sesli meram 439 -- անդադար

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_439_////անդադար

18 aralık 2023 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Archangel - The Witching Hour (Fokuz Recordings)
02. Archangel - Sound Of Silence (Hiraeth Remix) (Fokuz Recordings)
03. Qumulus - Lullaby (feat. Leniz) (Fokuz Recordings)
04. Qumulus - Breathe (Fokuz Recordings)
05. Flaco - All Night (Five Alley)
06. Zar - Memory Lane (Five Alley)
07. Marcus Tee - Take Your Time (Default Recordings)
08. Marcus Tee - You'll Never Find Tomorrow (Default Recordings)

/////arz-i-hal
"Bir tortu kalıyor geriye. Türlü çeşit badirenin, bir dolu kötülükle birlikte işlevselleştirilen, her türden tahakkümün birlikteliğinde, aralıksız var edildiği bir zeminde bir tortu kalıyor işte geriye. Tümüyle karanlığı göstere gelen bir tahayyül toplamı karşımıza çıkartılıyor. O memleket sahipliliği konusundan, bu sahnedeki tek söz sahipliliği konusuna müşterekler mefhumunun köküne kibrit suyu dökülmesinden sonra geriye bir tek tortu kalıyor. Erkanı devletlinin suna geldiği istikametin bir cerahatten ötesi olmadığı bilinmesin isteniyor. Bir kesif kokuşmanın ortasında dımdızlak kalakalıyor koca menzil. Bir yerin yaşatma idesini taşımasından feragat etmesinin zemin taşları döşeniyor. Alenen dört bir yanda bu hezimet halinin bambaşka ögeleri sarıp kuşatıyor ülkeyi, çıt çıkmıyor. Başını kuma gömenler tüm o yaşama düşürülen gölgelerin imalatçıları ol sessizliği çıkarları için var edenler vesair ile bir ve beraberce cinnet bir yer, vatan imgesi diye pazarlanmaya devam olunuyor. Hemen her durumda geriye koca bir tortu kalıyor.

Bütünüyle yaşam mahvın eşiğine taşınırken, cürüm cürümleri kovalarken, yarınsız bir hal ve temsiliyet içinde debelenirken umut kalmış gibi davranılıyor. Muktedirin avaz avaz bir hışım savunur göründüğü söylemlerinin kenarında bir iyileşme söz konusu değildir. Yalın ve gerçek bir iyileştirme mevzu değildir. Kötülüğü bir normatif kılıp, istikametini hep bet, daima fecaatten mülhem kılan bir aklın suna geldiği her şey o tortunun her nasıl biçimsiz bir hali muştuluyor olduğunu örneklemektedir. Binbir türlü yıldırının, aralıksız bir biçim ve istençle sunulagelen cerahat toplamının gözetiminde bir yerdeki yaşama ihtimallerinin her nasıl sıfırlanmaya devam olunduğu mesel olunmasın istenir. İyi de müşterek hiçbir ses, sözün / eylemin üstüne düşülmeyen bir yerde, bunlardan da feragat edilecekse hayat neye tam olarak tekabül etmektedir. Ağır, kesif bir kokuşmanın bağrında savunulanlarla birlikte ortaya çıkan cerahat imgesinin yaşama gailesini nasıl sekteye uğrattığı meselesidir az biraz da o tortu, yapış yapış dibine çekildiğimiz bataklığın yeni ülkesi. Ülkeyse şayet o sahne!" sesli meram

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Անդարձություն -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Բուրմունքը թեւեր ունի, եւ վարդերը թռչում են,
երկինքը երանվում է, իսկ ես, որ
չգիտեմ՝ ով եմ, տխուր եմ։

Անշուշտ, թախիծ կա նրանում, որ վերջին
երամը թեւում-գնում է։
Որ ջլատվում-ջնջխվում են լեռնաջրերը
ուշ հեռաստաններում։
Որ քարերին համակել է
անթռչելիությունն էլեգիական։
Որ մարող շշուկները սեւով են
բուրում խավարի մեջ։
(Թեպետ սեւը
Ճապոնիայում ուրախության նշան է, իսկ
Եգիպտոսում՝ վերածննդի,
գուցե՝ եւ պտղաբերության)։
Որ հայացքդ ոչ թե նայում է, այլ ինձ
զանցառում է այնտեղից, որտեղ
հազար տարի է՝ կանգնած եմ ես։
Որ չի հարմարում ժպիտը
կորսյալ ձեռքերիս։
Որ ժողովրդին հաղթած իշխանություններն
իրենց անպարտելիությունն են խրախճանում
մոլեգնաճառ։
Որ ես իմ մեջ ամենահեռաբնակն եմ։
Որ մազիս մեջ դրված թաքնասարքերը
ուռկանում են մտքերս։

Որ մանկության աղբյուրներն աճումնաձիգ ու զինական
տղաներին այլեւս չեն այցելում, թեկուզ՝
վերկացի վաղորդաժամերին։

Որ շնչիս մեջ մոմը մի քիչ ուշ
բոցկլտաց՝ երեքը հենց մեկն է։

Որ միմիայն երեխաներին չի տրվում
թագավոր ընտրելու իրավունքը
(մինչդեռ հենց նրանց պիտի վստահվեր դա)։
Որ ամեն մարդու ուսի անտանելի
մի սարկոֆագ կա՝ եթե
նա անգամ պարում է իր հարսանիքում։
Որ ջարդված նավի միջից ոչ ոք
չի կարողանում ծովը հանել։
Որ առաջին քայլը միշտ վերջին է՝
որպես առաջին։
Որ թափուր սրտերը չեն կարող ծառայել՝
գոնե որպես կավե ծաղկամաններ։
Որ անստվերական իմ հոգին տրտմում է՝ շատ կարեւոր
ինչ որ մի բան միշտ շրջանցող պտույտներից
երկրագնդի։
Որ արեւը թերամտում է, եւ միայն
մրջյուններն են վստահ իրենց քայլերի մեջ։

Երբ խոսեցիր՝ ես զգացի, որ ձայնը
նույնպես բուրմունք է ունենում,
թեեւ զուր եմ շարունակ ինչ որ կետեր
որոնում հեռու երկնքում.
վաղուց վարդերի երամները չվել-անցել են։

Բայց չի՞ թվում, այնուամենայնիվ, որ
ետ մնացած մի կանչ դեռ կախված է օդի մեջ։

Comments