mi? Bunca vaat, o kadar şatafat, ezan, vatan, bayrak imgesi daha kaç ayıbı örtmeye kafi gelecektir? Hangi müthiş iddia, sav, eylem planı bunca yılın ulu orta var ettiği karanlığı alt etmeye kafi gelecektir, mesel burasıdır.

Her defasında yinelenen eylemlerle bambaşka sonuçlar bekleniyor. Bir kere daha baştaki o temsilin şu iki satırını da bildirelim, her yer haber ajansından; “Bunların tek derdi Kandil'den aldıkları talimatı yerine getirmek, terör örgütleriyle omuz omuza yürümek. Terör örgütleriyle elele, omuz omuza kardeşçe yürümek. Bunlar değil mi Diyarbakır annelerinin yavrularını dağa kaçıranlar? Diyarbakır'da 51 vatandaşımızı katledenler. O Selo denen adam, Kürt mü zannediyorsunuz? Hayır! O Zaza. Kürtlüğüyle övünüyorlar. 14 Mayıs'ta bunları sandığa gömeceğiz. Bunlar benim milletimin tüm bu yaşananları görmediğini sanıyor. Benim milletim koalisyon dönemlerini çok iyi bilir, bu millet siyasi istikrarsızlığın ne demek olduğunu iyi bilir. Seçimden sonra masanın etrafında kimse kalmayacak. Siyasi mevta olacaklar.” Çürümüşlük, dibine kadar kokuşmuşluğu var eden sanki başka bir makammış gibi, bizatihi barış müzakereleri sürecinde kendisinin de muhatap aldığı bir isme, salt kendisine boyun eğmediği için var ettiği bu ucuzluk ötesi, düşük kalibre kötülük silsilesinin bir tek olumlu katkısı olacak mıdır Kürd sorununa misal!

Her yerden pek çok farklı örnekle yirmi bir yıllık bir iktidarın var ettiği cürümler silsilesi bir toplama varılıyor. Görünen köy, verince yetkiyi oluşan etkinin nasıl da bir cenderenin ta kendisi olduğunu zaten imgeliyor. Düzen insanının suna geldiği şeyin pek çok defasında olduğu gibi halkı öncelemek değil, onu sömürebildiği kadar sömürerek daha da umutsuzluğa rehin etmek olduğu bir kere daha ortaya çıkıyor. Nabza göre şerbet vermeyi çok iyi tahlil etmiş, yazı akarından çıkagelen her metinde, kafasına vura vura iletişimden sorumlu tuttuğu fahrettin efendinin sunduğu ezber replikleri var eden bir temsil elinde şu ülkenin daha kaç sınavı söz konusu edilecektir? Müşterekleri için buluşmayı bir türlü var edemeyenlerin ezici çoğunluğunda, daha Kemal efendiye oyum derken alaşağı edilen, hedefe konulanların daha henüz yeniden var edilmek istenen bir ihtimali dahi önemsemek bir yana tumturaklı cümlelerle yok etmek isteyenlerin karşısında adalet, eşitlik, hürriyet, demokrasi ne hale konulacaktır! Sandık tek başına hiçbir sorunun çözümü için tek başına kafi gelmeyecekken, uzun soluklu bir mücadelenin elzem hali söz konusuyken nereye kadar bu doğru adamlarla, bir daha bir daha hep beraber yürüyelim laf cambazlığına rehin olmak meselemizdir. Kötülüğün cisimleştiği, aralıksız bir girdap halini alan sınamalarla hep eksik kılınanın sıradan insanların hayattaki hakları olduğunun bilinciyle ne yani, hangi hakla, durmak yok yola devam, nereye kadar değil mi Ali Rıza efendi…" sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on dokuz yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

//poemé
Ինչո՞վ Թարգմանել -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Քո հեզությունը մաքուր գույներով,
Քաղցր բույրերով նկարում եմ ես
Ու արեգակի շող-շող թելերով
Հորդում է հուրդ ու վարարում ես:

Իմ երգի համար, նաեւ ինձ համար
Մեղմ հայացքներդ շոյանք են, սեր են,
Խոնջանքը հոգուդ՝ երգս է համառ,
Խոհս, որ վաղուց քեզնով լցվել է:

Թե հոգնած ճամփիդ շրշյուն եմ ծառի,
Ծառը՝ մատներիդ դալարումն է սուրբ.
Ծուփ-ծուփ երազիդ ծփանքը ծովի
Իմ խաղաղ օրն է, երկինքը իմ լուրթ:

Քո հոգնությունը, հոգնությունը քո
Էլ ինչո՞վ, ասա, ինչո՞վ թարգմանել.
Քեզնից վտակվող իմ սեր ու երգով,
Թե այն ծաղկունքով, որ դու ես ցանել:

Գուցե արեւի մշտավառությամբ,
Իմ շեն օջախով թարգմանեմ գուցե,
Քո սուրբ օրհնանքի խոնարհ բարությամբ,
Խոսքիդ բույրով է տունս տուն դարձել:

Քեզ նկարելը դժվար է, իրավ,
Ինչ արած, սակայն, նորից եմ փորձում,
Միայն թե մի քիչ ժպտա դու, իմ մայր
Ժպիտները քեզ այնպե՜ս են սազում...

Քո դեմքին ցավի ակոսներ կան շատ,
Դեմքիդ տեղ չկա լույս ժպիտների,
Բայց ինչ էլ լինի, դու ժպտա, իմ մայր,
Որ էլ շատանա արեւն աշխարհի...

Comments