Deuss Ex Machina # 218 - Ay Tutulması: Titreşimler Ağıdı Çağırıyor

Kay(ıp)bedenler K/lan+-Dereasonable (VV)arp Presents
Deuss_Ex_Machina_218_--_Ay Tutulması: Titreşimler Ağıdı Çağırıyor, Son Bir Kere

14 Temmuz 2008 Pazartesi gecesi “canlı” olarak gerçekleştirilmiş programın parça dizinidir.
>>>>>Musique
Guest: Sühan Gürer (http://proodos.blogspot.com/)
Album Of The Week: Renfro-Mathematics (Meltwater Records)
>1<-Massive Attack-Risingson (Wild Bunch/Virgin Records)
>2<-Tindersticks-Yesterday Tomorrows (Beggars Banquet)
>3<-Avishai Cohen Trio-Eleven Wives (Sunny Side)
>4<-Avishai Cohen Trio-Lo Baiom Velo Balyla (Sunny Side)
>5<-Philip Glass-Swans Take Flight (Orange Mountain Records)
>6<-Renfro-Broken Little Pieces (Meltwater Records)
>7<-The Herbaliser-Just Won’t Stop (Studio !K7)
>8<-The Raconteurs-Consoler Of The Lonely (Warner)
>9<-Sigur Rós-Festival (XL Recordings)

Ay Tutulması: Titreşimler Ağıdı Çağırıyor, Son Bir Kere Bölüm (218) – Tepkime süresi sürekli geciken persona acelesi olmamasına karşın dilekleri birbir elinden alınınca dımdızlak ıssızlığın içinde sessiz daireler çizer. Bir ileri sonsuz geri…t’a ki yorgun düşene kadar…

>>>>>Bildirgeç

Dijitalize edilmiş yaşamın deyim yerindeyse hükümranlığını sürdüğü şimdinin modern yaşantısı içerisinde, bu envayi çeşit yenilikle beraber daha sıkı bir biçimde baskı, el, göz altında tutuluyoruz. Modern yaşam tiradında en önemli sahneyi kapsayan sabah dokuz – akşam yedi mesaileri içerisinde tüketilen düşünselliğin, hareket edebilmenin, fikir teatrisine girebilmenin, kuvvetle muhtemel zinde zihinlerin de çabuk bir biçimde elden ayaktan düşürüldüğüne şahit oluyoruz. Yönlendirme ve bu çaptan düşmenin sağlayıcısı olarak standartlara bağlı ve maalesef bağımlısı kuralların desteklediği bu paradoksun tamamlayıcısı olarak da lanse edilen görüntü kaydediciler, tüm bu akışı saydam bir şerit hainde kayıt altına alıyor, belleklerin en geniş birimlerinin içerisinde, ufak tefek sayısal parçacıklara bölümleyip, ayrıştırarak. Dahil olduğumuz çevre ve çerçevenin, çok da uzağında olmadığımız güncenin sınırında, bambaşka yaşam formları olarak her biri çok çok önceden numaralandırılmış kartların sahipleri olarak anılan bireyler haline dönüşüyoruz yavaş yavaş. Bir veya daha çok eklenti ile giderek evlere kadar uzanan bir ağın içerisinde zabt-u rabt altına alınıyoruz. Kişiselliğin sınırlarını oluşturan mabetlerimizden çıktığımız andan itibaren bir sürek avının içerisindeymişçesine devamlılığı sağlayan gözlerin önünden ilerliyor, kurguya dahil oluyoruz. Kale C#4 hanesinden K#7 istikametine doğru ilerledi.

Bütün bu karaşınlık dahilinde kısıtlanan sadece George Orwell’in « 1984 » romanında karşımıza çıkmış olan gözetlenme değil aynı zamanda özgürlüğün de sınırlandırılması olduğu gerçeği bir kere daha karşımıza çıkıyor. Tüm olağan dışılığına karşın teknolojik yaşamın kdv’si olarak da tasavvur edebileceğimiz bu durumu vahimleştiren ise daha geniş kitlelerce kabuk görürlüğünün artması. Tepkilerin artık ölçülemeyecek düzeylere inmiş olması. Sessizliğin çoğala çoğala yükselmesi. Enikonu düşüncelere vurulan kilidi takiben, zihinlerde bir eylemi gerçekleştirirken en az üç kez düşünmemiz gerekliliğini de hatırlatan bir uyarı levhasına ihtiyacımız bu kadar çok muydu ? sorusu ise şimdi daha belirgin bir biçimde hafızamızda kendine önemli bir yer teşkil ediyor. İnsan zekası ile şekillendirilen, gelişip üzerine yeni yapılandırmalar eklenen bu dönüşümler gördüklerimizi de daha farklı algılamamıza yol açıyor. Artık gerçek dediğimiz olgunun, durumun bir kurmaca olmadığını ve veya doğruluğundan şüphe götürmemesi gerekir iken türlü çeşit huylanmalara yol açtığını gözlemleyebilmek son derece mümkün. Gözetlenen ile gözcünün arasında bir paraleli de bizler oluşturuyoruz Sahneye hem dahil olup, hem de uzaktan seyrüseferi takip ederek, ortaya çıkan bir tamamlayıcılık. Taviz ve kabulgörürlüğün tavan yaptığı günümüz medyası içerisinde servis edilen görüntüler arasındaki çelişik, parçacıklı ve en önemlisi hatalı pek çok detayı keşfetmek de çabası. Bütünleyicilik ile beraber minimum anlaşı kavramının da göz ardı edilmesinin de neticede bu karmaşıklığa dönüşmesi ise son raddede üzerine kafa yorulması gerekli olan bu müdahaleleri daha yüksek tondan tartışmamızı elzem kılıyor.

Fark edemediğimiz, göz ardı etmeye başladığımız, balık hafızasına kavuştuğumuz ilk andan itibaren bu devinim, kendi döngüsü içerisinde yeni ayrıştırıcılar eklemleyerek, ara bağlantılar ve sorunlar ortaya çıkartarak içinden çıkmamamızın büyük büyük biradere tembih edildiği labirent yapılandırmasını da beraberinde gözlerimizin önüne seriyor. Uzakta kalmış intibası uyansa da aslında çok daha yakınımızda işleyen, İşgal içerisindeki Irak’ta vuku bulan “demokrasi çalışmaları”, bir devletin başka bir devletle olan bitmek tükenmez mücadelesine tanıklık eden “kutsal topraklar” ve sürümcemede bırakılan ortak yaşamlar, hayaller. Birbirleri ile zincirleme bir tepkime sürecine dahil olmuşcasına birbiri ardında yaşadığımız coğrafyada ortaya çıkan “timler”, “çeteler” vs. Hûlasa, giderek daha da karmaşıklaşan olaylar ve bunları algılayabilmenin sınırlarına ulaştığınızda (ki bu da büyük bir çabayı gerektiriyor.) karşınıza çıkan büyük duvarlar, gözetleyiciler, sansüre uğramış görüntüler, demeçler. Olabildiğince makul bir idrak anlayışı içerisinde olan persona’yı dahi dehşete düşürecek gelişmeler çok çabuk bir biçimde sindirilerek, kendi oyun alanımız dahilinde bizleri bekleyen “yeni” tanımlı sürprizlerle oyalanmamız için yönlendirildiğimiz bir kurguya dönüşüyor. Hemen tüm alanlarda olduğu gibi “özgürlük” kavramı da çekiştirilip daraltılabilen, en önemsiz konularda dahi hemen adı anılan, genişletilmeye çalışılan bir olgu halini alıyor. Sayısal ekranlarda birbiri ardına numaralar akıp gidiyor, başı boş ve fütursuzca. Geçtiğimiz Pazar akşamı Echoes Productions tarafından düzenlenmiş, dinlemeye doyamadığımız başucu müzisyenler / topluluklar arasında yer alan “Massive Attack” konseri sırasında led ekranlardan yansıyanlar da tam da bu “özgürlük” noktasına hitap eden, görülmesi gerekenleri tam onikiden vuran saptamaları dinleyici / izleyicilerin zihinlerine bir kere daha mıhlayan sözlerin akıntısına sahne olmuştu. Sadece işitsel bir deneyimden ibaret olmaktansa, görsel öğeler ve verilen mesajların netliği ile yukarıda çözümlemeye çalıştığımız açılımlara sevk eden bir tanıklıklığın tamamlayıcı olan ekibi de bir kere daha yâd edelim, bu vesileyle tek cümleyle de olsa en azından hatırlattıklarını unutmamak için... “Bu erdemin son cümlesi: Gün be gün özgürlügünü ve hayatını ele geçirmelisin.- Johann Wolfgang von Goethe, 1832”

Böylesine başarılı bir biçimde hafızanın derinliklerinde saklı kalanları ortaya çıkartan bu konserin ardından Pazartesi akşamı canlı olarak sizlerle buluşan Deuss Ex Machina içerisinde de, ötekileşen ses köprülemeleri ile bir saatliğine de olsa rutin çemberin dışına çıkabilmeye çalıştık, Proodos güncesinden Sühan Gürer'in katılımıyla beraber. Hayat – müzik akışını son derece yararlı gözlemlerle aktaran Gürer'in sitesinde mercek altına aldığı, yorumlarını paylaştığı çalışmalardan derlenen parçalarla oluşturulan “Ay Tutulması” serisini gerçekleştirdik. Alelade tanımlandırmalardan olabildiğince kaçınıp, daha farklı melodi, yapı ve müzikleri üreten prodüktörlere değinme çabamızda önemli bir ayrıntıyı tümleten dizin içerisinde, alternatif tınıların kesişimlerinden bir derleme ortaya çıkarttık. Elektronik müziğin giderek daha kişiselleştirilebilir, muktedir olduğu dans pistlerinin yanında daha ev dinlenceliğine yönelik, ince işçiliklerle örülmüş örnekleri dinlenceliğe dahil oluyor. Enikonu akıllı dans müziği'nin keşfinden bu yanan pek çok farklı tür ve tarz etiketiyle beraber dinlence listemize dahil oldu, oluyor. Belki sadece nüanslar ile fark edilebilecek ayrıntılarda ayrışan müziklerden, özellikle son iki senedir ağırlığını iyiden iyiye hissettirmeyi başarmış olan elektro-akustik, space-pop, electronica çoğaltımlarından beslenerek gelişmiş “Renfro” ekibini “debut” albümleri Mathematics'e dair notlarımız ile haftalık önerimiz olarak sizlerle paylaşıyoruz.


Durağan ritm döngüsü dahilinde, kendi yolunu çizmekte ısrarcı olan bu vesileyle ara müzikal bağlantılarla arasında sürekli bir fikir teatrisi hali bulunan bir imgelem Renfro nun müziğinde ilk olarak karşımıza çıkan detayı oluşturuyor. Desteği alınan her sesin peşinde takipçisi olan melodik aksamlar, sözel biriktirmeler ile melankoliyi ön planda tutan bir yapıyı da beraberinde getiriyor. Organik ses kayıtları ile makineden türetilen mekanik alaşımın sözlerle kuvvetlendirildiğinde alternatif elektronik müzik için henüz her şeyin tükenmediğini duyumsatması açısında dahi dikkatleri üzerine çekebilecek bir ekip Renfro. 2005 yılında Kuzey Devon ve Doğu Londra yerleşkeli vokalist Tim Branney ile ses tasarımcısı Atom James Dipper ikilisi tarafından temelleri atılan, film müziği kesitlerinden, saha kayıtları ve elektro akustik yapı bozumlarla şekillenen bir pop müziğinin icrası nasıl üretilebilir sorusundan hareketle seyrüseferine başlamış bir proje. Sesin türetilebilir olduğu tüm üreteçlerden destek alan, akademik elektronik müziğin gizil cevherlerinden Tod Dockstader, John Milton Cage Jr. gibi üstatlardan, Matmos gibi günümüz elektronik müziğinde ferahfeza noktaları tespit etmeye gayret eden gruplardan ilham alan, basın duyurusunda yer verilenlere göre; NASA'dan temin edilmiş dipsiz uzay boşluğu tınısından, plastik kredi kartının yanması sırasında ortaya çıkan hararetli sese, durağanlığı bozan sinyallerin kayıtlı olduğu materyallerdeki bozukluklara kısaca “distrotion” gibi gündelik yaşamda var olup tek başına pek bir şey ifade etmediğine kâni olunan seslerin müziğe dönüşme aşamasında faydalanıldığı, üretimlerle anlam kazandırıldığı, esas yapıyı tamamlayan birer bağlaç haline dönüştürüldüğü deneysellikten beslenen bir müzikal izlek kulağa çalınmakta debut uzun çalarları olan “Mathematics”de.

Dipten ağır ağır yükselen kaynaştırmalı ses kesiti ile ilerleyen, kimliksiz vokallerden destek alarak kaotik bir ağıt halini alan, metal yüzeyler arasına iliştirilmiş melankoliyi son derece iyi bir biçimde irdeleyen “Half-Life Of Happiness”, enikonu sterilize edilmiş clickler ve ambient tasavvurlarına doğru ilerlememizi sağlayan, neredeyse fısıldayan vokallerin devreye girmesiyle beraber güncelliğin daraltımlı yollarında nefessiz kalan bireylerin içinde kopan fırtınaları, kırılganlıkları olduğu ham halleriyle dinleyicinin kulaklarına yansıtan “Broken Little Pieces”, Christian Fennesz, Jacaszek, Deaf Center hatta Machinefabriek gibi elektronika'nın ambient ile harmanında mihmandarlığını yapan proje / isimlerin kayıtlarından mürekkip yansılara haiz olmuş, parçanın derinine inildikçe yavaşlatılmış perküsyon döngüsü ile “space-pop”a ulaşan “Terrain”, içinde bulunduğunuz zamandan soyutlanabilmenizi sağlayacak kadar iddialı, ksilofon ile kotarılmış “dream-pop”altyapı üzerine ismi ile müsemma bir biçimde aydınlanmaya doğru meyil ettiren “Illuminations”, bir süreklilik hali içerisinde durmadan değişimlere gebe bir yaşayış içerisinde olan modern beşerilere değinen, ters-yüz edilmiş vokaller arasına sığdırılmış akustik kesitlerle ilerleyen “Add/Subtrakt”, yayınlamış olduğu Pop Ambient dizisi ile dinlence listemizde yer almış Kompakt etiketinin leftfield toplama albüm dizisinin bir uzantısı olarak değerlendirilebilecek, bilinmez, duyulmazlığı hiciv eden güzelleme “Planting Flags”, müzikal-sözel uyum çizgisini çarpıcı bir biçimde işleyen tasvirlerle buyur edildiğimiz, “Mathematics” albümün de doruk noktası olarak mimleyebileceğimiz; “Invite The Bullets In” ile finale ulaşıyoruz. Renfro ikilisi son tahlilde deneyimlenmesi gereken, dinleyicinin kendi rotasını belirleyebileceği çizgileri keşfetmesine yardımcı olan bir dinletiyi paylaşıyorlar. Hayatın getirdiği gündelik soru ve sorunların yanında hesapta olmayan çıkışlar karşısında da sağlam durulabilmesi için de vesile teşkil eden ilhamın aracılık görevini üstleniyorlar.

Fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya Deuss Ex Machina / Dea Ex Machina ile devam...İyi Haftalar...

Allame-i Ulul Arz’dan Ara Nağmeler
Renfro At Myspace
Renfro Review At Cyclic Defrost
Meltwater Records Official
Meltwater Records At Myspace
Massive Attack Official
Massive Attack Live At Glastonbury 2008
Tindersticks Official
Tindersticks At Myspace
Avishai Cohen Official
Avishai Cohen At Myspace
Philip Glass Official
Philip Glass At Wikipedia
The Herbaliser Official
The Herbaliser At Myspace
The Raconteurs Official
The Raconteurs At Myspace
Sigur Rós Official
Sigur Rós At Myspace
Sigur Rós Videos At Myspace

Not. Parça dizininde yer alan bağlantılardan Proodos'da yayınlanmış olan incelemelere ulaşabilirsiniz.

Enternasyonel Gürül/(tü)Gürül Çağlama Clicks,Cuts,Micro,Id,Neo Galactica,Space Tunes, Indie,Mini-m@l,Textart,64 Bit Konvasiyonel Techno Musikileri-Esenlikle Dinleyiniz.

Her Türlü Eleştiri,Öneri vs .İçin İletişim Kanallarımız;
http://www.dinamo.fm/ -makina10.45[nospam]gmail[dot]com – Makina
Her Pazartesi Gecesi 22:00 -23:00 (GMT +2) arası Dinamo 103.8
---------------------------------------------------------
>>>>>Info Go-R-Sel Endalaust By Soleyja © Soleyja
Renfro Photo Courtesy From

>>>>>Poemé
Dünyada Olmak Acıdır, Öğrendim – Bejan MATUR
Yeryüzündeki tüm kızıl taşlara
Tanrının kanı sürülmüştür.
Bu yüzden kızıl taşlar
Çocukluğumuzu öğretir.
Tanrı, biz çocukken,
Yanımızda dolaşır.
Küpemize dokunur
Ve kolyemize.
Pabuçlarımıza ve kurdelamızın
Kızçocuk olmak kıvrımına girer
Saklanır.

Kızıl bir elbise ve yatak almalıyım,
Kızıl bir yüzük,
Ve lamba.
O zaman olmalı ki,
Annenin zamanı başlar ve tükenir.

Beklemeyi bilen kan,
Taş olmayı da bilir.
Dünyada olmak acıdır. Öğrendim.

Kızıl karanlık
Mavi karanlık
Ve başlangıç
Bir anlamı olmalı ki bunların,
Bırakmaz bizi annemiz ve tanrımız.

Comments