Deuss Ex Machina # 172 - Une Liste Que J'ai Donnée Aux Nuages

Kay(ıp)bedenler K/lan+-Dereasonable (VV)arp Presents
Deuss_Ex_Machina_172_--_Une Liste Que J'ai Donnée Aux Nuages
Dea Ex Machina # 13



04 Haziran 2007 Pazartesi gecesi yayınlanmış programın parça dizinidir.
>>>>>Musique
>1<-Dub Syndicate-Wellies (On-U Sound-Stereo Deluxe)
>2<-Brother From Another Planet-Moochin (Stereo Deluxe)
>3<-Gudrun Gut-Move Me (Thomas Fehlmann Mix) (Earsugar-Stereo Deluxe)
>4<-Instituto Mexicano Del Sonido-OK ! (Love Monk)
>5<-Instituto Mexicano Del Sonido-Dub-A El Tiempo Es Muy Largo (Love Monk)
>6<-Peret-Si Fulano (Love Monk)
>7<-Rumba Tres-Rumba Tru, La, La (Love Monk)
>8<-Lindstrøm & Prins Thomas-Boney M Down (Eskimo Recordings-
Mole Listening Pearls)
>9<-Kelley Polar-Ashamed Of Myself (Environ-Mole Listening Pearls)
>10<-De Phazz-My Society (Phazz-A-Delic-Equinox Müzik)
>11<-De Phazz-Devil’s Music (Phazz-A-Delic-Equinox Müzik)
>12<-Trotter Feat. Mad In Chaos-Kalesh (Chillosophy Music)
Une Liste Que J'ai Donnée Aux Nuages Bölüm(171) – Yeknesak dönüşmeler, gelişi güzel ilerlemeler, sallanık dururken birden bastıran damlalar sözel iletim sessiz çığlıklara yitene gidene kayıp ettirilene...

>>>>>Bildirgeç
Maskeler. Metropol karmaşası ve kargaşası içerisinde kimi zaman bile isteyerek, kimi zaman da meskun mahalde rahat/rahatsız edebilmek için kullandığımız görüngüler. Var edilemez, tarif edilemez açılımlarımız için kullandığımız köşe bekçilerimiz. Simaların giderek botokslanmış yansımaları, vurdumduymazlığın sessiz sunucuları. Kesin ve net olan bir şey ise giderek yalıtılmışlığın karşısında durabilmek için elimize verilmiş kozu kullanmaya devam ediyoruz. Çelişiyoruz, gelişirken istemeden de olsa yavanlaşıyoruz. Tekdüzeliği bir zamanların robotlarını konu eden klişe/kült filmlerde seyrettiğimiz bir ayrıntı olarak addederken şimdilerin dünyasında bizler birer kurulu robot vazifesi gösteriyoruz. Üstelik maskelerimiz o “kitsch”likten daha da anlamlı çıkarımlar için tak-kullan ön tanımlı. Beğeniler de bu doğrultuda zenginleşiyor ya da körelip kayboluyor. Ayrıntılar ile uğraşmak artık eskisinden de zor iken varsın olsun “robot” kalalım teması hakim kalıyor. Farkımız olmadığı halde hala “halkların kardeşliği” diyoruz. Ayrışıyoruz, bükülüp steril paketlere sığdırılmaya çalışıyoruz.Bütün bunları maskelediğimiz ve perdelenmiş olan dimağlarımız için bulunmaz nimetler olarak keşfediyoruz. Oysa kaybettiklerimizin listesi o kadar fazla ki...dönüp bakmamız için seri üretimdeki paketlerimizden bir kaçının defoları ile fark edilmesini umuyoruz.

Müziği de bu keskin ve net tavırlı, akademik olmak için zorlayıcı ve sadece bir öznel güruh için tasarlanmış bir doku/üretim/sanat olarak algılatmak yerine olabildiğince fark edilebilir ayrıntıların zenginliğini paylaşmaya çalışarak sunmaya devam ediyoruz. Müziğin doğal gelişimlerinden, tozlu kırk beşlikler arasında kalmış örneklerine, yaralayıcı yeni tasvirlere hatta kimi zaman dans edilebilir kurgulara uzanarak çeşitlendirmek, alternatifin alternatifi kurgusunu ortaya koyabilmek. Tüm gaile bu.200 hafta civarına yayılmış toplamda 172 farklı programlık seyyahlığımızın bu haftaki durağında da “Equinox Müzik”in katkılarıyla şekillenen Dea Ex Machina’nın 13.bölümünü gerçekleştirdik.


Bildiğimiz veya kulak kabarttığımız pek çok şeyi önce bir merak ile ardından da giderek bir sevgi ile dinlemeye devam ederiz. Farklı tonlarda da olsa kurgusunda bizde ilgi uyandıracak temel ipuçlarını barındıran tüm müzikler için geçerli olabilecek bir sav. 80’li yılların sonunda Katrina & The Waves topluluğunda Hammond klavyesini çalarak müzikal kariyerinin başlangıcını betimleyen Tim “Love” Lee’nin müziğinde de bu aşinalık, sevgi teması bariz bir şekilde ortaya konmakta. Birbirini takip eden iki çalışma içerisinde Tim “Love” Lee’nin itiraflarını müzikal yansıtmalar ile keşfetmiştik. Yıllar sonra başkaları tarafından “yeni” bir keşifmişçesine sunulmuş olan ayrıntılı ses bağlaçları, folk ses örgüsü tematiğine ve geçmişine bağlı duran klavyesi ile fark ettirmeden müziğin zaman öteliğine dair çıkarımlar büyük bir bağlılık ile plakların içerisinde sunulmuştu. İyi müziğin etiketlenerek bölümlenmesinden önce yaratıcısı tarafından verilen emeğin, tıpkı lâkap olarak aldığı gibi sevgi ile kurgulanması neticesinde alternatif dinleyici için önemli isimler arasına dahil olmuştu.

Stereo Deluxe etiketi ile yayınlanmış olan “Coming Home” toplaması da Tim “Love” Lee’nin vazgeçilmezlerinden oluşan 17 parçalık bir seçkiyi dinleyicilerin beğenisine sunuyor. Derleme kayıtlar içerisinde üretilmiş olarak hazırlanmamış, maskelenmiş hayatların boğuculuna karşıt duracak derecede içten ve emek sarf edilmiş bir kayıt. Türler ve tarzlar arasında dolaşırken Lee, müziğinin alt okumaları için gerekli materyalleri de paylaşmaya çalışıyor. Doygun ritim düzenekleri ile “dub” ekolünün önemli ekiplerinden Dub Syndicate’in geçişli kompozisyonlu avangard klasiklerinden “Wellies”, haklarında her hangi bir veri bulamamış olduğumuz Brother From Another Planet’in caz doygunluklu şimdilerin 2step erimine yakışacak akıcı kolajı melodik bağlantıları ile seçkiden “Dea Ex Machina”ya konuk oldular.

Ocean Club Radio programında Thomas Fehlmann ile her hafta farklı bir güzergahtan müzikal detayları aktarırken sevdiğimiz bir radyocu (hali hazırda Radio Eins’ta devam etmekte), aynı zamanda kadın hareketi üzerinde çarpıcı çalışmalar ile aktivist bir kimliğin tanımlandığı Monika Enterprise’in da ortaklarından Gudrun Gut’un 2005 yılında yayınlanmış olan 10’’liği Move Me’nin b-side’ı seçkiden bir başka önemli ayrıntı olarak sizlerle beraber oldu. Tango’nun elektronika ile füzyonunu üstelik de Alman elektronik müziğinin “meister” lerinden Thomas Fehlmann’ın yorumu ile çarpıcılığını tekrardan teyit edebilmek, toplama albümlerin aslında nasıl olması gerektiği konusundaki uzun tezlerimiz arasında önemli bir bağlaç vazifesi gösterdi. Tim “Love” Lee, vazifesi üzerine bize farklı seyyahlık noktaları çiziyor. Çıkarımların dinleyiciye bırakıldığı merak uyandırabilecek derecede birbirleri ile dönüştürülmüş çalışma “alternatif” arayışında olan dinleyicilerimize önerimizdir.


Tango’dan devam ederek rotamızı Meksika’ya çevirelim. Bitmek tükenmek bilmeyen uzunlukları ile ekranları işgal etmiş “Soap Opera”ların çok dışında bir betikten, yerellik ile donatılmış ses kesitlerinin modernist elektronik/alternatif tınılara uzanan bir Meksika’ya dair notlarımıza geçelim. Amerika kıtasının yoğun kültürel geçiş noktalarından birisi konumundaki ülkenin alt kültür sanatçılarından birisi olan Camilo Lara’nın Instituto Mexicano Del Sonido projesine odaklanalım. 25 Milyonluk koskocaman bir megapol içerisinde çalışan biri isim olarak karşımıza çıkan bir isim. Sistemini, bir yerde düzeni sağlayan bir kurumun çalışanı. Aslolan mesleğinin yanı sıra meramını, düşüncelerini, steril bir ortam yerine gerçek varsıllıklarla örülmüş (hafif kirli) bir ses örgüsü ile yaymaya çalışan bir müzisyen.Üstelik bütün bunları yaparken de bir bilgisayar bağımlısı üretici olarak değil farklı temas noktaları ile zenginleştirilmiş bir canlı yapım çıkartma çabasında olan bir emek dizilimi ortaya çıkarmakta.

Şu ana kadar yayınlanmış çalışmalarından ilki olan “Méjico Mâxico” İspanyol “Love Monk” etiketinden çıktı. Camilo Lara, etiketin basın tanıtımında şu şekilde betimlenmekte: Dünya’da olup biten tüm müzikal yenilikleri, alternatif çıkarımları bir trendsetter edası ile toparlayarak Instituto Mexicano Del Sonido namı ile kendi üretimlerini de dahil ederek yakın çevresine duyuran bir özel tasarımcı.Keza albümü dinlediğinizde bu farklılıklar ve zaman eşiklerini keşfedebilmek de ayrı bir merak uyandırabilecek ayrıntı. Elektronik müzik ile tematiği oluşturulmuş 1920’lerden 1960’lı yıllara kadar uzanan bir zaman diliminden ses kesitlerinin latin groove’u ile toparlanması neticede sınırlandırmaların alaşağı edilebileceğini gösteriyor.

Aksak ritimlerin, sonik ses yamaları ile bütünleşmesi neticesinde tamamdır dediğimiz “OK !”, bağlantısız bir zaman terennümü eyleyen, freak-dub “Dub A El Tiempo Es Muy Largo” Lara’nın sofistike bakışına dair çıkarımlar sağlayabilmenize umarız yardımcı olur. Keza bu özel çalışmanın ardından da İspanya’nın 60-80 arası dönemindeki müziği mercek altına alan Rumba şarkıcısı Peret gibi istisnasız önemli geri dönüşleri barındıran “Achili Funk” çalışması da Latin dünyasının keşfedilmemişine, müzikal açıdan kulak kabartabilmek için aracı olacaktır.

Fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya Deuss Ex Machina / Dea Ex Machina ile devam...İyi Haftalar...

Allame-i Ulul Arz’dan Ara Nağmeler
Tim "Love" Lee At Myspace
Tummy Touch Records
Dub Syndicate At Myspace
Collision Cause Of Chapter 3
Gudrun Gut
Gudrun Gut At Myspace
Ocean Club Radio Show
Stereo Total
Coming Home Series Info
Instituto Mexicano Del Sonido Ay Myspace
Love Monk
Achili Funk – Gypsy Soul 69-79 Info
Lindstrøm - Feedelity At Myspace
Prins Thomas At Myspace
Eskimo Recordings
Eskimo Recordings At Myspace
Kelley Polar
Kelley Polar At Myspace
Mole Listening Pearls
Minus 8
De-Phazz
De-Phazz At Myspace
Phazz-A-Delic At Myspace
Chillosophy Music
Chillosophy Music At Myspace
MConnexion At Myspace

Enternasyonel Gürül/(tü)Gürül Çağlama Clicks,Cuts,Micro,Id,Neo Galactica,Space Tunes, Indie,Mini-m@l,Textart,64 Bit Konvasiyonel Techno Musikileri-Esenlikle Dinleyiniz.

Her Türlü Eleştiri,Öneri vs .İçin İletişim Kanallarımız;

info[at]dinamo.fm - http://www.dinamo.fm/ - misak[at]dinamo.fm

http://deuss-makina.blogspot.com/

Her Pazartesi Gecesi 22:00 -23:00 (GMT +2) arası Dinamo 103.8

>>>>>Info Go-R-Sel
© 2007 Foto-Dao http://aparatczyk.blox.pl/html

>>>>>Poemé
Denizin Altındaki Bandolar - Ece AYHAN

İşte ölüm şu derin taçlı şiirdir bak
Duman adamları maskeli katanalarıyla geçiyor
Çalan bir bandonun eşliğinde
Şimdiye dek ölünmeyen kentimizin üzerinden
Hiç değilse sokaklarında

- Sayın padişahım muhbir
Denizin altındaki bandolar da çalıyor muydu?

Parmak çocuk sorusu karşılığını da içinde taşır

- Ama şurasını unutuyorsun hep
Boğuldukları zamanki yaşlarıyladır çalgıcılar

Herhalde böyle bir şiire başlayan onu bütünler.
(Yort Savul)

Comments