sesli meram 437 -- լուսարում

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_437_////լուսարում

04 aralık 2023 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Duoscience - Off (Dialect Audio)
02. Duoscience - Landing (Dialect Audio)
03. GLXY - Love, Chaos (Shogun Audio)
04. GLXY - Fine Lines (feat. Sustance & Catching Cairo) (Shogun Audio)
05. Speaker Louis - Take Warning (Zero T Remix) (Hyperactivity Music)
06. Silloh - Boop (Minor Forms Remix) (Hyperactivity Music)
07. Soul Intent & Dreadmaul - The Sting (Dope Plates)
08. Dreadmaul - Strange Things (Dope Plates)

/////arz-i-hal
"Binbir badireler sağanağı altında yaşamın ehven ile olan bağları kesintiye uğratılmaya devam olunuyor. Bitimsiz ve sürünceme taşımaksızın bir girdap halini alan enflasyonun var ettiği yıkıcılığı önlemek bir yana, kendi korunaklı nüfuzlarını güçlendirmek adına var edilen her hamleden sonrası bir kere daha dayatmalar, masallarla süslenmiş bir hilkat garibesi tahayyül dizisi var edilir. Enflasyonun yenileceği tarihin güncesi sıklıkla değişip dururken, düzen sahiplerinin, eline kan oturmuş sermayenin baskılarının karşısında sade, sadede gelmeyen bir mizansenler toplamı var edilir, merkez bankası yönetimi tarafından. İstanbul gibi cehennemi bir yaşam tahayyülüne rehin edilmiş olagelen yerde şu andan bir sonrasına geçişin dahi muamma kılındığı bir zeminde hangi vaat, eylem planı söz konusudur ki sıradan insanların hayatlarında sahiden o masal kılınmış iyileştirmenin etkisi görülebilsin. Ekonomi bakanının duraksamadan dış destek bulunuyor, içte ise vergi tabana (sıradan vatandaşa) yayılacak mevzuları arasında şakırken, iktidarı ayrı, yargısı ve demokrasi isteminin bahsi geçtiği her makamında apayrı çürümeler söz konusuyken nedir ki umudu var edecek olan? Bunca ağır badire sağanağı altında hangi hayat sıradana hayal değil hakikaten teslim edilebilir ki?

Teknik yorumların, sayfalarca dümdüz devam eden güncellemelerin, iyiye gidiyoruz lafzı gibi nice çıkışın kıyısında hayata pek de yer bırakılmadığı, sıradan olanın aslında bir vergi taşıyıcısı / ödeyicisi bir küme olmaktan gayri sayılmadığı bir karanlık imal olunmaya halen devam olunur. Malum yerel seçimin gelecek yıl Mart ayında çıkagelecek suretinde o vurdulu kırdılı hallerin kenarında bir de yoksun kılmayı, olağan bir mesele indirgemenin yolları arşınlanır. Baş efendinin en son Birleşik Arap Emirliği ziyareti sonrasında değindiği gibi “Asgari ücret artışı zaten biliyorsunuz yıl içinde bir kezdir. Bir kez verilecek zamla bu iş biter. Bunun da sorumlusu birinci derecede Çalışma Bakanımız Vedat Işıkhan’dır” dedi. Erdoğan, yurttaşları enflasyona ezdirmediklerini iddia ederek, “Biz vatandaşımızı bugüne kadar enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyiz” ifadelerini kullanır. Ezilmemiş hal buysa, ezilirse o halk sonu ne olur acaba sualine kesintisiz bir yanıt muhalefetten ve ülkenin diğer yarısını oluşturan kitlelerden gelmez. Bu düzeneklerin içinde bir hayat ihtimali söz konusu edilebilir mi? Her şey alenen ayaklar altına alınırken, her şey yerle bir edilirken!

Binbir badire sağanağı altında hem yolunu, hem yönünü kaybeden bir ülkenin hakikati karşılıyor herkesi, her birimizi. Düzeni var eden temsilin gözden çoktan çıkarttığı nasılsa elleri mahkum bize verecekler yine oylarını kabulünde, dairesinde ensesinde boza pişirilmeye devam ediliyor bir halkın. Akçeli işlerin, yüze göze bulaştırılan bir kazan, kazan sarmallarının ortasında iki gıdım yaşam hakkını lütfen dahi çok gören bir yönetimin sahiden bu ülkeye dair bir gelecek var etmesi söz konusu olabilir mi? Tahakküm ve tehdit dilinin ortasında çıkagelen bu ekonomik bozgunculuk, geleceksizliği tescil edilmek istenen milyonlarca yurttaşın karşısında hangi tavırlar var ediliyor. Hangi müthiş kararların altına imza atılıyor gerçekten görmüyor musunuz? Asgari ücretin ülke sınırları içerisinde bir ortalama ücretin ta kendisine dönüştürüldüğü zeminde her iyileştirme tahayyülünün ardılı dağ gibi zamlarla çıkagelirken sahiden hayat nasıl devam olunacaktır. Bütünüyle bir girdap halini alan güncelliğin sınırlarında yaşama tutunmanın bunca zora koşulup, bunun bir de müjde gibi duyurulduğu bir zeminde kaybedilen ülkenin o hakkaniyeti nasıl onarılacaktır? Ücretler yitirilip dururken, ele geçenin alım gücü her gün erimeye devam ederken, anskiyete, depresyon ve şiddetin ta kendisine rehinelik bir hakikate dönüştürülürken sahiden nasıl olacaktır, kendi normalini hatırlayacak şu ülke! Normali kaldıysa şayet…" sesli meram

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Նախածաղիկ -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Ես միշտ մեկնում եմ այնտեղ, ուր ապրում է
մենակությունը։ Ոչ մեկը իրականում ինքն իր
մեջ չէ, բոլորը թափառում են իրենցից
դուրս, եւ, հետեւապես,
բացառվում է հանդիպումը որեւէ մեկի հետ։

Երբ նայում էի չերեւացող հեռվին, հանկարծ զգացի, որ սիրում
եմ։ Անսահմանությունը միշտ սահմանից այնկողմ է,
եւ աստղագիտությունը սկսվում է սիրահարների աչքերից։
Իսկ քո աչքերի մեջ կա մի գաղտնիք, որ, երդվում եմ,
քեզ ստեղծող Աստվածն անգամ չգիտե։

Թեեւ ես միշտ նվագում եմ քնարի չունեցած լարերի
վրա, այնուամենայնիվ, Ամփիոնը չեմ, եւ գիտեմ, որ սուտ են
անգամ Թեբեի պարիսպները։ Երբ համբուրում եմ շուրթերդ, աշխարհի
բոլոր ծաղիկներն այդ պահին իմն են դառնում։

Տերեւն ընկնում է ծառից՝ ձայնս է։ Ես տեսել եմ
ծաղիկն ինչպես է ինքն իրեն պարզում արեւին։ Որ երկինքը
չծանրանա թռիչքում։ Լույսը չտամկանա։ Խոսքը
չլերդանա։ Եվ ծովը
կարողանա հասնել գետերի ետեւից։

Վշտի պահերին աչքերս շատանում են։ Ծառը բարձր է
ինքն իրենից, միայն թե
երկնքում ծաղկած ճյուղերը չեն երեւում։
«Զանգից-զանգ պարաններ կախեց, պատուհանից պատուհան՝
դրասանգեր եւ շղթաներ՝ աստղից-աստղ»,
ու դրանց տակ
պարում է ինքը՝ Արթյուր Ռեմբոն՝ «անմեղությունից լալով»։

Երկինքը սահում է ամպերի վրայով։ Եվ լեռն՝ անդալուզյան ցուլի
ճակատով, ընթանում է դեպի թիկնոցը
կարմիր ամպերի։ Պահը բացում է

աչքերը, իբրեւ կոպերի տակ վերջին առավոտն է
լուսացնում հազար ու մեկ գիշերվա։
Խնձորենու ծաղկումը երեխա ծնվելու նման է լինում։

Ես ապրում եմ հավերժական անհայտության մեջ, որի դռներին
գրված է անհասկանալի մի բառ՝ սեր։ Այն բացվում է դժոխքի եւ
դրախտի վրա։ Բոլորը, ի վերջո,
հեռանում են (նաեւ՝ դու), եւ վերջում մնում է միայն ճանապարհը։
Ինչպես կարող եմ սիրել, երբ հնարավոր չէ չսիրել։ Ինչ տաղտկալի է։

Ես միշտ մեկնում եմ այնտեղ, ուր ապրում է
մենակությունը։ Ոչ մեկը իրականում ինքն իր
մեջ չէ, բոլորը թափառում են իրենցից
դուրս, եւ, հետեւապես,
բացառվում է հանդիպումը որեւէ մեկի հետ։

Comments