Deuss Ex Machina # 178 - Deeparture No Só Longo

Kay(ıp)bedenler K/lan+-Dereasonable (VV)arp Presents
Deuss_Ex_Machina_178_--_ Deeparture No Só Longo

30 Temmuz 2007 Pazartesi gecesi yayınlanmış programın parça dizinidir.

>>>>>Musique
>1<-Jeff Samuel-Fire (St.Sebastian’s Adrenal Remix) (Poker Flat Recordings)
>2<-Dilo-Ave Fenix ([a]pendics.shuffle Sub For Hubs Remix) (LesIzmo:r)
>3<-Mark Broom-Nightmare (Material Series)
>4<-Taylan-1914 (Original) (Living Records)
>5<-Novatek-Normal (Tongut)
>6<-Funzion-Betty & Diane (silenzio.tv)
>7<-Italoboyz-Viktor Casanova (Lee Curtiss Remix) (Mothership)
>8<-Jörg Burger-Polyform 1 (K2-Kompakt)
>9<-Efdemin-La Ratafia (Dial)
>10<-Aril Brikha-More Human (Peacefrog Records)

Deeparture No Só Longo Bölüm(178) – Karşıtlık Bir Tolere Edicilik Değildir, Yıkımı Kendi Kendimize Çağırmaktır. Temelsiz ve Biçare Öteki Değil Varolan Asıl Olabilmek, Oldurabilmek (NocturNA)

>>>>>Bildirgeç
Sessizlik. Koskoca kalabalıklar içerisinde kendini alelade bir biçimde yalnız kalmış hissettmek. Etkileşim içinde olmaya çabaladıkça giderek yalıtılmışlığın, enikonu şekillere mengenelenmiş „somut“ ayrışım anları. Bir „tiz“ çığlığın dahi yeri göğü birbirine kattığına şahit olunabilecek yerküre içerisinde bangır bangır bağırırken bile „sesin“ kaybolması, yeknesak bir biçimde rutine karışması. Sessizlik, cansiperane değil kayıtsız kalmak zorunda olduğumuz öyle çok problemin birikimi yüzünden kabullendiğimiz gerçekliğimiz. „Sıfat“ olarak kullanmaya bir alışıldı mı keskinleşen, giderek yara üzerinde etkisi „Placebo“ halini alan bir çözümleme. Öyle bir durumdur ki „sessizlik“ kimi zaman ait olduğun kültürü tanıtabilmek gayesi ile yola çıktığında karşına çıkar koskocaman bir duvar olarak. Tepkileşimi, ateşe verilmiş bir tutucu kavgacılık olarak algılamaya devam ettiğimiz müddetçe karşımıza daha çok çıkacak „yalıtkan“. Öyle ki bir müddet sonrasında artık her bireyin bir duvarı ve kendi üretmiş olduğu kakafonisini kimselere duyuramayacağı bir özerk „sessizliği“ olacak. Hemde ütopik değil %100 Güzel ve Dahi bir gerçeklikte.

Müziğe düşünsel bir mana yükleme erki içerisinde oluşturmaya çabaladığımız bu haftalık bildirgeç dizinimiz içerisinde sözel ağırlığı itibariyle limitleri zorladığımız da oluyordur; Sevgili Okurlar. Ancak bu iletkiler içerisinde ses’i yansıtabilmenin en makul yollarından biridir yazı ile tanıtmak (affınıza sığınarak). Okuduğumuzu etüt ettikten sonra müziklerin enginliğinde kendi rotalarımızı belirleyebilmek. Hiç kuşkusuz ki çoğu zaman bir „entellektüel boşaltım“ olarak tanımlanmış, akademik tez sınırlarını zorlayan bir ifade biçimine „mümkünse“ hiç girmemeye çalıştık. Uzun tümceler her daim sözcümüz oldu Deuss Ex Machina’da; ancak, edebiyatımızın engin birikiminden bir demet ilham alarak bir „Pulp Fiction (üç otuz kuruşa satılan, dünyevi hakikatlerin sansürsüz hikayeleri)“ öznesi olmak, belki bazılarımızın hala hatırladığı bir „fanzin“ kültürünün kısılmış sesini, günümüzde yansıtabilmek için „flaş flaş flaş“sız günlükler derlemeye çabaladık. Kültürel gelişimin sadece „kült bir komün“ içinde değil, aramaya sebat eden her dinleyici için „eşikten“ kolayca sızmasını sağlayabilmek işbu „ses“ bağlaçlı yazılarımızın devamlılığını sağladı.

„Sessizliğin“ alt kültürler içinde de varlığını hissettirmesi, alternatifin alternatifi olan „elektronik müziği“ yansıtabilmek için iki kere daha çok çabalamamız gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Üretimlerin günden güne artarak artık önü alınamaz bir ivme ile yoğunlaştığı şimdinin müziğinde, bağlaç oluşturma, sadece hazmedilmiş olanı değil aynı zamanda daha deneysel tavırlar üzerine yoğunlaşma, kes yapıştır değil orjinalitesi ile bir şeyler anlatma peşinde olan prodüktör / sanatçı / gruplardan derlemeler ile „sesin“ varlığını daha gür bir biçimde paylaşabilmek, dinledikçe ortak olarak yeni tınıları keşfedebilmek en büyük kazanımımız olacaktır.Deuss Ex Machina’nın bu hafta yayınlanmış olan 178.bölümü içerisinde de yukarıda değinmeye çabaladığımız elektronik müzik disiplininde „minimal techno“ yüzeyleri arasında „sessizliği“ alt etme çabası içerisinde olan çalışmalar içeriğimizi oluşturdu.

„Sessizlik“ temaşası içerisinde kendi yollarını çizmeyi başaran isimler arasında bizden isimleri de dahil etmeye devam ediyoruz. Elektronik müziğin ülkemiz sathında hüsnü kabulü ve dinlenebilitesi bazı sınırlar ile belirlenmiş olarak algılansa da, devamlılığı ortaya koymaya çabalayan ve bu yolda ilk günkü özveri ve ilgiyi barındıran her bir yeni ses üreticisi çalışmaları ile ülkemizin kollektif müzik arenasında biraz daha söz sahibi olmasını olanaklı kılıyor. Bu hafta önerimiz olarak (parça dizinini kontrol ettiyseniz de fark edebileceğiniz üzere) yıllardır İstanbul sahnesinde „techno“ neferliğini elinde bulunduran Taylan Yılmaz’ı sizlere takdim ediyoruz.


Alternatif bir kültürün harcının atıldığı bir şehri-Stanbul’da elektronik müziği iyi anlaşılır bir form haline dönüştürme konusunda aktivist bir kimliğin sahibi Taylan. Sanat’ı hayatın merkezine almış, müzik ile de kendini en iyi ifade biçimine kavuştuğunu belirten bir isim. Müzisyen kimliği ile tanınmadan önce, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sanat eğitimi alır. Çizime olan yatkınlığı ile on yaşından bu yana ilüstürasyonlar ve resimleri ile pek çok ulusal yayında çalışmaları yayınlanır. Müzik ise Taylan Yılmaz için sanatı ile gerçek bir bağlaçtır, öyleki 1998 yılında „Techno“ ses erimi ile tanışına kadar çeşitli yerel topluluklarda enstürmantalist yönünü geliştirme imkanı bulur. Techno’yu „Olağan ve klişelere bağımlı olmayan, artistik kimliğini en doğru biçimde tanımlandırmasını olanaklı kılacak, seslerin kombinasyonu ile bilinmeyenin dehlizlerini arşınlatabilecek bir izlek“ olarak betimler.

(((godet))), Magma, Filter, Uniq gibi elektronik müziğin takipçileri ile ilk buluştuğu mekanlarda DJ’liğini deneyimlemesi neticesinde ilk büyük çıkışını 2003 yılında düzenlenmiş olan Phonem Elektronik Müzik Platosu içerisinde gerçekleştirir. Techno müziğin imdisinde birer marka olarak tanımlanan „Schranz“ akımının mimarı olan Chris Liebing ve Alman techno sahnesinde bir rol model olarak yer almış, ürettiği parçalar ve ortak çalışmalar ile geleneksel olanın ötesinde bir kültürel cezbedici konumuna yükselmiş bulunan Monika Kruse ile festivalin kapanışında İstanbul’un sesinin en az onların üretimleri kadar etkileyici, farklı bir potanstan duyumsatmayı başarır. Bu ikili dışında Dave Clarke, Umek, Percy X, Gaetano Parisio, Stanny Franssen gibi „techno“ duayenleri ile beraber performanslar gerçekleştirir.

2004 yılında kendi müziğini aracısız bir şekilde yaymayı amaç edinen, gerek Bruno Pronsato, Savas Pascalidis, Bangkok Impact, Rennie Pilgrem gibi tür ve tarz ayrımı olmaksızın iyi müzik icracısı olan sanatçıları konuk ederek, gerekse de yerli pek çok DJ’in ilk performanslarını gerçekleştirmesi ile elektronik müziğin tarif edilenin dışında gerçek yönlerini ortaya koyan setlerin / performansların gerçekleştirildiği „Auf Club“ın temellerini atar. İki sene boyunca müziği merkeze alan dinleyiciler için farklı bir keşif noktası oluşturan mekanın nihayete ermesi ile prodüksiyonları üzerinde yoğunlaşır.

Bu çalışma dizininin son halkasını Londra yerleşkeli Dub Kult’ın (Neilon Pitamber) Living Records etiketinden 1914 EP’si oluşturur. Müzikte farklı açılımları yakalamayı ve yeni üreticilere bir şans tanınması konusunda uzmanlaşmayı amaç edinen Living Records’un müzikal kataloğu içinde Taylan Yılmaz’ın çalışması ilgiyi üzerinde toplamayı başarıyor. 1914, geçtiğimiz yüzyıl içerisinde Dünya’nın şekillenmesi açısından en önemli dönemeç olan Politik ve İnsani açıdan birer hesap düşümünün gerçekleştiği yıla bir göndermeyi barındıyor. Etiketin tanıtım bildirgeçinde belirttiği üzere sesler ile oluşturulan mizansen içerisinde zihinlerimizde birer geri dönüşü ve karaltılı günlerin izahına ulaşabilmek için gerekli olan tüm materyallerin parçalar dahilinde bizlerle buluştuğunun altı çiziliyor. Program içerisinde yer vermiş olduğumuz endiüstriyel tınıları, minimal techno’nun karasuları dahilinde dans edilebilir bir kurgu ile kotarıldığı 1914 (Original) düzenlemesi vaat edilen iyi müziğin tanımlandırmasını gerçekleştiriyor. Plağın A yüzünde ise dinamik alaşımı ile dans ettirir bir kurguya dönüşen 1914 (Rework) parçası yer almakta. Kesik kesik dönüşler ile döngülerin eklektik bir biçimde „techno“ modunu eşelediği, epik bir düzenleme olarak değerlendirebiliriz. Bir diğer bakış açısını ise Undesigning (Remoov) albümünde Süpermatik ile çalışmalarını yayınlamış Randoman’ile keşf ediyoruz. Düzenlemenin plağın geri kalanı ile bağlantısı da gözlemlenerek, daha seri ve techno’nun verimliliğini ortaya koymayı amaçlayan bir çalışma olarak çalışmanın plak versiyonunu tamamlıyoruz. Bu çalışmaya ilave olarak da Living Records’un bir geleneği olarak her bir çalışma için bir adet mp3 formatında şarkı dinleyicilerin beğenisine sunuluyor. Taylan Yılmaz’ın da çalışmasının bir b-side olarak değerlendirilebilecek, idmtronika „Sometimes“ parçası resmi siteden indirilebiliyor. Ezcümle, Taylan Yılmaz elektronik müzik konusunda emek sarf etmeye devam ediyor. Sebat ettiği müzikal formların genel geçer bir ilgiyi değil var olması gereken seviyeye ulaşması için ülkemizde çaba sarf eden bir kaç emektardan birisi.

Fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya Deuss Ex Machina / Dea Ex Machina ile devam...İyi Haftalar...

Allame-i Ulul Arz’dan Ara Nağmeler
Jeff Samuel At Myspace
Jeff Samuel At Ghostly Int’l
Dilo At Myspace
Dilo a.k.a Elephant Pixel At Igloo
LesIzmo:r
Mark Broom At Myspace
Materialseries At Myspace
Taylan Yılmaz
Taylan Yılmaz At Myspace
Living Records
Living Records At Myspace
Randoman At Myspace
Novatek At Myspace
Funzion
Funzion At Myspace
Italoboyz
Italoboyz At Myspace
Jörg Burger
Efdemin At Myspace
Dial
Aril Brikha At Myspace
Aril Brikha “Ex Machina” Album Review At Proodos

Enternasyonel Gürül/(tü)Gürül Çağlama Clicks,Cuts,Micro,Id,Neo Galactica,Space Tunes, Indie,Mini-m@l,Textart,64 Bit Konvasiyonel Techno Musikileri-Esenlikle Dinleyiniz.

Her Türlü Eleştiri,Öneri vs .İçin İletişim Kanallarımız;

info[at]dinamo.fm - http://www.dinamo.fm/ - misak[at]dinamo.fm

Her Pazartesi Gecesi 22:00 -23:00 (GMT +2) arası Dinamo 103.8

>>>>>Info Go-R-Sel
http://krikis.aminus3.com/
© 2007 Yannis Krikis

>>>>>Poemé
Dans Adımları Atarak Dans Yuvarlağının Dışına Çıkmak
Lale MÜLDÜR

Sonsuza dek daha küçük kadrajlara bölünerek
ilerleyen bir aynanın kendi sabit merkezine
doğru yaptığı iç yolculukta geride bıraktığı
tek şey
bir jet uçağının sesi
cıhar-ı yek

Çocukken çizilen renkli patates mühürleri gibi
ah evet şimdi o çocukluğun ay-ışıklı gecelerinde
olduğu gibi dantel yapraklı selvi ağaçlarının
serin nefti yapraklarına gözümüz takıldığında
zeytin ağaçlarının sesini duyar gibi olduğumuz
yani onlar cırcır böceklerinin eşliğinde
serin akşam şarkılarına başladığında
akşam sefaları gecenin getireceği
binbir kötülükten ürkerek eve yani
kendilerine doğru bir yolculuğa çıktıklarında
arazöz geçtikten sonra
dış kapı önlerine su döküldüğünde
kurabiyeleri bir an evvel karabilmek için
büyük bir ciddiyet ve sabırsızlıkla
ev ödevlerine oturulduğunda
bir taşra gelini duvağı ile birlikte
motosikletin arkasına oturtulduğunda
sevgilim
will you come stepping out with me?

Comments