sesli meram 495 -- վատաձայնություն

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_495_////վատաձայնություն

27 ocak 2025 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Trex - Dream Of A Dream (Sunandbass Recordings)
02. Trex - Rolling Away (feat. Sydney Bryce) (Sunandbass Recordings)
03. Melinki & Low:r - Gracie's Song (Galacy Records)
04. Melinki & Low:r - Inta (Galacy Records)
05. Arcatype - Snow Days (C.I.A.)
06. Arcatype - Split The Harp (C.I.A.)
07. MC Conrad - Lean Upwards (Makoto Remix)
08. MC Conrad - Promised Land (feat. Aquariid) (DJ Marky x Makoto Remix)

/////arz-i-hal
"Belirsiz, üstünkörü, salt yalanlardan mülhem acayip bir sarmalın varlığına uyanıyoruz her gün. Biteviye bir korku dehlizinin bambaşka evrelerini arşınlıyor insanlık. Sıradan insanın hayatta var olma hakkının zayi olunduğu, cerahatin, sırf cehaletin öncelendiği bir yerde ol zemindeki çürümenin kesintisizliği bir kere daha Bolu, Kartalkaya’daki Grand Kartal otel yangınından sonra çıkagelir. Yetmiş sekiz insanı hayattan kopartan karanlığa dair ne soru, ne sorguya yer bıraktırılır. Doğrudan o facianın sorumlularından değil bahis açmak, bizler değiliz berikiler, berikiler değil onlar diye top çevrilirken, Otelin sahibi olagelen iki insan ile yedi kişinin daha tutuklandığı bir gizli / örtük soruşturma neticesiyle konu kapatılmak istenir. Hiçbir mevzuata uymayan bir hatalar sarmalından mülhem ne kablosu tam ne de asansörü güvenli olagelen, bırakın sadece konumunu, yangın merdivenlerinin kullanımı konusunda dahi pek çok yetersizliğin bulunduğu bir tabut binanın hali bunca bağır çağır meydandayken, o yangın sonrası, bunca can kaybından sonra ah, vah, tühten ötesinin hiç var edilemeyeceği açığa düşer. Hukuk önünde hesap verilecektir, adalet hesabını eksiksiz bir biçimde soracaktır, hükumet kararlıdır vesair beylik cümlelerin bir karşılığın olmadığı yerdir misal o belirsiz, üstünkörü, yalanlardan mülhem acayip sarmal. Sonu hep ölümlere, yıkıma, doymak bilmez bir karanlığa kurban edilen yurttaşlarıyla dopdolu bir sarmal.

Yalanlardan mülhem bir sarmalın varlığına uyanıyoruz. Ne müştereklerimizin esamesi okunuyor, ne hayatların biricikliğine dair en ufak bir kelama yer bıraktırılıyor. Toplumsal çürümenin kalıcılığı, istirahat etmeye gidilen yerde can verenlere dahi ama onlar zengindi ya da varsılların ölümünden bize neyi de beraberinde getirir. Yetmiş sekiz kişinin canına mal olan o facianın sorumlularına dair, otel yönetiminin, bir başka merkezi noktada yine, Bolu’da işlettiği bir otelinden de insanlar gözaltına alınır, pek çoğu tutuklanır. Gel gelelim asıl can alıcı olan, yalanlarla birlikte bir masal sahnesi diye aksettirilen o otellerde hiçbir can güvenliğinin söz konusu edilmemesidir. Grand Kartal’ın hemen dibinde bir tane daha otelin konumlandırıldığı başkaca bir yerin de belgelerde tahrifatlar yapılarak ol ailenin mülklerinden birisi olduğu açığa düşer, yine Kültür ve Turizm bakanının sessizliği ile kuşatılır memleket. Bunlar yöneten katından çıkagelenler bir de sosyal medyada kendi kendilerine kara mizah, güncel konulara ters tepkiler vererek eğlendiklerini zikreden bir güruhun, acılı insanları arayarak hakaret etmeleri, küfürler yağdırmalarının kayıtları ortaya saçılır. Dört başı mamur bir cehennemin orta yerine demirleyen ülke gerçekliğini bir de böyle teyit eder şu sahne. Yalanlar hakikatin önüne set edilir. Çürümüşlüğü örtbas etmeye hamili kart yakınımdır çıkartmasına sahip olan lacivert takım elbiselerin açıktan müdahalesi var edilebilir. Yönetenin, bir biçimde korku devreye girmiş olabilir yani ol karşımızdaki de nüfuslu insanlar dediği yerde zaten olan olmuş, çürümenin bir sonraki aşamasına geçilmiştir. Sorumluların, sorumsuzluklarıyla tüm facialardan kurtulabildiği en ufak bir hesap verme idesinin kalmadığı / bildirilmediği / bırakılmadığı zeminde hayat un ufak edilmiştir. Her günün yıkıma çıkartıldığı, her an bir şeylerin tersine gittiği bir yerde, böyle kılınmış bir zeminde hayatın, müşterek olagelen yaşama idesinin muhafazası nasıl mümkün olacaktır! Devletin, sermayenin, çıkar çevrelerinin gölgesinin değmediği sadece ve yaşama eyleminin doğrudan muhafazasını düşünmeye, karanlığa, bunca nobranlığa, kötülüğe karşı ses etmeye daha kaç sınav vardır, kalmıştır?" sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Մեկն Աշխարհից Բացակայում Է -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Բացակայում է մեկն աշխարհից։
Նա, որ պիտի գար,
գար հանկարծակի
ու անակնկալ,
առանց նախնական խոսք ու պայմանի,
ինձ հաներ ժամից մղձավանջային,
                տաներ ինձ, տաներ
ու մերժել անգամ չկարենայի։
Մեկն աշխարհից բացակայում է։
Եվ երբ զանգում է իմ հեռախոսը,
լսափողն անգամ
չեմ ուզում վերցնել...
Միեւնույն չէ՞, թե ինչ են ասելու,
միեւնույն չէ՞, թե՞ ով է ասելու,
ուրիշ է, երբ դու համոզված ես, որ
աշխարհում չասված խոսքն ես լսելու։

Մեկն աշխարհից բացակայում է։
Օրվա գունավոր էկրանի վրա
ինչ-որ ազերի
հավկիթի նման ներկված խոսքերի
                 հանդես է բացել,
ես, միեւնույն է, արդեն չեմ լսում,
չեմ էլ անջատում հեռուստացույցը -
իմ ցավը ոչ մի գույն չի վերցնում։

Մեկն աշխարհից բացակայում է։
Չերգվող բառերը իմ սրտին մոտ են
եւ ես սիրում եմ
այն աղջիկներին,
որ ինձ չեն սիրում,
ես միշտ ապրում եմ սպիների մեջ,
վաղուց սովոր եմ նրանց մրմուռին.
թող չհասնեմ ես,
բայց հասնելու է իմ ճանապարհը։
Մեկն աշխարհից բացակայում է։
Առանց այդ մեկի դեռ մեծանում է
ահը ատոմի,
իսկ Սերվանտեսը չի կարողանում
բան հասկացնել
իր Դոն-Կիխոտին,
որ մեր ծիծաղում արցունքներ ունի -
ոչ մի հոգսի մեջ չտարրալուծվող։
Մեկն աշխարհից բացակայում է։
Ո՞վ է՝ չգիտենք։ Ի՞նչ անուն ունի,
չգիտենք դարձյալ։
Լռում ենք եւ վերջ։
Բայց ես տեսնում եմ շարժումը նրա,
նա մոտենում է դանդա՜ղ, աստղաքա՜յլ՝
փրկելու մեզ իր բացակայության
տառապանքներից՝ խոր ու բազմածալ։
Մեկն աշխարհից բացակայում է։
Ո՞վ գիտե, գուցե
ես եմ
մեկը այդ,
կամ թե՝
դու ես հենց։

Comments