sesli meram 307 -- ակոս

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_307_//_karşı_179_//ակոս

04 mayıs 2021 salı günü yayınlanmış programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
1- Subrix - Gentle (Liquid Brilliants)
2- Subrix - Streets Waves (Liquid Brilliants)
3- Pola & Bryson - Friend (feat. Ruth Royall) (Shogun Audio)
4- Pola & Bryson - Under (feat. Lauren Archer) (Shogun Audio)
5- FX909 - Outsider (Smooth N Groove Records)
6- FX909 - Brunette (Smooth N Groove Records)
7- GLXY - Wild Love (Shogun Audio)
8- GLXY - Stamina Creux (Shogun Audio)

/////arz-i-hal
"1915’ten yüz altı koca yıl sonra, halen her şeyin yerinde saydığına tanıklık ettik geçtiğimiz hafta boyunca. Amerika’da bir devlet liderinin yazılı açıklamasında işaret ettiği bir daha olmasın temennisi gözlerden kaçırılarak ikili ilişkiler masaya yatırılırken, köşe kadılarından hitabet yoksunu eleştiriden çok nefret söyleminin suretleriyle bir koca asır daha heder edilecek ülkede olduğumuz gerçekliği yüzümüze vurulur. Kaleminden bir biçimde nefret ve ayrım dışında herhangi bir kelam çıkmayan çakma solcu yozdilden, iki arada bir derede kaldık biz de ne diyeceğimizi şaşırdık kendine sol partilerin duruşlarına ve nicesinde bir döngü yeniden var edilir. Muktedir ile avenesinin oluşturduğu ol cepheler nefretin ta kendisinden el bulan milliyetçi faşist hezeyanlar kümesine eklenmiş çıkagelen her tahayyül bir inkar cephesi kadar kesintisiz bir ayrım hattını da var eder.

Burası bir hayat imine yer verilen, eksiği, yarası, gediği ve ilerisine dair sözün, ikrarın ve düşünmenin imkansız kılınmak istediği bir yere döndü, dönüştürüldü. Mesele ithamlar ve onlarla birlikte çıkagelen bir Ermeni nefreti boyutunu çoktan geçti. Oysa 1915 mihenk taşı bir anlamda, bu topraklardaki Ermeni, Süryani, Rum, Kıpti, Pontos, Keldani, Arap ve Türk Hristiyanları, Kadın ve Çocuklar ve engelli için bir sınavın, o kimliklerin yanında Roman ve Eşcinseller için de yani genel anlamıyla İttihat ve Terakki’nin burada yaşamasına müsamaha göstermediği ve kurucu iktidarın da defaatle benzeş kıldığı bir hat bu memleketi kuşatır. Bu kuşatma daha kaç zaman, kaç sınav, kaç ayrım ve kaç inkarı barındıracaktır. Bugünün ülkesinde, birkaç on binlere sıkışmış öteki sanılanların acılarını gündelik bir polemik konusu, aklımıza düştü bugün de yaralarını kanatalım, tarihi tarihçilere bırakalım ama biz her şeyi söyleyelim diye buyuran bir cenah karşısında bütün bu yalıtım aşılabilecek midir?

Bir günce hasıl oluyor. Her alanda -yalıtılmış bir memleket tahayyülünü gerçek kılmayan ant içmiş aklın tezahürler dört yanı kuşatıyor. Beri yanda da yaralar var, görülmesi ve sahiden de anlaşılması gereken “sözde” diye geçiştirilen, yoktur, olmamıştır bahsilerinde ezilmek istenen birer hakikat. Sırtta taşınan yükün ağırlığı çoğaldıkça bugünün ülkesinin de dünü gibi olduğunu artık afaki bir biçimde görüyoruz. Genel geçer değil doğrudan ve daimi bir bütünlük içinde inkar sabit kılındı. İttihat ve Terakki Cephesinin yargılandığı bir sahadan, bugün hepsinin adına mersiyeler düzülen, sokaklardan okullara isimleri taşınmış olmasından gurur duyulan bir yere evrim yalıtımı gösteriyor. Kaybedilen kaybedildi çoktan artık birbirini duyabilecek olan son kuşaklar da bütün bu gümbürtü içerisinde yine, yeni ve yeniden ayrılıyor. Birbirini duyamayanların, göremeyenlerin, hissetmeyenlerin ol yaraları anlamaları, birbirinde sözü tamamlamalarına imkan ya da ihtimal var mıdır? Tükeniş zembereğinden boşalırcasına güncellenirken, fıtrat kılınmış kötülük artık bir iktidar haline dönüşmüşken, öyleyken ama böyleyken, gidişat nice olur? Çete reisleri def edilmiş buyururken, dün ortak acıdan bahseden bir şahsiyet, ortada olan ve hakikatteki ol zamanın devletinin bel kemiğini oluşturan düşün, siyaset insanları ile gündelik hayatların çalındığı bir karanlık ile yüzleşmek ne zaman mümkün olur? Yalıtılmışlık, 24 Nisan’dan bu yana aralıksız güncellenen nefret siyaseti bunca capcanlıyken, kim fark edecektir tüm o “güvercin tedirginliğini” sahiden kim görecektir, yarayı? Meram eylediğimizdir. Bütün bu katran karanlığı içerisinde bunca inkar, bu kadar nefret, bir o kadar yıkımla tek bir iyi güne, yüzleşilmeden geçirilen onca zaman sonra kaybedilecek bir asra daha lüzum var mı sahiden var mıdır? Meram eylediğimizdir." sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları her salı akşamı 21.00-22.00 saatleri (gmt+3) arasında karşı radyo'dan iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on yedi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Տափան -- Դանիել ՎԱՐՈՒԺԱՆ (1884 - 1915)

Տափա՛ն, տափնե, կոշտերն հարթե,
Թաղե ցաներն հողին մեջ.
Ցորենն` ոսկի, սերմն հակինթ է`
Երբ միանա հողին գեջ:

Տափա՜ն, թևերըդ տարածե,
Գրկե արտերը հուռթի.
Հերկն աննըվաճ ալիք մըն է`
Զոր կ՚անդորրես դուն հեշտին:

Տափա՛ն, տափնե, կոշտերն հարթե,
Փակե բերանն ակոսին`
Ուր ամեն մեկ ցորեն սաթ է.
Թող սարյակներ չը տանին:

Տափնեց տափանն, հարթեց կոշտեր,
Հըղկեց անդերը անհուն…
Այժմ հողին տակ կ՚ուռին հունտեր`
Ինչպես ծիծերն ուլերուն:

Comments