sesli meram 491 -- դժբախտություն

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_491_////դժբախտություն

30 aralık 2024 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Shaki - All I Need Is Time (Sub Wavelength)
02. Shaki - Bornland (feat. Teknical) (Sub Wavelength)
03. Duoscience - Hold On Tight (Diskool Records)
04. Duoscience - Elevation (feat. Marya) (Diskool Records)
05. Creatures & Crystal Clear - I Want To Know (Rebel Music)
06. Creatures & Crystal Clear - Where The Magic Lives (Rebel Music)
07. MSDos - A Song For Conrad (Liquid Drops)
08. MSDos - Film Noir (Liquid Drops)

/////arz-i-hal
"Bir hiçlik var artık. Laf olsun diye değil sıradan insana verilen değerin göstergesini bizzat sıfır kılan / hiç bilen bir iktidar var. Ters yüz ettikleri hayatı enikonu mahvına çabalayan o istikameti kesintisiz bir gerçeğe dönüştüren bir cüret var. Büyük ülke nidaları, fetheden ve tam da ezber ettikleri biçimiyle yaşamı kuşatmayı matah addeden bir akıl var. Tümden bir esnekliğe varmayan, her günü apayrı zehreden, yutan, ezen bir ülke hakikati var. Başta ol amirin, sonrasında da silsile halindeki yönetici güruhun elinde oyuncak kılınan bir -hayat imgesi- vardır. Her günü eksiltilen, her anına müdahale edilen, her şekilde derdest olunan bir imgenin orta yerinde, oyuncak kılınmış hayatların hiçleştirilmesi süreğen kılınır. Bariz bir sakıza dönüştürülmüş, fetheden, ezen, yutan, hizalar biçip yeni hudutlar öne süren tüm o yapının var ettiği her şey sıradana ezayı kesintisiz kılar. Bir ülke var edilir ki, ne kadına, ne lgbti’ye, ne gayrimüslime, ne engelleri olana, ne de kendi halinde bir yaşamı muhafaza etmeye çalışana alan bırakır. Hiç kimseleri sevmeyen, her güne bir öteki bulan, bilen, icra ettiği her eylemle daha da kesintisiz bir cürmün önünü açan mefhum / anlayış / yönelimle birlikte o hiçlik ortak payda kılınır. Tümüyle bariz, belirgin bir düş kırımı sahnesinin tam adıdır, Türkiye’nin yenisi.

İçte var edilmiş nefret siyaseti, ötekilere duyulan kini artık gizlemeye, saklamaya hemen hiç gerek görmeden var edilen her tahayyülle birlikte o hiçliğin ortasına demirlemiş olan yer gerçek kılınır. İnsani normlarını zayi etmiş, demokrasiden bihaber, eşitlik ilkesi aleni bir biçimde yerle bir etmiş, hürriyeti çoktan çöp kılmış, anayasanın yamalı bohça kılındığı yerde hiçliğin vaaz edildiği bir acayip panayırın ta kendisine dönüşür memleket. Cürümle ceberut devletin bir edildiği, yeknesak bir makamdan tumturaklı yıkıcılığın öne çekildiği, denetim, gözetim ve tahakkümden mülhem menzilin panayırı. Çürümüşlük, kokuşmuşluk, dibine ta en dibine kadar inkar edilmiş geçmişi yeniden sahiplenen, yıkan, ezen, yok edip soykırıma meyil veren, bunu içeride ve dışarıda güncellemeye / yinelemeye çabalayan bir ülke gerçekliği meseldir. Koca bir yılın son düzlüğünde, bizatihi Türk devletinin sunduğu, hakikat kılmaya çalıştığı, bir odakta yeniden biçimlendirdiği o hiçleştirme yönelimin ta kendisine dönüştürülür. Kuzey ve Doğu Suriye, herkesin bilebileceği, Rojava topraklarına doğrudan var edilmiş müdahaleler silsilesi, sırtları sıvazlanan çeteler eliyle kurumsallaşıp, kalıcı kılınmak istenen cerahat hali irili ufaklı yıkımların toplamında gerçek kıyametlerin eşiğinde olunduğunu göstere gelir. Geçtiğimiz bir ayın en yoğun gündem maddesi olarak kendisine yer bulan Suriye gerçekliğinde, Türk devletinin kötücüllüğünü, düşmanlaştırma hız ve terkibinin derinliğini gördüğünüz vakit gidişatın ne sınır ötesi, ne sınır içinde tek bir an olsun iyiliğe çıkamayacak olduğunu idrak ederiz.

Geçtiğimiz haftadan bir kısa haber, “Suriye'nin Halep kentinde bulunan Şeyh Ebu Abdullah el-Hüseybi'nin türbesine saldırı düzenlendiği görüntülerinin sosyal medyada yayımlanmasının ardından Humus, Hama, Tartus ve Lazkiye kentlerinde Aleviler başta olmak üzere halk, Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) öncülüğündeki yönetimi protesto etti. Tüm protesto gösterilerinde halka ateş açıldığı bildirilir. İnsan hakları izleme örgütlerinin raporlarına göre Humus, Tartus ve Lazkiye’de ölenlerin eyleme geçilmiş tüm kentlerde de yaralıların olduğu bildirilir. Ilımlı, normalleri olacak, demokratik bir ülkenin belirleyicisi, dirliği sağlayacaklar diye Türk devletinin koruma kanatları altına alınmış HTŞ ve diğer beraberindeki çeteler insanlara hedef gözeterek ateş eder. Benliği hiç addetme, dün olduğu gibi herkesi bir potaya dahil edip, Nusayrileri topyekun imhaya, Hristiyanların hiç birisini diğerinden ayırmadan ötekileştirme / hedef kılma hallerine ganimet savaşlarından daha birbirlerinin gırtlağına çökmekten imtina etmeyen kim, ne, hangi maksadı taşıdıkları muğlak kılınmış irili ufaklı çetelerin cirit attığı bir sahnede, bir savaş nihayetlendirilirken bir başkasına meyil ettirmek / zemin kollamak da o hiçliğin sınırlarına dahildir. Bugünün, her yerde söz sahibiyiz, büyük ve güçlü ülkeyiz sözünün altından yanından kan sızmasının, irin dökülmesinin müsebbibi olanların hedef gözetimleri bugün bilinmezliği daha da çoğaltır." sesli meram

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası
Sesli Meram / Deuss Ex Machina Kayıt Bloku.. Geçtiğimiz Günlerden Ses ve Söz - Podcasts
http://www.seslimeram.tumblr.com

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Հանդես -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Անանուն մի հավք իջել սեղանիս,
գրված-չգրված երգերի մեջ իմ
իր ձայնն է փնտրում...
Հղացումներս ի մի է բերում
նա մաքուր, ճերմակ իր թեւիկներով,
գծեր է քաշում
բառերիս վրա,
տողերիս վրա,
մի տեղ ջնջում է խոսքը իմ գրած,
մի տեղ ընդգծում իր ուզած միտքը։
Եվ հետո մեկ-մեկ ջոկում է հավքը
ու դեն է նետում
երգերն այն, որոնք գրվել են անհույզ,
որոնք աստծո լույսով չեն ցոլում,
որոնց մեջ չկան զգացմունքներս
անզուսպ, բնական,
մի կողմ է քաշում բառերն այն բոլոր,
որոնք հնչում են կեղծ ու անարյուն։
Սեղանիս վրա, երգերիս միջով
դիտում է հավքը
խորքն իմ հոգու,
                զննում է նա ինձ,
                քննում է նա ինձ,
ու թե շեղվել եմ՝ տեսնում է շատ պարզ,
իմ շեղումները դարսում է մի կողմ,
թե վրիպել եմ՝ տեսնում է շատ պարզ,
վրիպումներս դարսում է մի կողմ,
թե պարզ չեմ եղել՝ տեսնում է շատ պարզ,
խրթինությունս քաշում է մի կողմ,
թե իմ սիրո մեջ չեմ տրվել կյանքով,
իմ թուլությունը քաշում է մի կողմ։
Սեղանիս վրա հանդես է բացել
անանուն մի հավք
եւ իմ բառերի մեղեդինե՜րը
հնչեցնում է ասես իր երգում...
Թե տառապել եմ,
թեւով շոյում է տքնությունը իմ,
թե երազել եմ,
թեւով փարվում է երազանքներիս,
թե մաքառել եմ,
թեւով քսվում է համառությանս,
թե տողս թույլ է, տկար, անհնչյուն,
ձգում է, մինչեւ դառնում է այն պիրկ՝
ինչպես քնարի լարը արծաթե...
Անանուն հավքը ուսուցանում է,
որ հոգիս այնպես դնեմ տողերում,
ինչպես մեղեդին, նվագն են դնում
քնարի հոսուն լարերի վրա...
Օտար բառերը, օտար սերերը
ու հայացքները՝
այնպես է կտցում հավքը անանուն,
ասես բարդենու ձիգ արմատներից
ծառը վնասող որդեր է հանում։
Մոտենում կամաց,
ես փետուրներն եմ համբուրում հավքի,
ափով շոյում եմ թեւերը նրա,
փորձում եմ ոտքին, նամակի նման,
փաթաթել փոքրիկ թուղթն այն երգիս,
որ դեռ չեմ գրել,
որ աշխարհներին նա պիտի տանի...

Անանուն մի հավք իջել սեղանիս,
գրված-չգրված բառերի մեջ իմ
իր բույնն է հյուսում։

Comments