kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_498_////մախմուր
17 şubat 2025 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.
/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Lavance - Hitbox (Critical Music)
02. Lavance - Renegade (Critical Music)
03. Quartz - Russian Roulette (Rupture LDN)
04. Quartz - Lucid (Rupture LDN)
05. Crystal Clear - Selector (feat. Bryan Gee) (V Recordings)
06. Crystal Clear & Minor Forms - Bones (V Recordings)
07. Ed:it - Stand Still (C.I.A.)
08. Ed:it - Mob (C.I.A.)
/////arz-i-hal
"Bütünün paramparça edilmesinin bariz örneklerinden birisi oldu Wan Belediye Başkanı, Abdullah Zeydan’ın başına getirilen. Neslihan Şedal ile beraber kotardıkları eşitliği, adil ve hakkaniyetli bir yönetimi, mutlak ezici bir sandık sonucuyla beraber aldıkları mazbata ile kenti geliştirmeyi, dönüştürmeyi amaç edinen insanlara gözdağı verilir. Siyasetin rezil kepaze bir ranttan pay kapma, aralıksız ve istisnasız haram yeme, sürekli büyüyen bir rant sofrasını kurma / kaldırma, illa ki para ama hep aynı istikamette beka meselesi, mabadı da kurtarmaya yarayan bir faaliyet kılındığı / sanıldığı bir zeminde gerçeklik her zamanki gibi Ankara’yı rahatsız eder. Seçmen beyanıyla, vaktiyle ödenen zor bedele karşılık, onca açık halde çıkagelen ikinci dava sürecinde suç unsuru yoktur ön raporuna rağmen halen inatla sürdürülen yok sayma haliyle bir kentin iradesi bir kere daha çalınır. Hırsızlığın ta kendisi, devletin onamasıyla, baştakilerden malum efendinin onamasıyla kendiliğinden on birinci belediyenin de Dem Parti elinden alınmasıyla var edilir. Kamusal düzenmiş, hukuk devletiymiş, yerel ve özerk yönetimi var etmekmiş, halkın kendi kendisini kalkındırma çabasıymış, kendi kendine yeterli olmasıymış her şey ama her şey bir kalem oynatması, hedef gösterme, suç belirtme, itham etmeyle var edilir. Bir hırsızlık sistemi olarak kayyım koltuğuna gömülürken, kentte sıkıyönetim, sokaklarında işkence, suçun ta kendisi hizmetkar olunan halka hizmeti dayakla var eden, Kürd’ü yok sayan bir tahayyül kapsar. Eşit ülke, adilane memleket, hakkaniyete haiz hukuk sizlere ömürdür bir kez daha.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit İlke TV’ye konuşur: “Polisin biri bana milletvekili olduğum halde teröristsin diyor, vekil olamazsın diyor.” Bu kadar hazin bir sureti temsil içinde, her şeyin birbirine geçtiği bırakalım hukuki normları, ahlaki moral değerleri, müştereklerimizi insan olma gereklerinin dahi bir kenara terk edildiği zeminde ol kayyım darbeleri bu ülkeye ne kazandıracaktır? Tümüyle belirgin bir suretle aralıksız bir halde Kürd seçmenlerin, tüm diğer halklarla birlikte var ettiği imece yönetimlerin ortak akla çıkagelen pratiklerinin, doğrudan devletin gölgesinin değmediği yerlerde var edilmeye çabalanan yeni bir yol çabasının dahasının nicesinin ortasında bu kaçıncı seçim, bu kaçıncı hak gasbının devamıdır, daha nereye kadar? Patavatsız bir biçimde memurun, üstünü dinlemediği dilediğine terörist diyebiliyorken şansını bir de vekilde denediği nasılsa bir şey olmazlar ülkesinde kimle nasıl bir barışa varılacaktır? Onca zamandır ortaya serilen irade, bir asrı aşkındır sürdürülen mücadele, demokrasinin suna geldiği tüm imkanları birlikte / ortak bir gelecek tahayyülü için taşın altına elini koymaya devam diyen insanlara reva görülenlerle Türk’e de bir ülke kalır mı? Sandık illüzyonunun, hemen her defasında düz ovada siyaset yapsınlar, politika üretsinler, buraya seslensinler denilen insanları dört duvar arasına sıkıştırmanın bir sonu gelecek midir? Terörist tanımı yakıştırmasının kadük hali bir yana, daha bir gün önce koca bir ilin belediye yerleşkesine yapılan sabaha karşı baskında ortaya çıkan “şiddet” gözü dönmüşlük ile Türkiye’de sulh adına hiçbir zeminin var edilemeyeceğini işaret ederken yol nereyedir? Balans ayar dönemleri, eski devlet adetleri gerilerde kaldı denilirken bizatihi o katran karanlığın tıpkı basımını yeniden eyleyen bir temsil ile yarın ne getirecektir, bütünü darmaduman etmekten gayri. Bir evi yaşatmaktan özellikle imtina edilen düzlemde kime ne kalacaktır, kim ne alacaktır acıdan, elem ve zulümden gayri, sorguluyor musunuz? Sessizliği aşacak, bir kez olsun itiraz edebilecek cüreti bütünleştirecek misiniz? Seslendirilen imdadı görüyor musunuz? Yetmedi mi…" sesli meram
*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...
allame-i ulul arz’dan ara nağmeler
okuma parçası
sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...
her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------
/////görsel///// graffiti from abu dis:::melanie fidler-flash90:::+972 magazine
/////poemé
Գյուղական Պատկեր -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ
Օրը մարմրեց անտառի վրա
եւ ամենաբարձր
ծառերը նրան հրեցին վերեւ։
Մի ծառի կատար
թաթախված մնաց հուշով արեւի։
Անտառից մի հավք գնաց օրվա հետ,
հոգնած թեւերի
ստվերը թողած խիտ սաղարթներին։
Եղնիկը փորձեց իր կերպարանքը
դուրս քաշել ջրից,
փախցնել դեպի բացատներ ուրիշ։
ՈՒ եղավ մի պահ,
երբ դեռ արեւը լրիվ չմեկնած,
լուսինը իր կես դեմքով երեւաց,
քմծիծաղ տվեց՝
առանց ետին միտք։
Հանկարծ ծմակից դուրս սահեց չոր ու
գեջ փայտով բարձված
կարմրախայտ մի ձի,
կարմիրի վրա՝
տեղ-տեղ արեւի բծերը մարած։
Մեկ ուրիշ բանուկ կածանի վրա
անտառից ելավ
առաջաքաշը գյուղի նախիրի,
գալիք գիշերվա
ուրվանկարը՝
տղամարդ մի ցուլ։
Ես ու Մեծ քարը
նայում ենք գյուղին։
Մայրս այսօր էլ կհանդիմանի,
որ ես նախիրը ուշ եմ գյուղ բերում։
Ցուլից շատ մոտիկ քայլող երինջի
դունչին պահվել է
մեր հանդ ու սարից պոկված մի ծաղիկ։
Ավարտված օրը - որպես մի խնձոր -
ես տուն եմ տանում ցլի պոզերին...
Comments