Deuss Ex Machina # 202 - Adjusted For Low Noise Tape

Kay(ıp)bedenler K/lan+-Dereasonable (VV)arp Presents
Deuss_Ex_Machina_202_--_Adjusted For Low Noise Tape

25 Şubat 2008 Pazartesi gecesi “canlı” olarak gerçekleştirilmiş programın parça dizinidir.

>>>>>Musique
>1<-Two Easy Steps-Inside (Demo)
>2<-Two Easy Steps-Liv (Demo)
>3<-Why?-Song Of The Sad Assassin (Anticon / Tomlab)
>4<-Why?-The Hollows (Anticon / Tomlab)
>5<-Norton-Spherical Hearts (Trondheim Remix) (Aerotone)
>6<-Norton-Sailing Across A Distant Sea (Lost Room Remix) (Aerotone)
>7<-Er.Ic-Hades Dub (Producer-Network Recordings)
>8<-Cruel Culture-Fuck The Truth (Producer-Network Recordings)
>9<-Polarity-Siddharta (Producer-Network Recordings)
>10<-King Soly-Wicked King Of Persia (Bass Face Recordings)
>11<-Goth-Trad-Far East Assassin (DJ Distance Remix) (Skud Records)
>12<-The Others-Bushido (Caspa Remix) (Dub Police)

Adjusted For Low Noise Tape Bölüm (202) – Yoğunluklu Birleşim, Tedbirsiz Gerçeklik Titreşen Kasvet Yuvalanmaları Bitappi Kaset Formunda (c-90DCP)

>>>>>Bildirgeç

Çoklu segmentte,çoğul zamanlarda üstünkörü bir ilerleyişin durakları arasında salınıp duruyoruz. İlerlemeye çabalayan bünyeye inat geri geri giden bağlaçların (-ki burada lokomotif) kudreti kendinden menkul gücüyle, imtinasız ve çekinmeden sona yaklaştığımızı bile bile gerilemeye devam ederek. Bütünde ortaya çıkacak resmin parçalarını oluşturmak yerine, kendi payımıza biçilmiş / verilmiş bulunan küçük karelerin çıkarsamalarını yapmaya çalışıyoruz. Bu bitip tükenmek bilmeyen tükeniş içerisinde, kendi karemizi ötekinden kıskanıyoruz. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi’nde nakş ettiği üzere “Gollum”un ona göre çok kıymetli olan yüzüğünü ya da kendi deyişiyle “kıymetlimsss”ini korumaya çalışması gibi karelerimizi de, öznemizi oluşturan düşüncelerimizi de, hayata ve olaylara bakışımızı da bu minvalde topyekün handiyse herşeyimizi gözlerden ırak tutmaya çalışıyoruz. İki koruyoruz üç kolluyoruz. Elimizden çekip alınacak, az sonra sahneden itilecekmişçesine tedirgin bir ruh hali bütünlemesiyle…

Gelişi güzel ve yönelişimi bir el kılavuzuna bağlı kalmadan çapraz bağlantılamalar ile yeniden yeniden kurgulanabilen bir hayat akışının içerisinde, böylesi bir durum bütünü olabildiğince düşünü, ilerleyişi ve dahası ait olmaya çabaladığımız bütünün geri kalanı ile bağlantının da kesintiye uğramasına vesile olan nedenlerden bir diğeri olarak değerlendirilebilir. Söz konusu konuşarak anlaşma olunca, kimi zaman münferit, kimi zaman ortak bilince endikte ettirilmiş tamlamalar bütün bu dizginin rayından çıkmasına neden olmakta. Tedirgin edici bir sürat ile en başında belirttiğimiz üzere gerisin geriye dönüşü kolay kılan bir hızlılıkta devreye girerek. Kademeler ve kastlar arası bir bölümlendirme olmamasına karşın, böylesi bariz detaylardan bile sen ve ben ve ötekiler ayrışımına olanak sağlaması ya da düşündürtmesi bile modern yaşantının defoları arasında gösterilebilir.

Geçmişin yol göstericiliğinden, denenmişliğinden feyz almadan, bir soluklanıp iki nefes almadan daima ilerici, daimi yüklenici ve yeni yeni yeniden hayata yön tayin etme çabası içerisinde olunmasına karşın, aynı nokta üzerinde kalmışlığımızı fark etmememizi de beraberinde getiriyor değerli okur. Doku uyuşmazlığı gibi, bünyenin sahiplendiği her bilgi kırıntısında düz ayak bir adımlama bile söz konusu iken, vakitsiz tamlamaların peşi sıra koşmak çoğu zaman eldekini de kaybetmemize yol açıyor. Gerçeklik parçalara ayrışırken, kendi içimizde de çelişmemiz sağlanıyor. Sistemin çarkları arasında giderek yok olan ve ilkelleşen bir sima haline dönüştürülmemiz de böylelikle nihai sona kavuşuyor. Bölüm bölüm arkası hemen şimdi anonslarıyla, giderek daha da naifleşen bir vurgunun beraberliğinde…

Yüklenilen tümcelerin, edinilmiş tecrübelerin ışığında bir gözlem imkanı, tekrarlanan hatalara düşmeme şansımız varken neden ve niçin bu ısrar? Kesif kokular yayan ve katılaşmaya yüz tutmuş bir önyargı duvarının setleri giderek yükselirken ulu mabetlerimizde dahası giderek yüz yüze olduklarımızdan dahi yüz çevirirken, dönüştürme nicelere çıkaracak bizleri? Sessizlik artık içinden çıkılmaz bir keşmekeşin habercisi haline dönüşmeye başlamasının üzerinden ne kadar zaman geçmişti hatırlayanınız var mıdır? Giderek kıstırılan ve alternatifsiz bırakılan bünye, iyi bir tercih izlenimi uyandıran bu düz hatların ağlarına tutulmaya devam ettikçe, atılım yapabilmek, zihinsel gelişim gösterebilmek “Hamdi Bey”in kutumuza bağşedeceği 3-5 Lira kadar muğlak kalacak bir deneyim haline dönüşecektir. Çekimsiz, giderek soyutlaşmış, ekranlardan kendi payına düşenleri hatim etmekten başka herhangi bir yükümlülüğü bulunmayan neferler haline dönüşmemiz de biraz da bu çıkarsamaların alt okumalarında irdelenebilecek bir diğer ayrıntıyı oluşturuyor. Neticesiz döngüler, birbiri benzeri aynı torna üretimler sonuçsuzluğun derinlerinde nefessiz kalmamıza yol açıyor.

Benzersiz değil, çok yüzeyli benzerlikleri birbiriyle örtüştürerek yeniden kurgulama yolunda ilerlemeye çabalayan seyyahlık/dinlencelik Deuss Ex Machina’nın geçtiğimiz Pazartesi akşamı Dinamo 103.8’de canlı olarak gerçekleştirilmiş bölümü içerisinde de yukarıdaki tümceleri destekleyen bir kolaj ortaya çıkartabilmeye çalıştık. Hiç de ait olmadığımız sanrıların derinlerine daha da çok çekilmeden; ayılabilmek, konuşmak istediklerimizi daha iyi anlamlandırabilmek için ve nefesimizin yetmesi için; diyalektik çalışarak, gelişi ve oluruna göre değil, olumlandırmasına daha kolay ulaşabilmek için sorularımızı birbiri ardına sıralayarak savlayarak ortaya çıkan bir cümbüş, ses dehlizi…
Müzik ile hayatı bağlantılama, seslerin ve sözlerin dünyasından gerçekliğin sınırlarına ulaşan kapıyı daha da aralayabilmek için önerilerimize bu hafta Oakland, California’lı abstrakt hip hop’un çıkış merkezlerinden birisi olan Anticon etiketinin demirbaşlarından bir diğeri olan “Why ?” topluluğunu son çalışmaları, “Alopecia”nın ışığında sizlerin beğenisine sunuyoruz. “Why?”, Jonathan “Yoni” Wolf’un mizacında şekillenmiş bir alter ego olarak serüvenine başlayan bir proje olarak temellendirilebilir. Çocukluk günlerinde edindiği izlenimlerin, yaşayışların, belirli / belirsiz sahnelerden imlerin sıklıkla kullanıldığı bir düş görü müziğinden, delik deşik bir hayat imgelemine uzanan az biraz tetikleyici, tehlikeli bir intihar musikisine uzanan bir örnekleme ve alt okuma çalışmaları birkaç dinleyişin ardından hatırınızda kalabilecek ayrıntılardan bir kaçı olarak yer almakta.Haham olan babasının başında bulunduğu Sinagog’da keşfettiği 4 kanal kayıt aletinin ardından, tüm sömestr dönemi içerisinde analog ses öğeleri ortaya çıkartmaya çalışan, deneyselliğinin ilerleyen günlerde “Why?” a dönüşeceği ilk örneklemeleri gerçekleştiren bir yeniyetmenin öyküsüdür de aynı zamanda tüm bu izlek.

“Yoni”, bu ilk dönem deneme, yanılma ve keşfetme sürecinin yanı sıra, kendi kendine oluşturmaya başladığı dil oyunları ile bezenen söz yazma geleneği ile kötü bir şairlikten de giderek anlamlı “şiirler” haline dönüşecek ve müziğinin, asıl hip hop’tan ayrışmasını ortaya çıkartacak kayıt türetme sürecine dahil olur. 1997 yılında University Of Cincinnati’de okuduğu dönemdaşı “Adam Drucker aka Doseone” ile tanışmasının ardından da grup kimliğinin kollektif ses erimine ki burada abisi de ekibe dahi olacaktır, ve kurucuları arasında yer alacağı Anticon etiketine dönüşecek olan yapının temellerine ulaşacak olan emprovize art-rap grubu “Apogee” ile ilk performanslarını gerçekleştirir. Burada belirtmekte fayda var, bu türetme ve birbirleriyle ortak projesi dahilinde çalıştığı pek çok isim daha sonra Greenthink, Reaching Quiet, cLOUDDEAD, Hymie’s Basement topluluklarına (kendisi de dahil bu projelerde), Odd Nosdam, Gel, Doseone, Mr.Dibbs gibi solo terennümlerine evrilerek bugün geniş bir alternatif ses arşivinin de başlangıcını oluşturmaktadır.

Bu her açıdan farklı temas noktalarını mimleyen, Amerikan alternatif müzik kültürü içerisinde dahi yenilikçi bir açılıma olanak sağlayan türler harmanının dikkate değer ilk kaydı 2003 yılında yayınlanan “Oaklandazulasylum” albümü ile Why?’ın yolu da belirgileşmeye başlar.
Jeffrey Logan aka Jel, David P.Madson aka Odd Nosdam, Doug McDiarmid aka Douq gibi pek çok tanışın kayıt süreci içerisinde yardımlarını esirgemedikleri albümde, lo-fi kayıt teknikleri ile modern yaşam güncesinde önemli detaylara dair anektodların resmi geçidi gerçekleştirilir. Bir ilk albüm olmasına karşın pek çok eleştirmen içinde “rock” öğesine yapılan vurgu ve sözler arasına dahil edilmiş berrak ayrıntıların harmanına dair açılımlara dem vuran yorumlar ve olumlu eleştiriler Jonathan “Yoni” Wolf’un müziğin modern zamanlarında çokça karşımıza çıkan “Next Big Thing”lerden çok farklı bir konumu amaçladığını aşikar bir biçimde ortaya çıkartmaktaydı.Indie’nin çelişkilere / eleştirilere çokça açık bulunan yönü olan enerjisininden ilham alan, hip hop’un ses segmentine dahil etmiş olduğu ironik / eleştirel yansımalar ile bu durumu da dengelemeye çalışan “Why?” ın grup formuna evrildiği kayıt olan 2005 tarihli “Elephant Eyelash” ile notlarımıza devam edelim. Yoni’nin solo projesi Matt Meldon (gitar), multi- enstrümantalist Doug McDiarmid ve kardeşi Josiah Wolf (davul)’ın katılımlarıyla endüstriyel tınılara da uzanan, çeşitli eleştirmenlerce “Bay Area Rock” band formuna yakınlaşan bir değişim geçirir. Söz konusu kuvvetlendirilmiş, akışın içerisinde de monte halde bulunan hip-hop’un sözel unsurlarına, indie rock’ın sertleştirilmiş öğelerinin efektif katkıları ile farklı bir alaşımın ortaya çıkmasıdır. Yarı konuşkan ve interaktif bir doğaçlamanın “Yoni” nin vokallerinde yansıdığı, bir önceki kaydın izlerini de barındıran, ses örneklemi yerine canlı gitarların prodüksiyon içerisinde bariz bir şekilde ön plana çıktığı “Crushed Bones”, daha sonra Xiu Xiu’nun da kendine yorumlayacağı, aşkın kaybedişlerle ilintisine derinlemesine bir bakışı irdeleyen “Yo Yo Bye Bye”, Americana disiplini içerisinde kulaklarımıza çokça çalınmış parçaların öncülleri arasında çok rahatlıkla gösterilebilecek olan, eklektik yapılı “Gemini – Birthday Song”; “Elephant Eyelash” albümünde “Why?”ın ekip olarak özel bir kaydı ortaya çıkarttıklarının, hip-hop’un dejenere edilmiş bir örnekliğinden ziyadesiyle farklı, düşündürten bir parçalar bütünü ortaya çıkarttıklarını belirtebiliriz.
Birbirleriyle dönüşen, ortak dinlencelik içerisinde tamamlayıcı yapılandırmaları barındıran bir ekip olan “Why?” iki senelik bir aranın ardından önce “The Hollows” kısa çaları ile dönüşünü müjdeler. Bir pop şarkısının süresi içerisinde, eleştirel vurguların giderek daha okkalı hale dönüştüğü bir çıkış çalışması olan “The Hollows” parçasının yanı sıra, günyüzü görmemiş bir kayıt olan “By Torpedo Or Crohn's”un The Postal Service’dan tanıyabileceğiniz usta elektronikacı James Scott Tamborello’nun Dntel namı ile kotardığı lo-fi düzenlemesi, tekinsiz fiilerin müziğini icra eyleyen California’lı ekip Xiu Xiu’nun nefesini verdiği “Yoyo Bye Bye” , Half-Handed Cloud’un space-pop sınırlarında turladığı, Pre-Teen Apocalyptic Film Acting (Medley) yorumu ile ön tadımlığı kıvamında bir dinleti şölenine dönüştürür. 25 Şubat tarihinde Tomlab etiketiyle Avrupa’da yayınlanan , 11 Mart tarihinde ise Anticon etiketinden Amerika’da yayınlanacak olan “Alopecia” ise bu kısa çaların ötesinde meraklılığımızı giderebileceğimiz yeni önermeleri, seslerden müreffeh bir kolajı dinlememizi olası kılıyor. Türetme ve yenileşme konusunda sürekli bir çalışma içerisinde olduklarını teyit edercesine, “Alopecia” içerisinde de yeni konuklar ile hem kadro genişliyor, hem de müziğin akustik öğeleri. Fog’dan Andrew Broder ve Mark Erickson’ın katılımlarıyla, müziğin derinleşmesine formların artık belirli bir standarda oturmasına şahit oluyoruz. Kararlı ve karaltılı bir sokak melodramını yansıtan, zamansız bir kurgunun mizacını ortaya sermekte bir beis görmeyen açılış parçası “The Wovels Part 2”, aksak ritimlerin düz hatlarında eski hip hop beatlerini çağrıştırdığı, çeliştiği, çözümlendiği içşel bir dönüştürme şarkısı “Good Friday”, şarkı formuna iyice yaklaşan bir tutam indie kıvamlı, eleştirel dozun yeterli olanda arttırıldığı bir girizgah “These Few Presidents”, günlük bir yaşayıştan feylezofik bir çıkarsamayı “Yoni” alamet-i farikası ile dinleyebileceğiniz ilk kırk beşlik “The Hollows” ile “Alopecia” derdini tasasını insana bulaştırmayı da başaran bir iletici haline dönüşüyor.

Döngüler arasında eskiyi de yâd eden, titreşimleri ile soluğunuzu tutmanızı sağlayan eksantrik klasik folk rap harmanı “Song Of The Sad Assassin”, Indie Pop sularına iyice yelken açan, kasvetsiz bir kurgu “Fatalist Palmistry”, Odd Nosdam’ın endüstriyel çarpıştırmaları ile akustiğin yakalandığı “The Fall Of Mr. Fifths”, Jonathan “Yoni” Wolf’un vokal yeteneğini azamide kullandığına “Anticon Basın Bülteninden” haiz olduğumuz “Simeon’s Dilemma” öğelerin yerinde tanımlandırıldığında muhtelif sorunların da kendi kendine üstesinden gelinebileceğini gösteren deneyimleri betimleyen bir kurguyu iletiyor. Genellemelerin dışına çoktan çıkmış bir prodüktör ve artık iyiden iyiye bir aile kollektifi izlenimi veren Anticon çatısı altından üreteçlerin destekleri ile “Alopecia” dinlendikçe, keşfedilecek bir kayıt haline dönüşüyor. Belirsiz bir zaman kesitinden, durduğumuz noktanın çevresini ve çehresini izah ediyor.İyi Dinlenceler…

Fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya Deuss Ex Machina / Dea Ex Machina ile devam...İyi Haftalar...


Her Türlü Eleştiri,Öneri vs .İçin İletişim Kanallarımız;
info[nospam]dinamo[dot]fm - http://www.dinamo.fm/ - misak[nospam]dinamo[dot]fm

Her Pazartesi Gecesi 22:00 -23:00 (GMT +2) arası Dinamo 103.8
---------------------------------------------------------
>>>>>Info Go-R-Sel Bansky’s Balloon Girl - By Jenny Jhttp://www.flickr.com/photos/photojj/508076239/


>>>>>Poemé
Şiir – Joseph BRODSKY

Canım, evden geç saatte çıktım bu akşam
okyanustan esen taze havayı solumak için.
Tiyatro üst balkonunda bir Çin yelpazesi gibi sönüyordu günbatımı,
ve bir konser piyanosunun kapağı gibi yükseliyordu bir bulut.

Çeyrek yüzyıl önce kebap ve hurma tutkunuydun sen,
çini mürekkebiyle bloknota resim yapar, azıcık şarkı söylerdin,
eğlendirirdim seni; fakat bir kimya mühendisiyle evlendin sonra
ve mektuplarına bakılırsa, korkunç gerilemişsin.

Şimdi taşrada ve metropolde kiliselerde görüyorlar seni
ortak dostların cenaze törenlerinde, birbiri ardı sıra giden,
ve memnunum ben, daha büyük uzaklıklar olduğu için şu dünyada
seninle benim aramızdakinden.

Beni yanlış anlama. Sesinle, bedeninle, adınla
artık hiçbir şey bağıntılı değil; hiç kimse yok etmedi onları,
fakat bir yaşamı unutmak için insana en azından
bir yaşam daha gerekli, ve ben yaşadım bu yazgıyı.

Şanslısın: başka nerede, fotoğraflar dışında,
her zaman böyle genç, neşeli, alaycı kalabileceksin?
çünkü zaman, bellekle çatışınca öğrenir haksızlığını.
Karanlıkta sigara içiyor ve çamurunu soluyorum çekilen denizin.

Ataol BEHRAMOĞLU’nun Çevirisiyle
Kaynakça : Siir.Gen.Tr

Comments