sesli meram 529 -- դրույթ

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_529_////դրույթ

29 eylül 2025 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Polygon Window (a.k.a Aphex Twin) - Portreath Harbour (Warp Records)
02. Polygon Window (a.k.a Aphex Twin) - Iketa (Warp Records)
03. Reviver - Journey Alone (Curvature)
04. Reviver - Define Or Destroy (Curvature)
05. Chronicle - Outer Rings (Okbron)
06. Chronicle - Albedo 1 (Okbron)
07. Tim Reaper - Mixed Bag (Deep Jungle Records)
08. Tim Reaper - Pearshape (Deep Jungle Records)

/////arz-i-hal
"Çekimser değil, gizli hiç değil, doğrudan var edilmiş müdahalelerle birlikte muktedir kılınanların eline köle belleniyor sıradan insanlar, bizler, hepimiz. Modern zamanların bariz bir sınama, her güne içkin olagelen müdahalelerle birlikte engellerle donatılmış bir hayatta kalma oyununa dönüştürüldüğü zeminde muktedirler eliyle kotarılanlar tastamam ol sıradan insanı eksik koyma gailesini var eder. Birdenbire değil doğrudan doğruya hep hesaplı kitaplı bir mahvetme sürekliliği içerisinde, her günü bir öncesini de aşan bir halle, manevralar toplamında canın kıymetinin hiçe teslimi var edilir. Yaşayanlar gözden alenen çıkartılabilecek birer köledir haddizatında. Ekonomik – politik doğruların asırlardır sürekli güncellendiği bir dünyada, hayatın şimdisinin de o dünün yıkıcılığına rehin edilen bir mefhuma sabitlenmesi bir kere daha var edilmek istenir. Tarih tekerrür ediyor denilip durulurken, olmakta olan insani gelişimin önünü enikonu kesmektir. Onca teknolojik ilerleme hali, birbirine lehim edilmiş olagelen kıvılcımlarla sürekliliği sağlama alınan yenilenme, modernleşme aksları arasında her şeyin sınırsız bir gözetime tabi kılınmasının yolu açılır. Muktedirler böyle ister çünkü.

Denetim, gözetim, tahakküm üçlemesinin kementleri her gün biraz daha sıkılaştırılırken o yaşam akdinin de içine edilir. Kimilerinin köşeleri alelacele döndüğü, kimilerinin o günün sabahından akşamına vezir kılındığı bir yerde, kimileri rezilliğin daniskası olarak varlığını tescil ettiği düşkünlüğe terfi olunduğu bir zeminde sıradan insanlara da demokrasi masalları anlatılırken, eşitlik, adalet terennümleri aksettirilirken cerahati ile erk muktedir iktidar kendi tahayyülünü hakikat kılar. Denetim, illa ki gözlemsel değil cebe giren üç otuz paranın da kimlere yönlendirileceğinden, nasıl harcanacağına kadar hesaplı kitaplı bir saldırı kılınır. Gözetim salt düşünsel değil aynı zamanda kullanılan telefonların, seyredilen televizyonların, gündelik yaşamın aktığı kamusal alanın hemen tamamının bariz yönlendirmeler, işaretlemeler ve hedef almalarla şekillendirilmesini barındırır. Mutlak istikamet, teslimiyettir. Tahakküm ise görece değil artık iktidar şablonunun burada yirmi üç senede her nasıl dönüştürüldüğü, çıkar çevrelerinin nasıl birbirini bulup, bütün eski defterlerini alt ettiği, dürdüğü, bir olduğu bir zeminin yegane gerçekliğini var eder, siz bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz? Kasetlerin, donanıma ihtiyaç duymadan her türlü mahrem içeriğin dolaşıma çıktığı, para işlerinin, haraçların, rant pazarlarının vakayı adiye kılındığı bir düzlemde ol tahakküm günü de şimdiden yarının da ipotek altına alınmasını sağlar. Demokrasinin ilerisine geçmiş olan bir ülkede bütün taşlar her gün yerine oturtulur sonra paldır küldür yeniden var edilmek / dizayn için tarumar olunur. Bir fasit döngü ki içi dışı her günü bir muharebe sahası.

Yönlendirildiğimiz günün, gelecekten çalınmış bir temsil olduğunu da iş işten geçtikten sonra fark etmeye yönlendiriliriz. Akçeli işler, büyük rant pazarları, göz oymalı olagelen kimi siyasi / kimi gündelik vakaların ardından ortaya çıkan imgelem bir ülkeyi değil de o yıkıntıların altında kalakalmış olunan bir yeri gösterir. Ülke demeye bin şahit gereklidir çünkü. Aranje edilmiş olagelen büyük dünya ülkesi lafzının içeriğinin kof kılınmasının her nasıl var edildiği artık anbean yapılanlarla, ortaya serilen her çirkeflikle birlikte bir kere daha kanıtlanır. Bir menzilin dönüşümünün mutlak yıkıcılıktan yana kurulabildiği, her defasında bunun sineye çekilebildiği kaç yer vardır ki! Yirmi üç yıllık iktidar tahayyülü, yurt dışında kendisine verilen görevleri itirazsız yerine getirirken, kullana geldiği sulh için çalışıyoruz, çabalıyoruz bahislerinin de göstermelik olduğu sahasında aktif bir biçimde çatışmalara imza atılan Suriye’den, Libya’ya, kendiliğinden bildirilir. Bir menzildeki yaşam akdini muhafaza etmeyi, sağındaki solundaki ülkelerle sulh içinde yaşamayı değil, başkalarının bu büyük baş efendiden de büyüklerinin olduğu bir dünyanın içerisinde rol kapmaların, oyun kuruculuğu zannedildiği bir zeminde gündelik yaşam çarçur edilir. Günlük yaşam delik deşik kılınır. Her durumda hakkaniyetsiz bir toplamda, her şeyin salt sırf çıkar için / adına kurumsallaştırıldığı bir düzlem güncellenir. Alttakilerin canı çıkıyormuş, her gün kapkaranlık kılınıyormuş, bir tek umut kalmıyormuş ne gam! Durmak yok yola devam…" sesli meram

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi iki yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Միներվա -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Քո ձեռքի հիշողությունից ցավեցնող բողբոջել է իմ դռան բռնակը,
ուզում ես նկարներ դիտել, խնդրեմ, դիմիր
երաժշտությանը չհնչած,
ուզում ես երաժշտություն լսել, դիմիր
բառերին պարզ, չհորինված,
ուզում ես կարդալ բանաստեղծություն, համեցեք,
դիմիր վրձնին արեւի,
ուզում ես հասկանալ քեզ, չգիտեմ ում դիմել, եթե՝ ոչ ինձ։

Քո գալու բույրից օդը դողում է անընդհատ,
տերեւները խփոց են սրտի,
երբ նայում ես ինձ, թվում է՝ աչքերդ թեւեր են եւ դու թռչում ես,
երբ խոսում ես, բառերը դառնում են աղբյուր եւ դու հոսում ես,
երբ ժպտում ես ինձ, ծաղիկը կրակ է դառնում ու դու բուրում ես,
իսկ գետը ձայնանկարչության դասեր է տալիս մանուկ հովերին։

Ծառը փորձում է մեկնել, վերհիշել ցամաքած
առվի շշուկը վերջին,
թող ինձ ներեն այս քարերը, որ ես իրենց միշտ
քարերի տեղ եմ դրել,
ինչ որ ստվերներ անհասկանալի, անաչք մթան մեջ
հետեւում են ինձ,

թեպետ ամեն ինչ ասել, բաժանվել ենք, բայց մի բան
դեռ չեմ ասել, չգիտեմ՝ ինչ,
իսկ վառած մոմդ լուսաերաժշտության դասեր է տալիս
ծլող աստղերին։

Ուզում եմ խոսել, ոչ մի բառ ինձ չի բավարարում, առավել եւս՝
այս լռությունը,
փորձում եմ գնալ, ոչ մի ճամփա չեմ ընդունում, բայց գժվում եմ
հեռվի համար,
ջանք եմ գործում՝ ներկայանալ, բայց՝ ո՞ւմ, որտե՞ղ, երբ բոլորի
մեջ ոչ մի տեղ չկամ,
երազում եմ վերադառնալ, սակայն՝ ինչպե՞ս, երբ այնտեղ ես,
որտեղ չկաս,
իսկ Քուչակը խելագարորեն խիզախ սիրերգության դասեր է
տալիս դարերին։

Քո ձեռքի հիշողությունից ցավեցնող բողբոջել է
իմ դռան բռնակը,
ուզում եմ նկարներ դիտել, դիմում եմ երաժշտությանը
դեռ չհնչած,
ուզում եմ երաժշտություն լսել, դիմում եմ բառերին պարզ,
չհորինված,
ուզում եմ կարդալ բանաստեղծություն, դիմում եմ
վրնձին արեւի,
ինձ եմ ուզում հասկանալ, չգիտեմ ում դիմել, եթե ոչ քեզ։

Comments