sesli meram 457 -- վիրավոր

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_457_////վիրավոր

29 nisan 2024 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Mantra - Worstis (Ilian Tape)
02. Mantra - Burn & Heal (Ilian Tape)
03. Cryogenics - Galactic Drift (Audio Theory Records)
04. Cryogenics - Woods (Audio Theory Records)
05. Type - SK85 (Rupture LDN)
06. Type - Sprinter (Rupture LDN)
07. Conrad Subs - Octavius (Dubplate Dread)
08. Conrad Subs - Optimus (Dubplate Dread)

/////arz-i-hal
"Baskın, ezberci, kendini tekrarlaya tekrarlaya çürüten / ömür törpüsü bir ülke gerçekliğini yaşıyoruz. Biteviye dile pelesenk edilmiş olanların yamacında yeniden filizlendirilmiş ola gelen tüm ötekileştirme hali bir kısır döngüyü var ediyor artık. Kesintisiz bir cerahat hali, bunları topaçlayan bir nefret söylem / eylem toplamında hayatın mahvına çabalar aleni bir biçimde kesintisiz var ediliyor. Ne hazindir ki koca bir devlet olunduğundan bahis açmayı sürdürürken kimleri, yönetim katı, üstü kalabalık, sırtı sıvazlananlar derin bir açmaz, belli başlı bir kör karanlığın ortasına demirleyen / bunlardan uzaklaşmaya çaba sarf etmeyen bir ülke gerçekliği söz konusu ediliyor. Ezber edilmiş şeylerin kıyısında hedef kılınanların canlarının yakıla geldiği bir tekrar şablonu devreye konuluyor. Ne eksik, ne mübalağa.

Doğrudan yüz dokuz yıl önce bu topraklarda insan eliyle var edilebilecek ender / sınırları belirsiz bir karanlığın / adıyla sanıyla bir kıyametin varlığının nasıl da “güncel” bir mesel olduğundan bahis açılabilir pekala. Yılın üç yüz altmış beş gün altı saati, ömrü hayatın bir biçimde tamamını Ermeni kimliği ile yaşamaya mecbur olanların o yaralarına edilmedik, söylenmedik hakaret konulmaz. Bu satırların yazarı olagelen benim kan bağım olan on bir kardeşten, bilinen yedisinin katledildiği bir Sebastia gerçekliğini sormak, el aman değil bir tek anlığına dahi olsa o karanlığı düşünmeleri için komşularımızı davet etmek hala ve hala nedensiz değil afaki bir Anadolu İrfanı ile linç edilir. Düpedüz baskın / basmakalıp, kendini ezberlerinde var eden ve “tehcir bayramınız kutlu olsun” gibisinden, yetimliğimiz için en ağza alınmayacak tehditleri var edenlerin, küfre tutunanların daha önceki yıllardan tecrübe ettiğimiz gibi on sekiz yaş altı çoğunlukla çürümüş bir ideolojinin / atsız, turancı, bozkurt falan diye katara dizilen bir istikametten çıkış yapan hevesliler olduğu meydana çıkar. Bunca rezil kepazeliğin içerisinde yaşam her gün derdest edilirken, o küfürleri ede durana da, hakaretleri saydıran tiplemeleri de bulurken bu cerahat haline arka çıkmaların bir sonu gelecek midir? Üstelik zaman ve dahi yıkım onları da ayrıştırmadan var edilirken sahiden bir son gelecek midir?" sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak kalıp, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Աղբյուր Սերոբ -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Սարը նստել է սեւ մութի վրա գիշերակացի, -
Ճամփորդի ներսում ծալեծալ եղած ճամփան թախծում է,
Մոսինի կոթը ծաղկում է ափի ցավոտ տաքի մեջ,
Սիրտը կանչն ի վեր ելել, գնում է բոցին ընդառաջ,
Իմ վերքոտ Սոսե, իմ երգոտ Սոսե, իմ սիրուն Սոսե։

Արեւից առաջ ես միշտ հառնում եմ Նեմրութի վրա, -
Ամեն մի քարից աչքեր են ծագում վշտից լայն բացված,
Ձոր ու կիրճերում փնտրում են իրար արահետները,
Ձաղկված հոգու մեջ դեռ գնդակներ են կաթկթում երգից.
Իմ վերքոտ Սոսե, իմ երգոտ Սոսե, իմ անուն Սոսե։

Տարոնի դաշտը ճարակում է սեւ թույնի բոցերում, -
Մեկեն երկինքը հանգչեց զառ հավքի բացված թեւի տակ,
Պահը թռիչքում արնոտվեց Նեմրութ սարի սուր սայրին,
Սակայն եւ մեջքին չոլորվեց ձեռքը՝ վշտից քարացած,
Իմ վերքոտ Սոսե, իմ երգոտ Սոսե, իմ անհուն Սոսե։

Արթուն սրտի պես խփում է հողը ու խայտում է տաք, -
Լույսի ըղձանքում ձգվում է սիրո ծառը գեղուղեշ,
Լեռներն ի շար են՝ սուրբ հրամանքով Սերոբ Աղբյուրի,
Ելել մանուկը՝ արեւի դափնին տանում է հորը.
Իմ վերքոտ Սոսե, իմ երգոտ Սոսե, իմ սոսե Սոսե։

Comments