sesli meram 418 -- մեկուսացնող

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_418_////մեկուսացնող

24 temmuz 2023 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Seba & Paradox - I'll Wait (Seba & Paradox)
02. Seba & Paradox - Amara (Seba & Paradox)
03. Bungle - Crowded (Influence Records)
04. Bungle - Ascension (Influence Records)
05. Logistics - Dawn Treader (feat. Solah) (Hospital Records)
06. Logistics - Faded (Hospital Records)
07. Greekboy - Transcendental Mantra (feat. Tim Cant) (Soul Deep Exclusives)
08. Greekboy - Crystalize (Soul Deep Exclusives)

/////arz-i-hal
"Hukuki olanın lağvedilip yerine ikame edilmiş kural tanımazlığın her neye tekabül ettiğini son kertede doğrudan bildiren bir eylemsellik ile Cumartesi Anneleri, İnsanları haksız kılınmak isteniyor. Toplumsal devinimini şiddetle var eden bir siyasetin, yargıyı kaile almadığını, dahası kendi varlığını da tescilleyen, bir biçimde olur veren kurumun kararını da hiç addettiği bir yerde meşum h.zengin nam kolluğun çeteleşmiş şiddetiyle, aralıksız gözaltı kararlarıyla, duraksamayan direnmeyen insanlara dahi ters kelepçeden, kendilerini takip eden gazetecileri de kapsayan bir işkence erimini sürekli kılarak hakkın üstü çiziliyor. Devlet, kamunun hakkını savunmak bir yana, kendisinden görmediklerine hakkı da hukuku da yok addederek her hafta başka bir çeperden yıldırıyı var ediyor. Tüm o terör kisvesinin aslında nasıl da devlet eliyle biçimlendirilen, sorgusuz, sualsiz varlığına çabalanan bir mesele olduğu bir kere daha kayıplarının akıbetini soranlara uygulananlarla belirgin kılınıyor. Hukukun, adalet makamının, barolar birliğinin, avukatların, insan hakları savunucularının, kayıp yakını insanların, hesap vermesini bekledikleri devletin ol kestirmeden hesap diye var ettiği şey daha kalıcı derin yaraları imal etmek oluyor. Diyet isteminin tükenmediği, biat etmeyene hakkın verilmediği, daha yakın geçmişte bizzat o baş efendinin ağırladığı insanlara sorgusuz sualsiz hakkın teslim olunmadığı yerde hayat zaten başlı başına eksiktir. Hayata değerinin zamanında verilmediği zemindeki her günün bir kere daha cehennemî olana dönüşümü, rehin kılınması hakikattir. İyi midir böyle, daha nereye kadar!

Hayatı değerli kılan şeylerin yekten çürümeye terk edildiği bir zeminde sorgusuz, sualsiz bir yıkım gündelikliğin sınırlarından çoktan girmiştir. Dönüşümünü mutlak zorbalık hali ve istemini savunarak var edebilen, Türkiye halklarının yarısından onay alamamış olanın verdiği istikamet, bir yeni yüzyılı değil tastamam bitmemiş olagelen dünün yüzyıllık hal ve serüveninin tekrarını ihtiva eder. Hem sosyolojik hem ekonomik bir darboğazın varlığı aralıksız güncelliği hem de artık zıvanadan çıkmış olagelen bir tehdit mekanizmasının ta kendisinden mülhem yönetim anlayışında hayatın mutlak biricikliği tarumar ediliyor. Gemi su almış, geleceği karanlıkmış, yarının neleri getireceği muammaymış gibi pek çok evrenin aşıldığı, göz ardı edildiği bir zeminde hayatı değerli kılan her şey tarumar ediliyor öyle ya da böyle. Bir menzili, toprak parçasından ev, sahiden yaşanan bir yer kılabilen o hal ve ihtimallerin çöp kılındığı bir zeminde her ne anlatırsak anlatalım, yaşayanların var ettiği, sınandığı her evre her şeyi gözler önüne seriyor artık. İstemsiz değil, bile isteye bir katran karanlığında hiçbirimiz için en ufak bir ehveni barındırmayan bir sarmal güncelliğe kavuşturuluyor. Bunca badirenin ortasında hayatın anlamını sahiden unutmadan yola devam edebilecek mi şu ülkenin sıradanları meselemizdir. Gidişatın her neyi, her ne şekilde kötücüllük dolu bir istikameti bütünleştirdiği gözler önündeyken sahi fark edilebilecek midir, hayatı biricik kılan meseller. Ona sahip çıkabilecek midir sıradan insan meselemizdir. Sorgular mıydınız…." sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız on dokuz yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------
/////görsel///// untitled: lee killust: sohu

//poemé
Նովել -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Եվ նվագը հալվեց դանդաղ,
Եվ նվագն ինձ խառնեց իրեն.
Ինձ պարի մեջ գտա հանկարծ
Ու խորացա ես պարի մեջ՝
Այնքան, այնքան,
Որ ակամա դուրս մնացի
        Այդ նվագից,
        Եղանակից...
Պարում էի մեն-միայնակ։
Եվ մի նվագ չկար, ավաղ,
Որ հաշտ խոսեր իմ պարի հետ։
Հլու՝ սրտիս հոգս ու հրին,
Կրակներին,
Կարոտներին - չնժարվող,
Պարում էի... անեղանակ։
...Դամ պահողը վերջում ժպտաց
          Ներողամիտ.
- Նվագի տակ ռիթմ ու տակտով
Պարելն, ախր, ի՞նչ մեծ բան է,
Որ սովորել չես կարենում...

 

Comments