kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_521_////անհնարինություն
04 ağustos 2025 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.
/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Metal Work - Light Breeze (Northwest Records)
02. Metal Work - The River (Northwest Records)
03. Bluefootjai - Avocafos In Space (Omni Music)
04. Bluefootjai - P.C.R. (Post Catastrophisation Realisation) (Omni Music)
05. Dunk & Jubas - Bicycle (Formation Records)
06. Dunk - Yellow Jacket (Formation Records)
07. Oura - Well Read (Savory Audio)
08. Oura - Sonic Rain (Savory Audio)
/////arz-i-hal
"Bütün tuşlara aynı anda basılıyor gibi. Hiçbir şeyin vaktinde eylenemediği, süresiz, duraksız, hiç arasız ve fasılasız yıkımın var edildiği bir menzile bütün bu hengame yetmezmiş gibi daha fenalarının zemini bir biçimde kolaçan ediliyor. Her güne içkin kılınmış zorbalık, bitmeyecek gibi görünen nefret eliyle, sureti temsiliyle birlikte tek, mutlak ve doğrudan bir devinim var ediliyor. Düşmanlıklar satılıyor. Pişmanlıkların çoktan yerin dibine geçtiği zikrediliyor. Narsist duruş pazarlanırken, kendi başına daim bir başına kılınanların hayatlarından bihaber kalmalarının yolu arşınlanıyor. Her şey şu anda, şimdi var ediliyor. Şiddet o kadar yanılsamasız, yansıtan bir tahayyülün ta kendisi ki normatif olduğu ilan ediliyor. Aleni şiddetle birbirlerinin gözlerini oyan, ruhuna çöken, ezen ve delik deşik, hikayeden değil sahici bir halde hayatına göz koyan bir aklın esareti var ediliyor. En başta en alttakilerden daha sonra silsile halinde birbirinin bir üstünde yer edinmiş olanlara fakat en çok da kadına, çocuğa karşı yıkıcı bir tahakküm biçimlendirilip duruyor.
Ötekisi olarak görülenler, dezavantajlı olarak sınıflandırılanlar, hep kinle, daima nefretle hemhal olarak değerlendirilen başka yaşamların hedefe konulması kesintisiz kılınıyor. Bir kere değil doğrudan var edilen ülkenin yepyeni olan bu suretinde, cürmün kesintisiz hali, bütün tuşlara her nasıl aynı anda basıldığını da bildiriyor. Hiç kimsenin güvende olmadığı kalamadığı bir zeminde onca sulandırılmış tartışmanın gümbürtüsünde hayatın heder edilmesi göz ardı olunuyor. Ne ki yaşama eylem ve edimi bir tespih tanesi gibi her halde, her biçimde birbirine ilintili, birbiriyle uyumlu olması gereken bir devamlılık. Hepsi birden olunca bir anlama kavuşuyor. Gel gelelim bizim ülkemizdeki gibi birbirini ayırt etmekten, dilini, dinini aşağılamaktan, kulp takıp sündürecek bir şey / olgu bulunduktan sonrasında var edilen her istem diğerini hedefe dönüştürüyor. O raddeden sonra ne mükemmel döngü, ne hayatın anlamı, ne de yaşanacak güzel günler kalıyor. Hep bir kısır döngü, hep bir kapkaranlık cerahat sarmalı. Birimizden birisine denk gelen bir yıkım, belli bir sona yatkınlık, işkence, çürüme, dipsiz bir karanlık. Her halükarda böyle açıkça, bu kadar lalettayin bir halde oluşturulan döngü günü de geleceği de kapkaranlığa esir kılar. Gerisi zaten sıradan insanlara reva görülenlerin, bitimsiz açmazları, hep denemesi, sonunda, pek çoğunda canından bile edilmesi söz konusudur. Yaşam iş bu sahnede her şeyiyle çok daha zordur, meşakkatlidir, ezip, ağızdan burundan fitil fitil getirilendir, öyle!
Eylem Nazlıer’in Evrensel Gazetesindeki haberini aktaralım: “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Türkiye’de son 12 yılda en az 770 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı. Her yıl ortalama 60 ila 70 çocuk işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çeken rapor, binlerce çocuğun ise kayıtlara geçmeyen kazalarda yaralandığını, uzuv kaybı yaşadığını ve ruhsal-fiziksel gelişimlerinin derinden etkilendiğini ortaya koyuyor.
Bu tablonun en can yakıcı örneği, Mersin’in Anamur ilçesinde meydana geldi. 12 yaşındaki Eyüp Can Güner, Adana’dan Mersin Anamur’a göç etmiş bir ailenin çocuğuydu. Mersin Anamur’da bir dönerci dükkanında gece saat 04.00’te hayatını kaybetti. İddiaya göre, daha önce çalıştığı iş yerindeki ustabaşıyla tartıştı, ardından kaçarken yüksekten düştü. Vücudunda bıçak izlerine de rastlandığı iddia edildi. Resmiyette 7. sınıfa geçecekti, ama okul onun için çoktan bitmişti. Sokakta yaşıtlarıyla top oynaması gereken yaşta, gece saatlerinde masa silen, kül tablası toplayan bir işçiye dönüşmüştü. Ne bir öğretmen “Nerede bu çocuk?” diye sordu, ne de devletin bir kurumu “Bu yaşta bir çocuk bu saatte niye çalışıyor?” diye hesap sordu. Ta ki Eyüp Can, gece 04.00’te bir iş yerinde ölü bulunana kadar." sesli meram
*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...
allame-i ulul arz’dan ara nağmeler
okuma parçası
sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi iki yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...
her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------
/////görsel///// detay:::for poetry:::haozhe li
/////poemé
Խոհ -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ
Մանկան երազի նման միամիտ
ու արեւոտ եմ
երազի նման։
Մանկան կարոտի նման իմաստուն
ու արցունքոտ եմ
կարոտի նման։
Խաղից խռոված մանկան պես անմեղ
ու մեղավոր եմ
ես մանկան նման։
Որքան էլ սրտիդ ես կպած լինեմ,
ծունկդ բա՞րձ կանես
մայրիկիս նման։
Comments