sesli meram 393 -- լռություն

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_393_////լռություն

24 ocak 2023 salı günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Digital Altair - Solar (Omni Music)
02. Digital Altair - Gale (Omni Music)
03. Stimpy - Weekdays (Fokuz Recordings)
04. Stimpy - Well Well (Fokuz Recordings)
05. Joakuim - Coldtones (Repertoire)
06. Joakuim - La Selva (Repertoire)
07. Echomatics - Move On (DNBB Digital)
08. Echomatics - Cyber (DNBB Digital)

/////arz-i-hal
"Kemal Kurkut, gazeteci Abdurrahman Gök’ün vizöründe kilitlenmiş olan kareler sayesinde bir terörist olarak anılmaktan alıkonulur. Bütünüyle yaşama düşürülmüş ola gelen o tehdit / tahakküm mekanizmalarının, bir bayram / mücadele günü genç bir insanın canını çalabilme konusundaki ısrarının utancı da o fotoğraflarda görünür kılınır. Belgeniz nerede diye sual edenlere, Kürd sorunun temsili değil doğrudan bir ifşası söz konusudur ol resimlerde. Abdurrahman Gök, MLSA Türkiye’den Deniz Tekin’e aktarımını da bir kez de buradan iletelim: “Gazeteci Gök’ün mahkemede tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde olay anında çektiği fotoğraf karelerinin polislerce silinmeye çalıştığı ortaya çıktı. Olay anında çektiği 28 fotoğraf karesini delil olarak soruşturma savcısına veren gazeteci Gök, olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı: “Genç şahıs vurulduktan ve polisler başına toplandıktan sonra polisler beni fark edince çektiğim fotoğrafları makinemden sildireceklerini düşündüm. Hafıza kartımı çıkarıp hemen arka cebime koydum. Akabinde bir polis memuru yanıma gelerek bana ‘makineni ver, amirim seni çağırıyor’ dedi. Çağırdığı kişinin yanına gittiğimde bana olaydan görüntü alıp almadığımı sordu. Ben de henüz hazırlık yaptığımı, fotoğraf çekmediğimi söyledim. Ancak bana inanmayarak makinemin içini açmamı söyledi. Ben de açtım. İçerisinde hafızda kartımın olmadığını gördü. Ekranda da hafıza kartı yok yazısını görerek teyit etti. Çantamdaki kartları çıkarmamı istedi. Onları da çıkardığımda boş olduklarını gördüler. Çıkardığım kartlara format attılar. Ancak üzerimi aramadıkları için pantolonumun arka cebindeki hafıza kartını bulamadılar.”

Gök sözlerine şöyle devam ediyor: “2017 Newroz’unda Kemal Kurkut’un gazetecilerin gözü önünde polis tarafından kurşunlanarak öldürülmesi benim için bunun en açık örneğiydi. Kemal’in vurulmasından sonra Diyarbakır Valiliğinin alelacele yaptığı ‘canlı bomba’ açıklaması, basının pozisyon belirlemesi için verdiği bir talimattı. Ve nitekim halka değil, iktidara sadakat ile bağlı olan tüm gazete ve basın yayın kuruluşları bu talimatı harfi harfine yerine getirdi. Bunu yerine getirmeyip gerçeği yazanlara bedeli ödetildi ve halen de ödetiliyor.”

‘Fotoğraflar yayınlanınca bu süreci yaşayacağımı tahmin etmiştim’

Kendisine yönelik baskıların nedenin Kurkut cinayetine dair fotograf kareleri olduğuna işaret eden Gök, “Tabii ki kamuoyu hakkımda açılan bu soruşturmaların ve davaların Emniyet Müdürlüğü ile Diyarbakır Valiliğinin açıklamalarını yalanlayan, kendilerini suçüstü yakalayan Kemal Kurkut fotoğrafları nedeniyle olduğunu düşünüyor. Ben de öyle olduğuna inanıyorum. Zaten o fotoğrafları yayınlayınca bundan da ağır bir süreci yaşayabileceğimi tahmin etmiştim. Fotoğrafların yayınlanmasından sonra her ne kadar sanık polis hakkında dava açıldıysa da, sanık polisin hala görevinin başında olması, nasıl bir kararla karşı karşıya olacağımızın da habercisi. Ama ne olursa olsun gazeteci yeter ki bir olaya ışık tutsun, insanlar o ışık sayesinde eminim yollarını bulacaklardır. Tıpkı iktidarda olanların bu fotoğraflar nedeniyle kamuoyunun vicdanı nezdinde mahkum olduğu gibi” ifadelerini kullandı.” (İstinaf Mahkemesi, Kemal Kurkut cinayetini fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök'e verilen 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis cezasını onadı. 12 Ocak 2023)

Kendini her nereye kadar tekrardan var edebilir ki hukuksuzluk. Her şeyin yalın, apaçık bir biçimde cürme çıktığı bir menzilde, onca bağır çağır çıkagelen şiddetin, yok etme hal ve isteminin bunca detaylandırılmış olagelen katillerin ifşasından, düzenin Kürd halkına yönelik tavrının ta kendisine her şey bütünüyle hukukun üstünlüğünün çiğnenmesini artık bildirir. Mübalağalı cümleler, imalar barındıran göndermeler, suçlu addetmek için Kemal Kurkut’u olmadık çıkarımlar, hep bir biçimde yeniden imal olunan nefret sembollerinden bir kere daha hukuksuzluk mefhumunun nasıl biçimlendirildiği artık çok daha belirgin olur. Bugünlere gelene kadar hiçbir biçimde hesabı verilmeyecek olduğu itiraf olunan bu kaçıncı kırımdır. Dersim Tertelesinden, Bakur Kürdistan’ında hayatın her anlamda yerle bir edilmesine bir süreklilik dahilinde icra edilen yok etme hamlelerine kimin, hangisinin hesabı verilebilmiştir. Yakın tarihin, Maraş katliamından, Sivas Madımak’ına, Roboski’nin ortasında var edilen can pazarına, Cizir bodrumlarında katledilmiş yüzün üstündeki insandan, 2015 abluka günlerinde yerle bir edilmiş bir bölge(!) gerçekliğinden daha nelerden ve ne hallerden hangisinin hesabı verilmiştir. Bütünüyle, engellemeler tüm o itiraz haklarının yerle bir edildiği günceler, ardılı sıra boşa düşürülen dosyalar, izleri de neye doğru var edildiği sorgulanmayan nice hamleyle karanlığın güncellenmesi, iyi de her nereye kadar? Kemal Kurkut, devlet dersinde katledilmiş kaçıncı kurbandı? Yönelimini bir menzildeki yaşamı / yaşatmak üstünden değil tüketmek / gasp etmek / yok etmek vb. ile kurmaya devam diyen bir ülkenin tek bir iyi günü söz konusu olur mu. Bunca cerahatin ortasında hayatın istikameti, o yaraların yükünün ağırlığı altında sahiden kalakalan yer / yurt değil mi, sahiden değil mi? Nereye kadar keder coğrafyası bir kader kılınacak, daha nereye…" sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on dokuz yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

//poemé
Աշունքենի -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Հավքը առաջվա նման սրընթաց
Փորձեց ճյուղերի միջով ներս գնալ,
բայց շյուղը բռնեց,
        շյուղը անտերեւ,-
հավքից մի քանի փետուրներ թռան...

Հին աշունքենու այտուցված միրգը
(չարդը կտցել էր մի վայրկյան առաջ),
փորձեց գլորվել,
        խոզան էր խոտը.-
ինչ-որ չոր փշի ցից ծայրին մնաց...

Բյուր տարվա ճամփան խաշամի միջով
ուզեց հենց այնպես, մի քիչ թափառել,
կորցրեց ինքն իրեն
        ու մնաց շվար.-
մի ճամփորդ է պետք՝ որ իրեն գտնի...

Աշնան գույներից ելավ կարմիր ձին,
փորձեց վարգով գալ՝ ամուր էր բռնել
հողը ոտքերին...
        Մի վերջին տերեւ
ոտնահետքի մեջ զմռսվեց ցեխում.-
կնիքն է աշնան...

Comments