Bu ay neler oldu? (Ekim)

Bu ay çeşitli anormal sağlık problemleri sebebiyle dilediğim her etkinliğe katılma şansı bulamadım ancak katıldıklarım arasından bazıları hakkındaki fikirlerimi bir nebze aktarmak istiyorum.

Jussi Pekka performansı (13 Ekim 2006):

Livingindigo'nun Cagedbaby ile açılışından sonraki ilk gecesiydi. Fattish geceyi açan isimdi ve çok başarılı bir performans ortaya koydu. Ancak her şeyden önemlisi çalarken eğlenmesi izleyicileri çok olumlu etkiliyor. Açıkçası daha önce ne yazıkki hiç seyretmediğim Fattish benim için gecenin en güzel sürpriziydi.

Jussi Pekka gelmeden önce gece hakkında bazı bilgiler edinmiştim. Frankfurt havaalanında hava muhalefeti nedeniyle perşembe gününden beri yaşanan problemler cuma gününe de sarktığı için Jussi Pekka'ya da yansıdı. Bavulları Istanbul uçağı yerine Münih uçağına koyulunca plakları da gitti. Münih'ten İstanbul'a gelen uçak da gece 3 buçukta varacağı için ortada ciddi bir problem vardı ancak şansına Beatport yetişti. Geldikten sonra 2 saat laptop başında beatport'tan parça çeken Jussi Pekka yine güler yüzüyle geldi her şeye rağmen.

Fattish'in eğlenceli setini güçlendirerek başladı Jussi Pekka. Arkasından tüm ipleri eline alıp Richard Bartz'a kadar çıktı ve uzun zamandır özlemini duyduğum o güçlü vuruşları kulüp ortamında hissetme şansı buldum. Başarılı bir performanstı. Geçişlerde oldukça temiz ve sakindi. Genel olarak çok güzel ve başarılı bir geceydi.

Bent/Dj Set performansı (21 Ekim 2006):

Bent'in yeni çıkan albümünü dinledikten sonra o geceye gitmemek olanaksızdı. Ancak beklediğim çok daha kalabalık olmasıydı. Nedense Türkiye'de gece kulübe saat 1'den sonra gitme furyası var ve bu özellikle açılışı yapan Türk DJ'lere büyük saygısızlık. Keşke değerleri daha fazla bilinse.

Bent sahneye çıkmadan önce açılışı Style-IST yaptı. Metehan'ı en son Mabbas'la birlikte projesi Rocktronica ile Rock N Coke festivalinde seyretmiştim ve hayran kalmıştım. Metehan yine benzeri bir performans sergiledi ve insanları geceye tüm gücüyle ısıttı.

Bent çıktığında onu karşılamaya hazır bir izleyici kitlesi vardı. Çok güzel bir disko funk ile başladılar sete ve bir süre oldukça eğlenceli devam ettiler. Geçişlere fazla önem vermemeleri dikkat çekti. Kendi albümlerinden 2 çalışmaya yer vermeleri ise benim yüzümü güldürmeye yetti de arttı bile. Bir süre sonra rolantiye aldılar ve durgunlaştılar. 2-3 parçalık bu aradan sonra tekrar hızlarını artırdılar ve eğlenceye devam ettiler. DJ tekniği olarak pek etkileyici değildi ancak parça seçimi ve eğlence açısından tatminkar bir geceydi.

Ufak birkaç problem sebebiyle Metric konserinden erken çıktım. Hakan Tamar'ın performansını yer yer beğendim ancak genelinde çok tatmin olmadım. Bunun yanında bu ayki Mathew Jonson, Sid LeRock, Justin Robertson ve Vector Lovers gecelerine de gitmem gerekirken katılamadım. Umarım önümüzdeki ay biraz daha kendime dikkat ederim de etkinliklerden daha fazlasını inceleyebilirim.

Comments