kay(ıp)bedenler k/lan+-dereasonable (vv)arp presents
sesli_meram_541_////հաշմանդամ
22 aralık 2025 pazartesi günü kaydedilmiş programın parça dizinidir.
/////sesli meram muhteviyatı\\\\\
01. Mineral - Shido (Metalheadz)
02. Mineral - Shinra (Metalheadz)
03. Conrad Subs - Breeze Block (Influence Records)
04. Conrad Subs - Mists (Influence Records)
05. Total Science - Real Talk (C.I.A)
06. Total Science - SFR (C.I.A)
07. DJ Crystl - Killa (w/ Digital & Outrage) (Function Records)
08. DJ Crystl - Let It Roll (Kiljoy Remix) (Function Records)
/////arz-i-hal
"Bütün bu pejmürdelik halin içerisinde, asgari ücretin belirleneceği o kısır döngünün de var edildiği bir süreç var edilir. Gündem gümbürtüsü içinde al takke ver külah paralar iç edilirken, makam / mevkiler ya da sadece ad duyurmak için çeşitlendirilip var edilenlerin kıyısında sıradan insana zırnık koklatmayacak oldukları meşum yurt dışı menşeili bankalar nezdinde duyrulur. TRT Haber'in 18 Aralık saat 17.10 sıralarındaki canlı yayında dikkat çeken bir olay yaşanır. Canlı yayın devam ederken stüdyoda bir kadının ‘yeter’ diye bağırdığı ve ceketini çıkardıktan sonra fırlattığı görülür. Halin perişanlık düzeyi zaten başkaca söze gerek bıraktırmayacak bir nüve olarak “yeter” feryadından belirgindir. Bu ülkede şu sahada tek bir iyi gün söz konusu edilemeyecektir her nasılsa. Asgari ücret 22 bin 104 lira, emekli aylığı 16 bin 800 lira düzeyindeyken, o yıkım şablonu, bunca açık rantiye pazarları, insan ticareti, uyuşturucu, fuhuş, silah her türlü yasa dışı faaliyetin var edildiği bir zeminin gerçekliğini tasdikleyen, kulaklarını kapatarak kendilerine biçilen rolü oynamaya devam eden vekillerin maaşı da o yeter isyanına dahil olunabilir. Resmi rakamlarla devam edelim: “Milletvekili maaşına resmi olarak zam Temmuz ayında geldi. Enflasyon farkı eklendiğinde milletvekili maaşı 229.676 TL oldu. Emekli milletvekili maaşı 149 bin lira oldu. TBMM'de bulunan milletvekillerinden hem emekli hem de milletvekili olanların maaşı ise 379 Bin TL'yi buluyor.” Var edilmiş güncel dengesizlik içerisinde hem nalına hem mıhına ayar üstüne ayar verilirken bir yandan sömürünün her nasıl var edildiği de ortaya saçılır. Milletin sesi olması gerekirken sistem aparatı olmayı kendilerine reva görenler sayesinde ucuz mavralar, hamasi nutuklar, boş lakırdılar ekseninde muhalifi / iktidarı birlikte göstere göstere beslenmeye devam olunur. Düzen böyle gelmiş, bundan sonra da böyle sınayacaktır insanını!
Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın bahsettiği gibi şaşkınlık nidaları yankılanır mesela. Onca gayri safi milli hasıla yükseldi, arşa çıktık denilirken, aslında çukurun dibini boylamış olduğu bir memleketin kendi çözümlemeleriyle mecliste yankılanır. Hiç mi bir şeyden haberdar olmaz insanlar, olmuyorlar. “Kişi başına millî gelirimiz 17.748 dolar” diyen Yılmaz, Türk-İş‘in yoksulluk sınırı rakamına itiraz etti: “Geçen ay gördüm televizyonlardan 97.000 TL diyor. Uluslararası istatistiğe dayalı bir yaklaşım değil bu.”
Dem Parti Ağrı Vekili Sırrı Sakık'la devam edelim: “Meclis Başkanlığı yapmış olan herkesin odası var. Hepsinin 4 personeli var. Kapılarında araçları var. Çocuklarınıi torunlarını götüren bir Meclis. Bir de Danışma Kurulu oluşturdular. Külliye'den bir emekli aylığı kadar maaş alıyorlar. Külliye'nin bunlara danışmak gibi bir derdi de yok. Bakın Parlamento'ya çok ciddi eleştiriler var. Hep söylerler çift maaş… Ben araştırdım ben dahil 499 milletvekili çift maaş alıyoruz. Ama gençler almıyor. Genç milletvekilleri bu parayı almıyor. Kanun teklifi verelim. Totalde yılda 1 milyar TL'yi bulan bu parayı yoksul Anadolu çocuklarına harcayabiliriz. Parlamento'dan başlarsak Külliye'den alanların da üstüne gidebiliriz.”
Bir dönüşüm değil mutlak olduğu yerde çürüyen bir mekanizmanın inşası sürüyor. Sakık vekilin bildirdiği ile Yılmaz efendinin kurduğu cümlenin aynı ülkeyi bildirdiği bir cendere sahası var ediliyor. Bir taraf yoksunlukla sınanırken, öte tarafın hamuduyla götürmeye devam olduğu bir zemin gerçek kılınıyor. Sorunları çözmek bir yana, hak olan tahsis edilmesi öte yana, ya sadaka kültürü diriltiliyor ya da meşhur korkular bir kere daha canlandırılıyor. Şükretmezseniz taş olursunuz, başımızda o şu bu olmasaydı adımız ne, halimiz nice olurdu lakırdıları arasında seyrüsefer eyleyen bir maile cinnet getirmiş bir yer gerçek kılınıyor. Tümüyle ülke çürürken, sabredin nidaları muallak bir seçim idesi etrafından artık laf kılınmış seçme / seçilme hakkının da lağvedildiği bir boşluğu bildiriyor. Cendere içerisinde imdat feryatları, el aman çığlıkları var olurken sessizliğin örgütlenmesi her köşede başka bir yıkımı imgeliyor. Magazine boğulmuş bir memleket değil mesele, açlık sınırının lüzumsuz bildirildiği, her gün el açan insan sayısının yüzlerce çoğaldığı, eksik gedik konulduğunuz bir yer sorun. Geleceksizlik, güvensizlik, karanlık sorun…. Bitmeyen yıkım sorun… Bu mudur yeni ülke?" sesli meram
*akla düşenler, yola çıkıldıktan sonra derinleşen açmazlar ve sorun yumaklarının bireyi neredeyse dakika sekmeksizin nefessiz bırakışı karşısında hala "akil" olanı aramaya devam ediyoruz. akil olanın belirli kural ve kıstaslarla belirlenmiş zümreler için özel bir armağan olmadığına inatla inanmak istiyoruz. derdimiz meramın görünür kılınabilmesi. bahis açtıklarımız ana akımın yüz göz olmaya tenezzül etmedikleri. etmekten bir özenle koşar adım kaçındığı şeyler olmaya devam ediyor günahıyla sevabıyla ve yazabildiğimiz kadarıyla fark edilebilir ayrıntılar ile dönüştürücü, ayrıksı duruşların sebeplerini irdeleyerek endişe giderici, tanımlanmamış olanı arz etmeye çabalayarak yardımcı olmaya sesli meram // deuss ex machina ile devam...iyi haftalar...
allame-i ulul arz’dan ara nağmeler
okuma parçası
sesli meram // deuss ex machina [ex.] genel geçer disiplinlerden uzak, deneysel ögeler ihtiva eden müzik türlerine kapısı açık bir yapılandırmayı sunmaya gayret eder. ambient’dan - folk’a uzanan ses şeceresinden alıntıları iliştirmeye devam ediyoruz. aralıksız yirmi iki yıldır... bir direniş hali içinde... yayındayız!...
her türlü eleştiri ve öneri için iletişim kanallarımız;
---------------------------------------------------------
/////görsel///// a banksy mural in borodyanka::::kyodonews/zuma press:::wsj
/////poemé
Սեղանապետի Հիշողություններից -- Վարդան ՀԱԿՈԲՅԱՆ
Գլուխդ դրեցիր կրծքիս վրա (սիրտս
այդքան արթուն երբեք չի եղել) եւ
մենք երազը տեսանք միասին։
Յուրաքանչյուր կին ինձ մոտենալուց առաջ
կույս է, եւ ես չեմ վախենում նույնիսկ
հարյուր անգամ ասվածն ասելուց։
Արտեմ Հարությունյանն ասում է, թե
իմ «Քարի շնչառությունը» կարդալուց հետո, երբ
հանդիպում է քարերի, հանում է
ամերիկյան անթարգմանելի գլխարկը (Is it you?) եւ
Արտեմ դայու իմաստուն ու անթաքույց ժպիտով
նրանց հանդիսավոր բարեւում։
Սիրելի, սիրելի տղաներ (թող սա լինի խոստովանություն՝
սեղանապետի իմ մշուշոտ հիշողություններից), ձեր հասցեին
արած իմ գովեստներից հետո, ամեն անգամ,
նստում ու լաց եմ լինում անօգնական։

Comments