sesli meram 397 -- միջամտություն

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_397_////միջամտություն

21 şubat 2023 salı günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Leon Switch - Into The Deep (Kuro Records)
02. Leon Switch - The Fear (Kuro Records)
03. Hubwar - The Fantom Max (Noizion Records)
04. Hubwar - Lights In Shadows (Noizion Records)
05. Joe Big - Silent Night (feat. Basura) (Too Much Collective)
06. Joe Big - Papillion (Too Much Collective)
07. Khromi - Waterfall (Sound In Picture)
08. Khromi - Night Owl (Sound In Picture)

/////arz-i-hal
"Bir karanlığın ortasına demirliyor memleket. Tümüyle var edilmiş olan şeyin bir yıkımın en olmadık tezahürlerini bünyesinde barındıran, sürekli güncellenen bir mefhum olduğu bugün şu raddede daha da belirgin kılınıyor. Yolun, yordamın mahvedildiği, hayatın tüm anlam ve muhteviyatının yağmalandığı bir zeminde dahi düşmanlık Halkların Demokratik Partisine yönlendirilmekten eksik kalınmıyor. Yardımların gasp edilmesine teşne olabilecek kadar nasıl kötü olunabilir ki sahiden? Bütünüyle, doğrudan bir yaşam akdinin yıkıma terk edildiği yerde, o felaket sonrasında kurulmak istenen dayanışma köprülerine de dinamit koyarak, engelleyerek, gasp edip, hedef kılarak bir kere daha yara konuşulmasın istenir. İyi de bu hallerin yekununda Türkiye’nin karanlığı daha da belirgin olurken nereye kadar riya, daha nereye kadar eza, kötülük ve yıldırı!

Bile isteye bir kötülüğün nasıl yükseltildiği, kalıcılaştırıldığı zemin karşı karşıya bırakılan / terk edildiğimizdir bir kere daha. On dört koca gün geçtikten sonra, ekranlardan şatafatlı bolca atmalı tutmalı yardım görünümlü pastadan pay kapma / biz de partiliyiz çıkışlarının var edilebildiği, akp için bir kamuoyu yoklamasına dönüştürülen o katran karası geceyi de hesaba kattığımızda, kaç kere daha yıkım var edilebilir ki bu sathı mahalde? Her şeyin lafta kaldığı bir ülkenin hakikati bir yandayken bir de “bitimsiz” kötürüm halin, kötülük teşebbüsünün muteber kılınmasının yarası çıkageliyor hala ve hala. Dönüşümsüz, hemen hiç düzelmeyecek olanın sadece depremle değil, onun karşısında kağıttan kale kılınmış olan evlerden, buna müsaade gösterenlerden bugün yönetim katının imar aflarına çokça bahsi dahi açılmayan hamlelerle hep tekrar olunan bir gerçekliktir mesele. Yıkım halinin ortasında evlerinde kalakalan canları için teşebbüs edenlere, o yok, bu yok diyerek burun kıvıranların var ettikleri iki utancı da şuraya ekleyelim: “Hatay’da kaybettiğimiz kuzenlerimize önce saatlerce kimse gitmedi. Sonra afad geldi kepçe yoktu afad gitti. Sonra kepçe geldi afad yok diye müdahale edemediler. Böyle köşe kapmaca oynandı. Anne baba ve çocuk, kaybettik. Geride 25 yaşında gencecik kızları kaldı tek başına.” “Sanki eve tesisatçı gelmiş de tornavida ister gibi biz buraya giremeyiz kepçe lazım diyorlar. Sokak sokak arayıp kepçe bulup getiriyoruz bu sefer ekip yok diyorlar. O yok bu yok neye geldiniz ağam o zaman ben nerden bulucam sana iş makinasını” Bir cehennemi tahayyüle terk ediliyor ülke bir kere daha. Değil on dört gün, değil bir ay, kaç sınama, kaç zaman sonra bu hallerin farkına varılacaktır? Böyle bir toplamla, bu kadar afaki bir nefret, o kadar yalın bir ötekileştirme, acının bile süreyle karşılandığı, beklendiği, sonrasında da tastamam unutturulmasına çalışılan bir zeminde neyin normaline dönülecektir, Normali hiç kalmış mıdır, şu sahnenin! Soruyor musunuz…" sesli meram

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on dokuz yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

//poemé
Հեռավոր Զանգ -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Ուր էլ լինեին,
Երեկոները հավաքվում էին,
Թառում շահ ծառի կանաչ ճյուղերին,
               Գովերգում նրան,
Իրենց ծիվ-ծիվը փորձում աշխարհի
Ամենաքաղցր երգերի վրա։
Իսկ երբ խավարը
Թանձրանում էր, ու գիշերն էր գալիս,
Նրանք կողք-կողքի քուն էին մտնում՝
Պահված սոսափող տերեւների տակ։
Այսպես՝ ամեն օր։
Բայց աշուն եկավ,
Շահ ծառի վրա տերեւ չմնաց,
                Մերկացավ ծառը.
Եվ էլ իզուր էր
Ամեն երեկո սպասում նրանց.
Թռչունները վաղ մոռացան նրան։

Comments