sesli meram 455 -- մտահոգիչ

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_455_////մտահոգիչ

15 nisan 2024 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Jebar - Feel Desire (Jazzinspired Remix) (Liquid Brilliants)
02. Jebar - Things To Distress You (Jazzinspired Remix) (Liquid Brilliants)
03. Subreachers - Jellyswim (Vibez' 93)
04. Subreachers - Labrea (Vibez' 93)
05. Tov Kru - Operation Opera (Myor)
06. Tov Kru - Thracia (Myor)
07. Tim Reaper - Lucky Go Happy (Myor)
08. Coco Bryce - Down The Way (Myor)

/////arz-i-hal
"Seçim tahayyülü öyle ya da böyle bitti. Genel geçer bir tahayyülün değil Türkiye siyasal sahnesinin her nasıl bir cendere içerisinde mutlak sağcı bir söylemle, fundamentalist bariz bir hat üstünde biteviye sınanması karşısında bir kez daha dur denilir. Muktedir kanadının o mesajı aldık çıkışının paralelinde, daha cümlenin noktası konulmadan baş efendinin bir biçimde kazandık, daha güçlü kazanacağız meydan okuması geçen haftaya damga vurur. Bir biçimde soluk aldırmaya dahi müsamaha göstermeyerek olduğu gibi katran karası bir menzilin yönetim katının yeniden bildiği, hep ezber ettiği güzergahtan yoluna devam, işi ve gücüne odaklanıyor görünürken hayatlarımızın çanına ot tıkamakla meşguliyetlerinin sürekliliği ile karşılaşılır. Otoriteye mutlak itaat dışında hiçbir şıkkı var etmeyen, bununla ilgili herhangi bir düzenlemeyi var etmeyen, sordurmayan bir “kepazelik” süreğen kılınır. Muktedir elinde tuttuğu güçle, yaygın medyada esir ettiği kimi temsillerle, kanaat diyerek köşelerinden çapraz ateş aman iktidar gitmesin diye dövünen tiplemelerle birlikte, sokağı kapsayan umudu da heder etmek ister. Tümüyle on kısa günün sonunda ulaşılan yeni ülke seçim sonrasındaki müşterek bir uzlaşma halini değil tam tersi bir istikametteki ayrımcılık halini önemser / önceler. Akp siyasetinin / baş efendiyle temsil olunan memleket pratiğini bir kere daha cendereye alıp / kötülükten yana inşa etme sürecine devam olunur.

Tümden gelişigüzel serpiştirilmiş bir tahakküm veçhesi, bunu tamamlayan bir tehdit hali, ardıl sıra yinelen bakın bizi seçmediniz akıbetiniz nice olacak çekin / birbirinize çektirin gibi nicesiyle bir sarmal güncellenir. İktidardaki yirmi bir koca yılın ardından çıkagelen o ikinci uyarının akıbeti de güvenlik edimi, yıkıcı ekonomik parametreler, nasılsa koltuğun ta kendisi bizde kıllık da bizde anlayışıyla bütünleşik bir mahvetme retoriğini toplumun tüm kesimlerine dayatır. Ezberci baş efendi, baş faşist ve beraberindeki zümrelerin emir eri diye tanıtılan kolluk kuvvetinden bakan / gören diye bildirilen sınıfın enselerini iyice kalınlaştırıp koltuklarında kaykılıp dururken var ettikleri incilerin ışığında on kadar günde ümidi derdest etmek mümkün kılınır. Bayram tebriği diye var edilen kayıttaki gibi açıktan dik bakışlar, hakir görmeler, tehdidi vücut diliyle yinelemek işin bir başka evresidir. Ümit yaşatılmasın, aman şimdi muktedirin ağzının tadı kaçıp da memleketi daha iyi söğüşleyip, herkesin geleceğinden çalmaya devam etsin diye bir uyaranlar silsilesi var edilir. Ne hal, ne bayram.

Bir yandan da akp-mhp kliklerinden çıkagelen yağma haberlerinin üstü örtülür. Derdest edip, halka ait olanın gözlerinin içine baka baka sömürüldüğü, çalındığı belediyelerdeki uçuk kaçık rakamların yeni yönetimlere terk edildiği bir güncellik hasıl olur. Kayyumlar eliyle Bakur Kürdistan’ı sathı mahallinde var edilmiş kara delikler gibi paraların yutulup, sindirildiği, çoktan tuz buz edildiği bir zeminde bunlar gibi nice örnekle birlikte sağcı ol fundamentalist diktanın ezberden hak yemez olduğu bir kere daha tescillenir. Digor’dan, Amed’e, Colemerg’ten, Wan’a pek çok yerde kayyım felaketinin, hamlesinden çıkagelen her türlü yağmacılığın lira karşılığı milyarları bulur. Emval-i metruke gibi, hiçbir hakları / tasarrufları söz konusu olmadığı halde babalarının malıymış gibi iç ettikleri gayrimüslim mallarından kendilerine / ismen yeni ülkelerine kurucu sermaye edinen, bunlarla yepyeni imtiyazlı sınıflar kuran aklın, bir başka tezahürü bu defasında çaktırma gereği duymadan, her şeyin kalem üstünde kitabına uygun kılarak doğal rezerv alanlarını, kamuya ait olan her şeyin ama her şeyin iç edildiği / peşkeş çekildiği bir başka evre takip eder. Tümüyle yerel seçim yengisini aşabilmek için bulunan yöntem yeniden ve çok daha organize bir biçimde hayata saldırmak olduğunu da kendiliğinden kanıtlar muktedir, tüm o avenesi. Kesintisiz bir cerahat sarmalında dünyadaki insan hakları, hukuk, siyasi, ekonomik denge, yaşatma hali düzeneklerinde çarpıcı bir biçimde dipleri boylamış bir ülkenin hakikati cürümlere tutunarak var edilir. İyi de daha nereye kadar, daha kaç zaman?" sesli meram

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Հոգիս Ձմռան Ձյուների Մեջ -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ
***

Հոգիս ձմռան ձյուների մեջ մոմ եմ արել աստղագուշակ, -
բայց փողոցը ամայության չի պոկվում դեռ իմ ոտքերից,
վերջին կաթիլն իմ երակում քո պատկերն է պահում էլի,
համբուրում եմ ես ինձ խեղդող մատները քո տավիղալար.
դաշտում հիմա մթին-մթին ստվերն է սեւ ագռավների։

Ձայն տուր... Ո՜ւր ե՜ս... Եվ ոռնում են քարերը իմ ճանապարհի, -
աչքերիս դեմ՝ փուշ ու տատասկ, խզբզոցներ երազասուր,
ես չգիտեմ, չեմ հասկանում, ես չեմ տեսել, չեմ հավատում,
անապատի հովազի պես ճակռոտում է վիշտը հոգիս.
ներիր, Աստված, իմ պայթյունով թե աշխարհն այս փոշիանա։

Իմ ճակատը խաչման վայրն է աստվածազարմ կայծակների, -
հոգուս շիկնած թոնրապատին բուրում է թեժ հացը արդար,
բարձր-բարձր՝ սարից էլ վեր, ես պահում եմ սուրբ մանանան,
ես՝ աններում, անհուն սիրո ավետավոր ու բարբարոս,
այլեւս չե՛մ, չեմ բաշխելու ոչ մի զարկը ես իմ բազկի։

Հազար տեղից խոցված եմ ես, ես՝ մռունչը խուլ վերքերի -
մութ-քաթանված գիշերները ծվատվում են մագիլներում,
փնտրտուք են կիրճ ու ճամփա եւ մոլուցք են անպարագիծ,
իմ կրծքի տակ միանգամից ալիքվում են ծովերն ամեն.
ի՝նչ չքնաղ է մահն առյուծի՝ կողքին իր ետ խլված... էգի։
                                                 06.11.96թ.

Comments