sesli meram 452 -- նախորդ

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_452_////նախորդ

25 mart 2024 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Delta - HR Request (Locus Sound)
02. Delta - Spun (feat. Coza) (Locus Sound)
03. Teffia - Givenchy (D-BLK)
04. Teffia - Icebreaker (D-BLK)
05. V.I.V.E.K - Voices (System Music)
06. V.I.V.E.K - 108 (System Music)
07. Blocklab - Alarm Room (White Peach)
08. Blocklab - Basement (White Peach)

/////arz-i-hal
"“Özgürlükle ne kastettiğimiz konusunda açık olmalıyız, zira özgürlük başından beri, bireye ait olan serbestiyle aynı şey değildi, toplumsal olarak koşullanan ve toplumsal olarak paylaşılan bir şeydi. Özgürlük, hayatın belirli bir toplumsal ve siyasal örgütlenişinin sonucu olarak kazanıldığı için, diğerleri özgür olmadığı sürece hiçbir insan özgür değildir.” Wendy Brown - Eleştiri Seküler Midir? - Açılım Kitap

Sınırları afaki kılınmış bir yaşamsal pratiğin / hayatın temel odaklarından birisi olarak var edilen özgürlüğün nasıl da laf kılındığını sorgulayan bir meram ortadadır. Wendy Brown, çağın var edilmiş bir salgın gibi ötekisini def etme alt etme çabalarına karşı sözün bizatihi eylemin nasıl da yaşamdan yana kurulması gerektiğini göstere gelir. Erk, muktedir pratiği olarak nakşedilmiş olagelen tahakküm olgusunun, tehdit / terör / taciz üçlemesinin arasız, fasılasız her güne içkin addedildiği bir zeminde, öteki sanılan özgür kılınmadıkça kimseyi özgür olarak göremeyeceğimiz bir dünyanın binasına devam olunuyor. Ne yol, ne izan, ne anlam, ne yön, ne tek satır açıklama. Tümüyle afaki bir biçimde bütünüyle çitlenen, sınırlı ve her günü muğlak bir özgürlük kırımının orta yerinde yaşam mahvedilmeye sevk olunur artık. Tümüyle kesintisiz bir halde tahakküm veçhesi imal edilirken toplumsal ve siyasal özgürlük metaforu da yerle yeksan edilir. Ötekiler yeniden kamusal olarak addedilen sınır dışına itilir.

Birbirinin aynısı, yekpare bir ezberden meram eyleyen, baş efendi ve baş faşistin ortaklığı dahilinde sunulmuş olagelen şeyin de aşağı yukarı bu minvalde bir toplamı imal ettiğinin altını çizebiliriz. Özgürlük mefhumunu sınırlandırırken, bununla bir gelecek tahayyülünü imal ettiğini, kimselerin ne fikrine, ne yaşam görüsüne karışmadıklarından bahis açarken bir yandan da en olmayacak şeyleri olur addeden, tüketen, yıkıcı ve özgürlüklere kastın her ana pay edildiği bir memleket bina olunur. Tümüyle seçim sathı mahallinin var ettiği açıklardan da feyiz alarak yinelenen bir tahakküm şeceresi hakikatimiz kılınır. Gün aşırı, iki miting, onlarca farklı mekanda zikredilen onlarca bahisle bir memleketteki yaşamak olgusunun talan edilmesi, özgürlük mefhumunun da sınırlı bir kesime ait kılınmasının yolu açılır. Ak parti iktidarının sunduğu, faşistler ve kendisinin laciverdi olagelen küçük tefek partilerin fundamentalist, kati ve kötücül eksenlerinde cirit atan bir tahayyül gerçek kılınır. Demokrasi sizlere ömürdür bir kere daha." sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Մորմոքների Հոգի -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Մութն այնքան սեւ է, թվաց թե՝ երբ
դուրս գանք դեպի լույս,
մեր երեսներին մթամուր է երեւալու։

Քարի շնչառությունը
օդը տաք է պահում։

Հեռուն, որին այդպես էլ չհասա, պարզվում է, ոտքիս տակ է, իսկ
ամենափոքրիկ թռչնակի՝ կոլիբրինի երկինքն ավելի մեծ է լինում հաճախ,
քան կարող է լինել երկինքը բազեի։

Ընկուզենու խշշոցների մեջ նահանջում են ամպերն ու գիշերը,
եւ բաց արմատները այլեւս չեն վիճում
մտերիմ քարերի հետ։

Ես արտագրում եմ խոտերն ու ստվերները,
ես արտագրում եմ քարերն ու բոլոր ձայները,
ես արտագրում եմ հավքերը եւ երկինքը, մեծ ու փոքր
ճանապարհները, ջրերը, աչքերը, հորիզոնները։

Խոսքը այնպես է հնչում, ասես Շան Որդին կանգնած է մեր Եխծուն տափի
թխկենու տակ,
Քիրսի մի լանջին, ուր աղբյուրները գալիս, գտնում են իրար,
ուր պսպղում է, հեռու-հեռու հորիզոնում, մայր գետն՝ Արաքս։

Եվ վրձինը,որի ծայրին լույս կա մոմի, չեմ ուզում
ցրի մութը,
քանզի այնտեղ ապրում են երազները։

Մարել են ծնկածեծ տվող քամու փնթփնթոցները
փտած կոճղի մոտ։ Իր իսկ բացած
հունի հետ՝ անհամերաշխ առու, որին պատել է
աներգությունը։ Մորմոքների հոգի։
Դեպի գագաթը լեռան միայն մի ուղի կա, դա թեւն է հավքի։

Թեպետ ձայն չկա,
չկա եւ լռություն։

Մինչեւ իմ ծնվելը եղել են այս լեռները եւ գեղեցիկ է,
մանավանդ, նրանց շարահյուսությունը,
բայց ես կուզեի իմ ձեռքով ստեղծված լեռներում ապրել, անգամ՝ մահից հետո։

Խավարը խփում է դեմքիս եւ
իմ թիկունքում
ձգվում է ստվերս՝ ամբողջովին լուսե։

Comments