sesli meram 532 -- վիրավոր

kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_532_////վիրավոր

20 ekim 2025 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.

/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Kasra & Chimpo - Outta Control (Critical Music)
02. Kasra - Funktional (Critical Music)
03. Blix - Rhydo (feat. Sal) (DSCI4)
04. Blix - MMS (DSCI4)
05. Settle Down - Breathing Space (1985 Music)
06. Settle Down - Line Of Fire (1985 Music)
07. Conrad Subs - Desire (Deep In The Jungle Records)
08. Conrad Subs - March (Deep In The Jungle Records)
 
/////arz-i-hal
"Barışmak neden bunca zor kılınır. Sahiden elzem olagelen bir tahayyül olarak var edilen, zaman geçmiş olsa da, geçip giden onca sınamaya rağmen hala bir hakikat kabilinden tam olarak bina edilemeyen o barış en kestirmeden bu topraklarda, şu mavi kürede gerçekliği hiç söz konusu olabilecek midir? Sahiden güncelliğiyle, eksiksiz gediksiz var edilebilecek midir? Genel geçer değil toplumsal mutabakatların, müşterek uzlaşma hamlelerinin aleni bir biçimde dinamitlendiği, yerle yeksan edilmesine çabaların gizli sır kalmadan ulu orta bir tezahürle güncellendiği bir düzlemde yeniden sorgulamanın vakti ne zaman gelecektir daha kaç kere insanlık kaybedecektir diye? Hiç bitimsiz öfke nöbetlerinin, sonu gelmeyen şiddet çağrılarının, kan aksın da nasıl olursa olsun diye dört dönenlerin deryasında insani olanı hatırlayabilen kaç kişi kalmıştır. Hakikati savunmaya teşne kaç kimlik, yaşam, insan sorguluyor musunuz?

Birbirinden hiç de ayrışık olmayan, hiçbir surette farklılığı taşımayan insanların birbirleri için düşman bildirilmesinin bir sonu getirilmiyor. Gücü yetenin bir diğerinin hayattaki var olma hakkını elinden alma çabasının sürekli ısıtıldığı bir zeminde, ne yoksunluk, ne açlık, ne sefaletin müsebbibi olagelenler hesap veriyor. En ufak bir imdat çığlığı duyulmasın aman her durumda muktedire muhtaç kalınsın diye neresinden tutsanız elinizde kalakalan bir cendere biçimlendiriliyor. Tuzaklara düşürülüyor insanlık. Şartlar ileriye sürülüyor bu olmazsa, şu yapılmazsa, beriki edilmezse halleri, uyaranlarıyla sürekli bir tehdit güncelliği imal ediliyor. Aranan barış ebediyete kadar unutturulsun diye bu topraklar da dahil, dünyanın pek çok noktasında hayat memat mücadeleleri alt ediliyor. Üstüne üstlük kendi bendine sığmayan o tahakküm hallerinin başkalarının umudunu da çaldığı bir zemin dahilinde geleceğe dair hamleler var ediliyor. Tümüyle karaşın, kapkaranlık, girift ve salt acıdan mülhem bir dünya imgesi biçimlendiriliyor. Tatsız, tuzsuz, hidayetsiz, hiç barışsız.

Birbirine bağlı / bağımlı görünen muktedirlerin var ettikleri dünya imgesinin her nasıl da insana kastı var ettiğinin ortaya çıktığını yaşanan her gün farklı tezahürlerle birlikte görüp tanık oluyoruz. Amerika’nın baş belası Trump efendinin barış havarisi pozlarının hemen dibinde bitiveren mutlak biat / itaat kurgusunun nasıl da çetrefilli yıkımların yepyeni can kırıklarının yolunu açtığını, Gazze’den Venezuela’ya, Kanada’dan Suriye’ye, Çin’den, Afganistan’a kadar dolaylı yollardan Türkiye’den Katar ve İsrail’e kadar bütünlüklü belli başlı bir krizin ortasına terk olunduğunu insanın bildirir. İçinde yaşadığımız yerin bariz bir biçimde karanlık temsilin odaklarından, bütün o barış emaresini / umudunu ve pratiği olagelen her şeyin sömürüldüğü bir zemin olduğunun gerçekliği de ilave olarak eklendiği vakit nasıl bir tuzağa düşüldüğü de az çok meydana çıkacaktır. Bir kısır döngü içerisinde her gün apayrı masallar anlatılırken vahametin kollarında, bitimsiz linçlerin ortasında salt sırf nefretle soluk alıp verilen, sürekli kırmızı çizgilerin harekete geçtiği öne sürülen bir Orwellyan güncellik gerçekliğimiz kılınır. Her yanlış başka bir günün doğrusu ilan edilir. Dünün doğrusu şimdini eğrisi denilir. Söylenenler inkar, söylenmeyenler söze katılmış gibi bir illüzyon içinde başkalaşmış, taşa dönmüş, yerle yeksan bir ülke, genele baktığımız vakit de cerahati ile birbirine cellat kesilen bir dünya imgesi hakikat olur. Ne 1984 kitabıymış değil mi…" sesli meram 

*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...

allame-i ulul arz’dan ara nağmeler 
okuma parçası

sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi iki yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...

her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------

/////poemé
Խնձորենի -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ

Մի ծառ եմ ես մի օր տնկել
Մեր տան բակում, առվի ափին,
Տե՛ս, նա հիմա կանաչ հագել,
Զով է անում շոգին, տապին։

Եվ ուրախ եմ, անչափ ուրախ,
Որ մեծացել, ծառ է դարձել.
Կարմիր-կարմիր խնձորները
Արեւով են ասես լցվել։

Այդ ծառի պես ես էլ կուզեմ
Բարիք տալ միշտ, լինել խոնարհ,
Արեգակի ոսկով օծվել,
Հովերի հետ անվերջ խաղալ...

Comments